14 Ocak 2024

Bir bankta soluklanmak: Günlük hayattan örnekler (7)

Nerede olursa olsun, genç ya da yaşlı bir arkadaşınızla bir bankı paylaşacaksanız ve Simon ve Garfunkel ikilisinin Eski Dostlar şarkısındaki gibi bunun nasıl bir his olduğunu düşünecekseniz, soluklanıp iki satır kitap okumak ya da manzaranın keyfini çıkartmak için oturacaksanız ya da zamansız uykuya dalacaksanız, mevsim ne olursa olsun, ahşap bir bank seçin bence

Banklar, birden fazla kişinin aynı anda oturabileceği, kentlerde değişik yerlerde konuşlandırılmış kent mobilyalarıdır. Yorulunca oturalım diye, tıpkı Simon ve Garfunkel'in 1968'deki dördüncü stüdyo albümü Bookends'deki Old Friends (Eski Dostlar) parçasında olduğu gibi:

"…

Eski dostlar, kış arkadaşları, yaşlı adamlar
Kaybolmuş palto içinde, gün batımını bekliyor
Kentin sesleri ağaçların arasından süzülüp
Eski dostların omuzlarına bir toz gibi konarken

Bir düşünsene yıllar sonra bizi
Sessizce parkta bir bankta oturmuşuz
Ne garip yetmiş olmak değil mi?
Eski dostlar, anılar aynı yılları hatırlatıp
Sessizce aynı korkuyu paylaşıyor"

Yalnız yorulduğunuzda mı? Kimi zaman etrafı seyretmek ya da elinizdeki kitabı, dergiyi, gazeteyi okumak için soluklanırsınız banklarda. Tıpkı babam Safder Kartoğlu'nun 1969'da Zonguldak'ta öğle tatilinde Cumhuriyet'te sabah okuyamadığı birkaç yazı için kordon boyundaki ahşap banka oturması gibi…

Zonguldak sahilinde babam Safder Kartoğlu bankta gazetesini okurken, 1969. Fotoğraf: Ümit Kartoğlu

Banklar çeşit çeşit; bazılarının kol ve sırt dayayacak yeri var, kiminin yok; bazıları sadece bir taraftan, bazıları ise her iki yandan oturulacak şekilde yapılmış. Kimileri koca bir ağacın gövdesini çevreleyen çember şeklinde… Banklar genellikle ahşaptan, ama bazen metal, taş, fiberglas ya da geri dönüşümlü plastikten.

Parklarda çoğu zaman oturacak bir bank bulursunuz. Bazı otobüs duraklarında da banklar bulursunuz, ama çoğu zaman değil.

Otobüs gelmeden birkaç dakika önce bir otobüs durağına bakalım. Konu ile ilgili üç örnek seçtim. İlk örnekte Bahçeşehir Üniversitesi Durağı'na gidiyoruz.

Metal banklı İETT Bahçeşehir Üniversitesi otobüs durağı. Fotoğraf: Gençer Yurttaş

Burada herhangi bir kontrol önlemi görüyor musunuz?

Peki barınak? Yoğun konumlardaki duraklarda genellikle barınaklar, oturma yerleri ve çoğu zaman bilet alınabilecek elektronik (ya da yalnızca manuel ekranlı) yolcu bilgi sistemleri bulunur. Barınak, otobüs durakları için koruyucu bir kontrol önlemidir. Burada tehlike rüzgâr, kar ya da yağmurdur. Parlak güneşli bir gün için, yansıtıcı bir üst bölüm de aynı zamanda gölge sağlayarak güneşe karşı bir kontrol önlemi görevi görecektir. Bahçeşehir Üniversitesi durağındaki barınağın üstü de arka paneldeki şeffaf malzemeden farklı olarak gölge oluşturabilecek bir filtre ile kaplanmış durumda.

Peki ya oturma? Yukarıdaki fotoğrafta oturma birimlerinin yani bankların metal olduklarını görüyoruz. İstanbul'da ahşap bankların olduğu otobüs durakları var, var ama çok az. İşte size Beşiktaş Akaretler Durağı.

Ahşap banklı İETT Akaretler otobüs durağı. Fotoğraf: Gençer Yurttaş

Bu durakta ahşap bankın yanı sıra, ayakta olup da yaslanılacak birim de ahşap malzemeden yapılmış. Bir başka örnek, Taksim tramvay durağı. Burada bank tümüyle ahşap malzemeden yapılmış, durağın üstü ise metal, yani güneşli havada gölge oluşturmak için birebir (ama yazın durağın tepesinden ayrı bir ısı kaynağı olacaktır bu siyah metal).

Taksim tramvay durağı, İstanbul. Fotoğraf: Gençer Yurttaş

Şu metal banklara daha yakından bakmak için sizi bizim oraya, Cenevre'ye götüreceğim: Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nin hemen önündeki Giuseppe-Motta Bulvarı'ndaki UIT otobüs durağı bu.

Giuseppe-Motta Bulvarı'ndaki UIT otobüs durağı, Cenevre, İsviçre. Fotoğraf: Ümit Kartoğlu 

Otobüs durağında bekleyecek insanların yan, arka ve üst panellerle korumaya alındığını görüyoruz. Bu "barınak" korumaya yönelik bir kontrol önlemi, ancak barınağın üstü şeffaf olduğundan, yağmur ya da kara karşı çalışsa da güneşli havalarda (İstanbul'daki örneklerin tersine) gölge oluşturması mümkün değil. Barınağın yan panelleri, sürücülerin bekleyen var mı diye içini görebilmesi için ideal olarak şeffaf malzemeden yapılmış, bank ise metal. Cenevre'nin yüksek rakımı, hoş ılık yazlara ve ılıman kışlara neden olur genelde; Ocak ayında ortalama en yüksek sıcaklık 2oC, en az ise -5oC civarındadır. Bütün bunlar metal bir bank için ne anlama geliyor?

Genel olarak bankın sıcaklığı hava sıcaklığı ile aynıdır, dengededir yani. Yukarıdaki fotoğrafı çektiğim gün hava -3oC idi. Bankın tasarımına risk değerlendirme gözlüğü ile bakarsak "metal" bankları tehlike olarak görürüz. Aşırı soğuk havada oturursanız poponuz donacaktır. Metal olmayan uygulamalar ve özellikle ahşap, soğuk tehlikesine karşı oturma için iyi bir kontrol önlemi olacaktır.

Giuseppe-Motta Bulvarı'ndaki UIT otobüs durağında bank ayrıntısı, Cenevre, İsviçre. Fotoğraf: Ümit Kartoğlu

Banklarda kullanılan ana malzemelerin ısı iletkenliğine bakalım.

Düşünsenize, Cenevre'de bu otobüs durağındaki bank ahşap olsaydı, mevcut metal banka oranla 3000 kat daha iyi izolasyon sunacak, dolayısıyla bir tarafınızı dondurmadan daha rahat ve uzun süre oturabilecektiniz. Çünkü her şey termodinamikle ilgili. Soğuk bir yüzeye oturduğunuzda vücudunuzdan oturduğunuz soğuk yüzeye doğru ısı kaybetmeye başlarsınız. Sonuç olarak soğuk hissedersiniz. Metallerde olduğu gibi ısı iletkenliği yüksekse ısı kaybı çok daha hızlı olacaktır. Buna herkesin evinde bile yapabileceği eğlenceli bir deneyle bakalım. Tahta ve metal birer kaşık tuttuğunuzu düşünün. Metal kaşık tahta kaşığa göre daha soğuk hissedilir, oysa gerçekte ikisi de aynı sıcaklıktadır. Yüksek ısı iletkenliği nedeniyle metal kaşığı tutarken tahta kaşığa göre elinizden daha hızlı ısı kaybedersiniz, böylece metal kaşık daha soğukmuş gibi hissedilir. Banklar için de durum aynıdır.

Yukarıdaki ısı iletkenliği listesinden metalin banklar için kesinlikle iyi bir seçim olmadığını anlıyoruz (Belediyelerin dikkatine). Yanılıyor olabilirim, ama sanki eskiden hep ahşap banklar vardı. Çocukluğumun geçtiği Zonguldak'ta metal bir bank hatırlamıyorum hiç. Bugün, parklarda daha çok ahşap banklar var, ama otobüs duraklarında değil.

Gezi Parkı. İstanbul. Fotoğraf: Gençer Yurttaş

Nerede olursa olsun, genç ya da yaşlı bir arkadaşınızla bir bankı paylaşacaksanız ve Simon ve Garfunkel ikilisinin Eski Dostlar şarkısındaki gibi bunun nasıl bir his olduğunu düşünecekseniz, soluklanıp iki satır kitap okumak ya da manzaranın keyfini çıkartmak için oturacaksanız ya da zamansız uykuya dalacaksanız, mevsim ne olursa olsun, ahşap bir bank seçin bence.

Önümüzdeki hafta yine yollara düşeceğiz, hız tümseklerine, kasislere bakacağız…

Ümit Kartoğlu kimdir?

Ümit Kartoğlu 1981 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, aynı üniversiteden Halk Sağlığı uzmanlığını 1984 yılında aldı.

Türkiye'de sağlık sisteminde her kademede çalıştı. 1993 yılında Halk Sağlığı alanında doçentliğini aldı. 1988-1990 yılları arasında Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeliği yaptı.

İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü'ndeki üç yıl görevden sonra, 1994'te ülkeden ayrılarak UNICEF'te sağlık danışmanı olarak göreve başladı.

2000-2001 yıllarında Güney Sudan'daki savaş sırasında uluslararası kuruluşların sağlık çalışmalarını koordine etmekle yükümlü Operation LifeLine Sudan'da Sağlık Koordinatörlüğü'ne getirildi.

2001-2018 yılları arasında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Cenevre Genel Merkezi'nde aşı kalitesi ile ilgili danışman olarak görev yaptı. Şimdi Extensio et Progressio danışmanlık şirketinin kurucusu ve CEO'su olarak görev yapıyor.

Dr. Kartoğlu'nun yayımlanmış birçok bilimsel çalışması ve kitapları bulunuyor (Bu kitapların hepsi Kartoğlu'nun web sitesinden PDF ve ePUB3 olarak ücretsiz olarak indirilebiliyor).

Dr. Kartoğlu 2011 ve 2013 yıllarında yaptığı bilimsel çalışmalar nedeniyle iki kez Ludwig Rajhman Halk Sağlığı Ödülü'ne değer bulundu. http://kartoglu.ch/

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

“Geceleri nasıl uyuyabildiklerini merak ediyorum”

Geçtiğimiz günlerde yine haberlerin kıyısında köşesinde Gazze’de soğuk hava nedeniyle donarak ölen yenidoğanların sayısının 4’e yükseldiği yazıyordu. Bu haber bile bugüne dek sessiz kalanların ses çıkartmasına yetmedi

Sağlık Bakanlığı’nın eziyet yönetmeliği

Aile hekimlerinin kendi işini yürütmek için hastaları ile aile hekimlerini karşı karşıya getiren bakanlığın algı oyunlarına artık tahammülleri yok

Bir milyon uçurtma ve 100 yılın hikayesi: Çocuk Hakları Bildirgesi

Geçtiğimiz Kasım ayındaki altı günlük insani duraklama dışında, tüm yıl boyunca bombardımanın olmadığı sadece iki gün vardı. Her üç saatte bir sivil altyapı vurulurken, her 17 saatte bir çadır ve geçici barınma, her dört günde bir okullar ve hastaneler, her 15 günde bir de yardım dağıtım noktaları ve depoları İsrail ordusunca hedef alınıyor

"
"