Özlem Akarsu Çelik'in moderatörlüğündeki Aklın Yolu programında, Aydın Doğan'ın eski çalışanlarından İsmail Saymaz ve Hakan Çelenk var |
Unkapanı/Bozdoğan Kemeri'nin kapatılması ne yazık ki yasaklı 1 Mayıs'ın simge fotoğrafı oldu, kullanmadan edemezdik (Foto: Gonzo Haber Ajansı stajyerlerinden Can Öztürk) | 
   Gordon Banks, KSK ve George Best'in, Amedspor ile ne ilgisi olduğunu yazıyı okuyunca anlayacaksınız | 
Hayallerim, Aşkım ve Sen filminden Türkan Şoray

1 Mayıs Çarşamba günü, polis koruması altında geçirdiğim en rahat günlerimden biri oldu! Siz bakmayın kimilerinin "İstanbul'da polis işgali var, 42 bin kişi görevli" demesine, devlet ne yapsaydı! Madem bizi koruyacak kadar güçlü değiller, evden dışarı adım atmayalım diye ellerinden geleni yaptılar! Ben kendi adıma evden çıkıp 100 metre ötedeki markete gitmek için dört polis barikatı geçmeyi göze alamadım ve evimde oturup televizyon izleyip, o gün sokağa çıkmaya çalışanların başına gelenleri gördüm ve hâlime şükrettim. Herhâlde yaşım nedeniyle olsa gerek anlayamadığım tek şey şu; İzmir ve Ankara'daki arkadaşlarım fellik fellik meydanlara akarken, biz niye Taksim'e çıkamadık? Bırak Taksim'e çıkmayı, Cihangir'den Sıraselviler'e gidemedik... Neyse fazla uzatmadan sizi iki fotoğrafla baş başa bırakıyorum.

Bu fotoğrafı İHD'den arkadaşım Leman Yurtsever gönderdi, İstiklâl'in hâl-i pür melali

Bu fotoğraf ise İzmir'in 1 Mayıs'ından, akademisyen Aysun Akan gönderdi 

HC'nin şerefime verdiği davet 

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Mehmet Ali Birand Konuşmaları'nda yapacağım konuşmaya, Bodrum'a gideceğinden dolayı katılım sağlayamayacak olan Hasan Cemal ve Ayşe Cemal, beni dün gece onur konuğu olarak yemeğe davet etti. Tabii ki kaçırmadan gittim. Oyuncu arkadaşlarım Deniz Türkali ve Ahmet Mümtaz Taylan ile yazar ve dramaturg Yıldırım Türker ve Dr. İncilay Erdoğan da bizimleydi, aşağıda göreceğiniz fotoğrafı da İncilay çekti.

Ayrıca görüyorsunuz ki gerektiği zaman gayet güncel olabiliyorum, yani son gelişmeleri 'baskıya yetiştirebiliyorum.'  

Gonzo Tuğrul'un meslekteki 50. yılı, Ayşe ve Hasan Cemal'in birlikteliklerinin 27. yılı dün gece kutlandı  

Ana-kız komşularım Sam'lar 

Yüzlerce bölüm süren ve hâlâ bölümleri tekrar tekrar yayınlanan Yasak Elma'nın starlarından Şevval Sam, son dizisi Yandaki Oda dört bölümde yayından kalkınca yeniden Cihangir'de görünmeye başladı. Fakat konu o değil, benim asıl arkadaşım annesi Leman Sam. Bu hafta ana-kızı birlikte 22'de görünce hemen sizler için bir fotoğraf çektirmek istedim ve yanlarına seyirttim. Yanlarında çeşitli müzisyen ve sanatçılar vardı ama hiçbirini tanımadığım için fotoğraf kareme sadece ikisini dahil ettim.

Esas arkadaşım Leman Sam, hâlâ bütün gücüyle Cihangir kedilerini sevmek ve beslemekle görevli. Anladığım kadarıyla bu işten hiç vazgeçmeyecek. Keşke Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney, Leman Sam'a, kısırlaştırma ve beslenme konusunda sıkı bir destek atsa! İnan Güney'in parası yetmezse, sevgili arkadaşı ve meslektaşı Ekrem İmamoğlu'ndan yardım isteyebilir, koskoca İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sokak hayvanlarının bakımı için ayırabileceği parası vardır herhalde!  

Kamufle olmuş siyah kediye dikkat!

'Kızıl'lardan ve muhaliflerden baygınlık geldi   

Cuma akşamı Kızılcık Şerbeti, pazartesi günü Kızıl Goncalar'ı izledim ve artık 15-20 dakika dışında izlememeye karar verdim. Neden derseniz, Kızıl Goncalar'da "Allah" "Bismillah" "Allah-ü Ekber" ve "Türkiye laiktir, laik kalacak" çekişmesinin, kötü karikatürlerden farkı yok. TRT'nin "kahramanlık" dizilerinin çekildiği orman artığı yerler kadar bile inandırıcı değil. Kızılcık Şerbeti ise tamamen iç bayıltıcı yurttaşlık bilgisi derslerine dönüştü...

Bunları görünce kendimi hızla "muhalif" kanallara attım. Hay atmaz olaydım! Bir yandan İsmail Saymaz, Hakan Çelenk, diğer yandan Şirin Payzın ve Barış Terkoğlu. Barış Terkoğlu, programda moderatör mü, kadrolu konuk mu tam anlamış değilim. Çünkü bu programı daha önce Şirin Payzın tek başına sunuyordu ama Almanya'da katıldığı bir yemekte kaza geçirince ameliyat olduğu için ara vermek zorunda kalmıştı. Kendisine de geçmiş olsun diyeyim... 

Şirin Payzın ile Sözüm Var programında kendisini hiç özletmeyen Barış Terkoğlu'nu hep göreceğiz 

Sığınmaya çalıştığım muhalif kanalların en kötüsü ise Uğur Dündar'ın bol bol Cemal Enginyurt'u konuşturduğu, Ece Üner'in moderatörlüğündeki Sözün Gücü programıydı. Bu kadar sık programa katılan Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, herhâlde telif ücreti almıyordur diye düşünüyorum. Ama ben olsaydım alırdım.

Cemal Enginyurt bu kez programa evinden bağlanmıştı 

Bu muhalif kanallar, Türkiye'nin üçüncü büyük partisi olan DEM Parti'den nedense kimseyi çıkarmıyorlar, o da ayrı bir soru. İçimiz dışımız CHP ve İyi Parti oldu. Bu arada dikkat ettiniz mi bilmiyorum, bütün programların isimleri neredeyse birbiriyle aynı. Gerçi içerikleri de neredeyse aynı, isimleri benzer olmuş çok mu!  

Neyse, sonunda kendimi TRT Radyo 3'ün müzikli kollarına attım ve huzur buldum. Lütfen muhalif kanallar onlara haksızlık ediyorum diye bana kızmasınlar, yandaş kanalları asla seyretmediğim için onlara eleştiri bile yazma zahmetinde katlanmıyorum. Zaten bu eleştirileri anlayacak gazeteciler de yok oralarda... 

Atıf Abi'yi anacağız

Türkiye sinemasının kurucu babalarından Atıf Yılmaz'ı ölümünün 18. yılında Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi'nde anacağız. Üstelik afişte göreceğiniz gibi panelin dışında film gösterimi de var: Hayallerim, Aşkım ve Sen. Cihangir'den normalde çok çıkmadığımı biliyorsunuz ama buna gitmeyi deneyeceğim, Türkan Şoray'ı da özlemiştim... 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots 

* Hayatımda futbol maçına gittiğim çok sayılıdır. Lisedeyken Kaf Sin Kaf (KSK) maçlarına, Londra'da George Best'i göreceğim diye Chelsea maçlarına ya da Gordon Banks'i seyredeceğim diye Stoke City maçlarına gitmişliğim vardır. Şimdi de bu fotoğraftan sonra 1. Lig'e yükselen Amedspor'un bir maçına mutlaka gideceğim. Bu arada fotoğraf, Gonzo Haber Ajansı Diyarbakır muhabirinden geldi.  

Amedspor'un erkek taraftarı, klasik küfürlü tezahüratlardan yapamadıkları için herhâlde üzülmüşlerdir!

* Tamam tamam merak etmeyin, Asu Maro'nun doğum günü, evime yürüyerek tam 5 dakika mesafede olan 22'de kutlandığı için gidebildim. Onlarca ünlü ile karşılaşıp bol bol fotoğraf çekerim sanmıştım ama oradaki en ünlüler Derya Alabora ve bendik. 

Bizim kadar ünlü olmasa da oyuncular Celal Kadri Kınoğlu ve Deniz Işın da Asu Maro'nun doğum günündeydi 

* Şaka gibi ama 2020 yılında Beyoğlu’nda katıldıkları "Feminist Gece Yürüyüşü" nedeniyle yargılanan 35 kişi, çok şükür ki beraat etti. 

Yargılananlar ve beraat edenler arasında İHD'den arkadaşlarım da vardı 

Linkler ve çağrılar 

* Maltepe'de öldürülen arkadaşım Hüseyin Cevahir'in portre belgeseli "Aşkla Sana", bugün, 19'ncu İşçi Filmleri Festivali kapsamında yayınlanıyor. Gösterim, Kadıköy'deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde saat 19.00'da olacak. Yeğeni ve belgeselin yapımcısı Çağdaş Cevahir de belgeselle ilgili Artı Gerçek'e söyleşi vermiş. Bu arada açılış gecesi gösteriminin yapılması planlanan "Kanun Hükmü" belgesel gösterimi, Çankaya Kaymakamlığı'nca yasaklanmış. Böyle sansürleri görünce, onlar adına ben utanıyorum.

* 60 sonları, 70 ortalarına kadar Mülkiye'de İnek Bayramı en coşkulu anlarını yaşardı. Ben de Cebeci'den Kızılay'a İnek Bayramı yürüyüşlerine katıldığımı keyifle hatırlarım. Biliyorsunuz Mülkiye'de çalışkan öğrencilere inek denir... Şu an Paris'te yaşayan, Mülkiye'den sınıf arkadaşım Şehmus Güzel de o günleri çok güzel kaleme almış ve İnek Bayramı'nı e-kitap halinde yayımlamış.

Advertorial (!) 

* Sanki Türkiye'de çok varmış gibi, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü için P24'ün düzenlediği Mehmet Ali Birand Konuşmaları'nın 11.sinde bu yıl ben konuşma yapacağım. Program, Tünel'deki Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi'nde saat 16.00'da başlayacak. Yer biraz küçük, dışarıda kalmak istemiyorsanız vakitlice gelin. 

Müzik önerisi 

Bu haftanın şarkısı, iki yaşlı devden geliyor: Tine Turner ve Elton John, Proud Marry...