05 Ağustos 2022

Glastonbury, Fatsa ve Gezi | Mektep arkadaşlarımla | Medyatik tatilciler ve tabii ki rock

Bu spot yazılırken hatırlatma aşımı olmuş; evde müzik dinleyerek başta Dr. Esin Davutoğlu Şenol olmak üzere, bütün doktorlara şükranlarımı yolluyorum

Tanıdığım en renkli profesör Aydın Uğur (1951-2022) - Yıllar geçti ama mektep arkadaşım Halil Ergün hâlâ iddialı - Fatsa'nın has evladı Terzi Fikri (1938-1985) - Etta James, hayat demektir (1939-2012)

İstanbul'un nüfusunun taş çatlasa yirmide birini oluşturan az, orta ve çok zenginlerin oturduğu Nişantaşı, Cihangir, Moda, Bebek, Kuzguncuk (nereden aklıma geldiyse) hâlâ yarı yarıya boş. Dolu yarıyı ise 'ecnebi Müslüman' ve Hristiyanlar oluşturuyor.

Kaktüs'te kimisi peçeli Arap hanımefendilerle masa komşuluğu yapmak çok hoş bile sayılabilir. Tabii ağustos bu denli sıcak başlamasaydı.

Buna rağmen, 4 Ağustos'ta 10 numaralı sağlık ocağında hatırlatma dozumu yaptırmayı ihmal etmedim. Siz aldırmayın Dr. Esin Şenol Davutoğlu gibi değerli tıpçılara gözdağı vermeye çalışanlara. Hastalık ve salgında doktor ne diyorsa, odur. Tartışılmaz. 

Dr. Hatıra Topaklı, tatilde olduğundan hatırlatma aşıma Dr. Hakan Hekimoğlu nezaret etti

Tiyatronun duayenleri

Tam iki buçuk yıl sonra, meteliksizken istediğim 500 lirayı "Daha kiraları toplamadım" deyip vermeyen Mülkiye'den arkadaşım Halil Ergün'le yan yana geldik. Tamamen rastlantı sonucu Ergün gibi, 60'lardan gelme iki prima donna ile karşılaşmayalım mı: komşum Celile Toyon ve Aysan Sümercan. Hâlâ dizi ve filmlerde oynayan üçlünün sanat muhabbeti pek hoştu.
 
Gerçi Halil Ergün herkesi susturup kendi konuştu, fakat hesabı öder diye fazla müdahale etmedik. Ne var ki ben ve Deniz Türkali'nin daha erken terk ettiğimiz gecenin hesabını, şimdi Kürtçe bir opera projesi olan, yapımcı Dara Kutlay ödemiş.
 

Yapımcı Dara Kutlay, oyuncular Celile Toyon, Aysan Sümercan, Halil Ergün
ve okul piyeslerinde bile istihdam edilmeyen Tuğrul Eryılmaz
 
Unutmadan ekleyeyim, Anadolu Hisarı'ndaki dört katlı villasında tek başına yaşayan Halil Ergün, nasıl olduysa Covid'e yakalanmıştı ama çabuk atlatmış.
 
Perşembe akşamı 23.15:  Yine de eminim ki 2023 yılında yapılacak seçimlerde Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı'na karşı, Halil Ergün'le birlikte bir '68'liler İttifakı' oluşturacağız. 

Ergenler reunion'u

Bu hafta içinde en duygusal anlar yaşadığım gece, İzmir Karşıyaka'dan ortaokul ve liseden iki arkadaşımla buluşmak oldu. Posta müdürü bir babanın ve Köy Enstitülü bir öğretmenin kızı olan Figen Öner ve babadan fabrikatör şimdi Kilsan'ın patronu Sabri Ekmekçioğlu. Ekmekçioğlu'nun kendi üretimi şarapları içmek müthiş keyifli oldu.

Bir süre sonra masamıza dişçi komşum Nüvit Kayoğlu ve en gencimiz yazar Seray Şahiner de katılınca yandaki masaların rahatsız olup olmadıkları hiç umrumuzda olmadı. Ayıptır söylemesi, şarabın yanı sıra bonfileler ve koca koca karidesler de yedik. Bu beni bir ay götürür. 

Fabrikatör Sabri Ekmekçioğlu, diş hekimi Nüvit Kayoğlu, Gonzo Tuğrul, öğretmen Figen Öner ve benden sonra en ünlü, yazar Seray Şahiner 
Fotoğraf: Rodrigo M. Burak 

İletişim deyince...

Ben, "Ne olacak, CHP'li bakanın oğlu" deyince Aydın Uğur hemen cevap verirdi: "Sen haddini bil. Müskirat eksperi Rıza Efendi'nin oğlu."

Ta asistanlık dönemlerinden arkadaşım olan Prof. Dr. Aydın Uğur'u da uğurladık. İletişim konusunda onun kadar Türkiye'ye emeği geçmiş, en fazla iki üç kişi falan vardır. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde İletişim Fakültesi Dekanı'yken beni de gazetecilik dersi vereyim diye işe almıştı. Dersim olduğu gün odasında yaptığımız ve elimizden kimsenin kurtulamadığı kahveli gıybetleri hâlâ çok özlerim.

Teşvikiye Camii'ndeki törende İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden geçmiş hemen hemen herkes vardı. 

Fotoğrafı, Gonzo Haber Ajansı'ndan eski Bilgi'li Serdar Katipoğlu çekti 

Tarihimden yapraklar

Terzi Fikri'nin hayaleti 

Özgürlük mekânlarım: Glastonbury 1971- Fatsa 1980
Yok yok merak etmeyin "Demokrat" Demirel'i, darbeci Evren'i ya da son tek adam adayımızı ve onların ortak heyulasını değil, 1980 baharında birkaç gün misafiri olduğum Fatsa'mı anacağım. Ankara Üniversitesi SBF BYYO'da asistanım. Herhalde bir tane de zıpır olsun diye Fatsa Halk Kültür Şenliği'ne davet edilmiştim.
 
Hayatımda kendimi çok özgür ve mutlu hissettiğim üç yerden biri olmuştu Fatsa. Düşünsenize Ünsal Oskay, Gülten Akın ve Can Yücel'le aynı mekânları paylaşmanın keyfini, mis gibi Karadeniz'i de ekleyerek. Benzer bir mutluluğu, 1971 Glastonbury Festivali'nde yaşamıştım. Daha o zamandan karşı kültürün simgesi olmaya aday Glastonbury'de binlerce genç gönlümüzden geçenleri yaparken beş kuruş ödemeden David Bowie, Traffic, Melanie... dinlemiştik. Benzer bir duyguyu bir de bu yüzyıl Gezi eylemlerinde yaşadım.
 
Övünmek gibi olmasın ama ne kadar yerel ve aynı zamanda evrenselim değil mi?

Linkler ve çağrılar

* Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF) yelkenlisi Blue Panda, Türkiye'ye yelken açtı. Yelkenli bu sene İzmir’in pilot ilçesi Çeşme’yi ve Kuşadası ile Dilek Yarımadası’nı ziyaret edecek.



* Opus Noesis, "Topluluklara Felsefe Kolaylaştırıcı Eğitim" düzenliyor. Detaylı bilgi için tıklayın. 



* Çerkeslerin gazetesi Jineps okurları, linke tıklayarak Ağustos sayısını okuyabilir. 



* Üniversitede konsere salon engeli, RTÜK’ten LGBTİQA+ karakterli Netflix animasyonuna inceleme;  25 Temmuz -1 Ağustos 2022 sansür gündemi Susma Platformu'nda

***

Medyatik tatil haberleri

Tanıdıklarımın büyük çoğunluğu bu yıl yaz tatillerini genellikle daha ucuz olduğunu iddia ettikleri Yunan adalarında geçirdiler. Efendim; Bodrum'da 2 bin lira olan şey, oralarda 50 Euro'ymuş. Otel fiyatları bile yarı yarıyaymış. Ben söyleyenlerin yalancısıyım.

En gözde ada ise bu yıl Leros olmuş. Hasan Cemal'ler, Ayşe Cemal'ler, Tuğba Çandar'lar, Hale Soygazi'ler ve hatta bir ara eski öğrencim Can Dündar bile oradaymış. Deniz Türkali'yi ve Yıldırım Türker'i davet etmemişler ama oyuncu İpek Bilgin ve Hafıza Direktörü gazeteci Murat Çelikkan, mavi tur vecibelerini Adriyatik kıyılarında yerine getirmişler. 

Onların yanı sıra, tatilini Akçay'da geçirmek zorunda kalan orta yoksul Necmiye Alpay, Datça'yla yetinen Dr. İsmet Hazar, Olimpos'a razı olan muhtar Halil Kalafat gibi dostlarım da var. 

Perşembe akşamı 22.05: Oyuncu arkadaşlarımdan Berker Güven, Budapeşte'de, Nihal Yalçın ise hâlâ İzmir'de tatilde. Dr. İncilay Erdoğan ise pahalı arabasıyla Marmaris tatilinde. 


Hasan Cemal ve Can Dündar'a kalpcikler gönderen Deniz Türkali'ye inanmayın,
çağrılmadığı için belli etmiyor ama baya alınmış gibi
Fotoğraf: Yönetmen Orhan Oğuz

Tarihten gelen isimleri rahat bırakın

Halk TV'de Uludere'deki katliam için "Roboski" esas adının kullanılması kıyametler koparttı. İşiniz gücünüz yok mu tanrı aşkına. Tarihten gelen isimlerin yerine isim uydurmak size de utandırıcı gelmiyor mu? 

Daha bugün, bu topraklarda ismi değiştirilen tam 45 bin yerleşim yeri olduğunu akademisyen bir arkadaşım anlatıyordu. Gerçekten söylüyorum, doktora tezi. Basılınca tam adını ve yazarını duyuracağım. 

Sinemalar sinema kalsın

Pandemi yetmiyormuş gibi, bir de baklavacıların hücumuna uğrayan Beyoğlu'nda hâlâ direnmeye çalışanlar var. Benim yıllarca en iyi filmleri seyrettiğim Beyoğlu ve Pera Sinemaları da yok olma tehlikesi altında. 

İşletmecilerinin çağrısını aynen yayınlıyoruz: 

"2017’den bu yana işletmesini üstlendiğimiz Beyoğlu Sineması ile Pera Sineması’nın işletmelerini devretmek istiyoruz.

Gösterimlerine ara verdiğimiz salonların, sinema dışı bir işletmeye dönüştürülmemesi ve aynı şekilde devam etmesi için bir süredir yaptığımız görüşmelerden maalesef henüz olumlu bir sonuç alamadık.

Sinemanın bulunduğu yerden tahliye edilmemesi ve/veya başka bir işletmeye dönüştürülmemesi ve 1989’dan bu yana üstlendiği misyonla devam edebilmesi için yatırımcı/sinemacı vb. kişilerin devralmakla ilgilenmesi durumunda bizlerle ulaşmasını rica ederiz."


Umarız bu fotoğraf, önümüzdeki yıllarda da yerinde kalır 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

* Geçen hafta 6 Ağustos Cumartesi günü Aliağa'da yapılacak mitingin haberini verirken çok önemli bir durumu atlamışım. 68'li dostum Fahri Aral uyardı. Devrimci sendikacı Necmettin Giritlioğlu, 1970'te Aliağa grevinde öldürülmüştü. Bu vesileyle anısı önünde özlemle eğilirim. 

* Geçen hafta Gelsin Hayat Bildiği Gibi izlenmediği için Türkiye halklarına güvenimin geri geldiğini yazmıştım. Yanılmışım. Meğerse bu dizi, ciddi ciddi izleniyormuş. 

Advertorial (!)

Mektep arkadaşım feminist akademisyen Fatmagül Berktay'ın Sanat Kritik için Suat Derviş'ten yola çıkarak yaptığı podcast'i mutlaka dinleyin derim. 

Müzik önerisi

Bu haftaki şarkımızı akademisyen arkadaşım ve tabii ki yaşıtım Ali Çiçekdağ seçti. Tabii ki rock'n roll. Etta James ve Chuck Berry. 


Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.

Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı.

İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi.

1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.

Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi.

Yazarın Diğer Yazıları

Ödül bolluğu, Mülkiye Pide Grubu ve itirazlarım...

Hastalıktan mabadımı kaldırabilseydim, İstanbul'a gelen Mülkiyelilerin pide partisine katılıp çeşitli sınıfsal rezaletler çıkaracaktım ama olmadı...

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...