İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 2024’ün suçla mücadele rakamlarını açıkladı, yılın son günü.
Çok detaylı olmamakla birlikte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kendi sosyal medya hesabında “2024’ye ne yaptık?” başlıklı paylaşımında söz konusu verilerin bir bölümüne yer verildi.
Yılbaşı telaşı içinde rakamlara pek dikkat edilemedi. Dolayısıyla Yerlikaya’nın paylaştığı verileri bir de sakin kafayla inceleyip değerlendirmek, ülkenin içinde bulunduğu kriminal tablonun daha net görülmesini sağlayacak, kuşkusuz.
Biliyorsunuz; bu coğrafyanın kamu güvenliğinin sağlanması, öncelikle sokaktaki suçlar, suçlular ve suç gruplarıyla mücadeledeki başarıdan geçiyor.
Sokağa hâkim olup denetim tam kurulamadığı müddetçe kamu güvenliğinin sağlandığını söylemek hayalden öteye geçmez.
Asayiş suçları, narkotik suçları, organize suçlar diye tanımlanan mafya suçları ve terör suçları kamu güvenliğinin sağlanmasında ön planda.
Yasadışı bahis ve internet suçlarıyla mücadeleyi de sokağa hâkim olma çerçevesinde unutmamak gerekir elbette.
Ruhsatsız silah patlaması!
Bu gözle İçişleri Bakanlığı verilerine birlikte göz atalım, şimdi.
Ülke genelinde 106 binin üzerinde ruhsatsız silah ele geçirildi güvenlik birimlerince.
5 bin, 10 bin ruhsatsız silah yakalama rakamının bile tartışılması gereken ülkede, yakalanan kaçak ve ruhsatsız silah sayısı 100 binin üzerinde! Bu rakam her kentte ortalama bin 300’den fazla yakalama demek. Diğer değişle; her gün 300’e yakın ruhsatsız ve kaçak silah yakalanmış yıl boyunca.
Ruhsatsız silahlarla işlenen suçları bakanlık açıklamamış henüz. Oysa, pek çok cinayet, gasp, silahlı saldırı ve yaralama ruhsatsız silahlarla gerçekleştiriliyor.
Ülkede adeta cirit atan mafya gruplarının, ruhsatsız silahlar kullandığı gerçeğini göz önüne alırsak, rakamın neden yükseldiğini anlamak mümkün.
Uyuşturucu operasyonları
Son yılların en çok dikkat çeken suçların başında uyuşturucu kaçakçılığı ve satışı var.
Bu konuda Türkiye’nin fazlasıyla kötü şöhreti var. Uyuşturucunun dağıtım üssü görüntüsü var. Tabii bu tablonun oluşmasında kimin katkısının olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
İçişleri Bakanlığı çatısı altındaki güvenlik birimleri 2024 boyunca tam 47 bin 350 operasyon gerçekleştirdi! Bu operasyonlarda ele geçirilip imha edile uyuşturucu miktarını 86 ton olarak kamuoyuna duyurdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Yine basit bir hesapla tabloyu netleştirelim; hemen her gün ülke genelinde 130 uyuşturucu operasyonu yapılmış! Şehir bazında ise, her kentte yıl boyun ortalama 590’a yakın operasyon gerçekleştirilmiş.
Tabii ki; Bayburt’u İstanbul’la, Sinop’u Mersin’le, Uşak’ı Van’la karşılaştırmak bilimsel bakımdan doğru değil elbette. Ancak, tablo da bu maalesef!
Yine benzer biçimde 2024’te 32 binden fazla kaçakçılık operasyonu yapıldı bu coğrafyada.
Uyuşturucu madde ve türevleri dışında kalan sigara, içki ve akaryakıt başta olmak üzere her türlü malın yasa dışı olarak ülkeye sokulması ve satışını önlemek amacıyla gerçekleştirilen kaçakçılık operasyonlarının 30 bin rakamını aşması dikkat çekici.
Her kentte bir yılda ortalama 400 dolayında kaçakçılık operasyonu yapıldığını ortaya koyuyor bu rakam.
Terör örgütlerine operasyonlarında engellenen eylemler
Terör örgütlerine yönelik rakamlar da diğerlerinden farklı değil.
PKK’ya karşı 50 bine yakın operasyon yapıldığını Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat paylaştı. Keza FETÖ’ye yönelik 5 bin dolayında, IŞİD’e ise bin 400 operasyon yapıldı, bir yıl içinde.
Üç önemli terör örgütüne yönelik operasyon sayısı 56 bini geçti.
Yerlikaya, önceki İçişleri Bakanı’nın “ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz. Bu ülkenin dağlarında 86 PKK’lı kaldı, 29 Ekim 2023’e kadar dağlarda PKK’lı kalmayacak” sözüne karşın bin 425 PKK’lının etkisiz hale getirildiğini duyurdu!
Yerlikaya’nın verdiği bilgiye göre, 95 PKK’lı öldürüldü, bin 100’ü sağ ve yaralı yakalandı. 230 PKK’lı ise teslim oldu!
Ayrıca kent merkezlerindeki savcılıklarca yürütülen adli soruşturmalar çerçevesinde 15 bin 310 PKK/KCK’lının tutuklandığını açıkladı, Yerlikaya.
Bu arada Yerlikaya’nın verilerine göre, FETÖ ile ilgili adli soruşturmalarda 2 bin 259 şüphelinin tutuklandı. IŞİD’e bağlantılı oldukları anlaşılan bin 279 şüpheli tutuklanıp cezaevine konuldu.
Yerlikaya, yıllık değerlendirmesinde son derece önemli bir bilgi daha verdi: Ülke genelinde 162’si bombalı eylem olmak üzere 214 terör eylemi de engellendiğini belirtti.
Bu veri, her kentte yıl boyunca ortalama 700 operasyon anlamına geliyor! Günlük olarak ise, 150’den fazla.
Mafya operasyonlarındaki vahim tablo!
Ve geldik, organize suç örgütü yani mafya operasyonlarına.
Türkiye’nin OECD’nin gri listesine girmesinin en büyük gerekçelerinden birisi ülkede, deyim yerindeyse at koşturan mafya gruplarına yönelik operasyonlarla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin 414 operasyon yapıldığını ve 572 suç örgütünün deşifre edildiğini vurguladı.
Operasyon sayısında İçişleri Bakanı Yerlikaya, katıldığı bir televizyon programında göreve başladığından bu yana 830 organize suç örgütünün ortaya çıkartıldığını açıkladı.
Mafya operasyonlarında 6 bin 438 şüphelinin tutuklandığını, 3 bin 352 şüpheli hakkında adli kontrol kararı bulunduğunu söyledi. Yerlikaya mafyanın 106 milyar lirayı bulan mal varlığına el konulduğuna dikkati çekti.
Resmi veriler alt alta konulduğunda ortaya vahim bir tablo çıkıyor.
Şu veriler, başka gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülkede ortaya çıksa acaba sonuç nasıl olur?
Elbette bu tablo bir anda oluşmadı. İktidarın görev verdiği siyasiler ve bürokratların payı fazlasıyla var. Hele son yıllarda yaşananları hatırladığımızda, bu tabloda payı olanların “hiçbir şey olmamış gibi sokakta dolaşabilmeleri” de işin cabası.
Yerlikaya; tamam mı devam mı?
Ülkenin içinde bulunduğu kriminal sarmala mücadeledeki en tepedeki isim İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya.
Yerlikaya ile ilgili siyasi kulislerde özellikle AKP içinde bazı değerlendirmeler yapılıyor.
İktidara yakın medyada gündeme gelen kabine değişikliği haberlerine bakılırsa Yerlikaya görevden alınacak.
Hatta Yerlikaya’ya yönelik “yapılan yoğun operasyonlarla ülke suç cenneti gibi görülüyor, bize sıkıntı oluyor” anlamına gelen eleştiriler de bir süredir seslendiriliyor AKP cenahında.
Ancak bu eleştirileri yapanların; 15 Temmuz’dan sonra göreve gelenleri mercek altına almasında yetmezse kimi sosyal medya hesaplarından yapılan fotoğraf paylaşımlarını dikkate almalarında fayda var.
Eleştirileri yapanlara karşı Yerlikaya’nın işinde başarılı olduğunu değerlendiren AKP’liler de yok değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yerlikaya’yla devam etmesi büyük olasılık.
Kaldı ki, bu ülke suç cennetine bir gecede dönüşmedi!
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
IŞİD operasyonlarına dikkat
Suriye’de Esad yönetiminin sona ermesi ve radikal dinci silahlı grupların iş başına geçmesi, Türkiye özelinde de önemli gelişmeleri beraberinde getirdi.
Özellikle, yakın tarihte El Kaide ve IŞİD’in terör eylemleri sürecini hatırlarsak, Suriye’de yönetime gelen kesimlerin önümüzdeki dönemde, geçmişte yaşananların tekrarını yaşatabileceği endişesini beraberinde getirdi.
İşte dünya yeni yıla yine terör eylemleriyle girdi. Ve bu eylemlerin neredeyse tamamına yakını radikal İslamcı olduğu ifade edilen kesimlerle bağlantılı.
Almanya ve Amerika’da yaşanan olayların yanı sıra Karadağ’daki saldırı da artık dünya üzerinde hiçbir coğrafyanın güvenli olmadığını ortaya koydu.
Batı’daki eylemlerde radikal İslami gruplarla bağlantılı “yalnız kurt” eylemlerinin artacağına şüphe yok.
Orta Doğu’daki gelişmelerde gerginlik yükseldikçe, bu yükselişin karşılığı farklı şekilde yankı bulacak maalesef.
Bu fotoğrafta Türkiye’nin konumu çok ama çok önemli. Bilhassa ülkenin kamu güvenliğinin sağlanmasında.
İçişleri Bakanı Yerlikaya, 2024 değerlendirmesi sırasında pek de göze batmayan bir bilgiyi paylaştı.
Yerlikaya’nın verdiği bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı birimler 57 kentte IŞİD operasyonu yaptı, yılın son günlerinde.
Gürz-34 adı verilen ve 12 gün süren operasyonlarda 536 şüpheli gözaltına alındı!
Polisin tespit ettiği kişilerin, örgüt yani IŞİD içinde faaliyet yürüttükleri, IŞİD’e finans sağladıkları ve çatışma bölgeleriyle irtibatlı oldukları belirlendi.
Şimdi gelinen noktada, bir süredir sessizliğini sürdüren IŞİD, ülkenin yarısından fazla hatta neredeyse üçte ikisinde aktif faaliyet içindeymiş meğerse.
Eylemsellik süreci başlamadan bu kadroların yakalanması önemli elbette. Şüphelilerden edinilecek yeni bilgilerle önümüzdeki sürecin daha güvenli geçirilmesi düşünülebilir.
Kime ait olduğu tam olarak bilinmeyen bir cümleyle yazıyı bitireyim:
“Güven iyidir ama kontrol daha iyidir…”
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü.
Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlanan " Komonist Masası'nda Nazım Hikmet " adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .
|