12 Ocak 2021

T24, 7 canı kaybettiğimiz Hendek patlamasından 9 ay önceki rapora ulaştı: Patlayıcıların uygun şartlarda depolanmadığı tespit edildi

Facia yaşandığında çalışır haldeki fabrikanın üretimine devam etmesini kim / kimler, neden olanak sağladı?

Sakarya'nın Hendek ilçesinde geçen Temmuz'da yaşanan ve 7 işçinin yaşamını yitirmesi, 127 işçinin de yaralanmasıyla sonuçlanan havai fişek fabrikasındaki patlamanın yargılaması geride bıraktığımız hafta başladı.

Soruşturmanın tamamlanmasıyla beraber hazırlanan iddianamede savcılık, faciada ihmali olduğu iddia edilen fabrika sahibi Yaşar Coşkun başta olmak üzere sorumluluğu bulunanlar hakkında 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talebinde bulundu.

Sanıklar hakkındaki ceza isteminin gerekçesi ise, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına denen olmak" şeklinde iddianamede yer alıyor.

Yine iddianameye göre, olaydan zarar gören ve mağdur olan 108 kişi, müşteki olarak mahkeme heyetince dinlenecek.

Davanın ilk duruşmasında, mahkeme heyeti yargılamanın yapılacağı salonun fiziki yetersizliğini gerekçe göstererek davanın görülmesini 15 Mart gününe erteledi.

* * *

Buraya kadar, davanın seyri hakkında kısa bilgilendirme yaptıktan sonra, soruşturma dosyasında yer alan ve bugünkü Büyüteç'in konusu olan gelişmeye geçelim.

Facianın yaşanmasının ardından hatırlanacağı üzere, farklı havai fişek üretimi yapan fabrikanın sahibi olan Coşkunlar Ailesi ve fabrikada yaşanan süreç hakkında çeşitli bilgiler kamuoyuna yansımıştı.

Özellikle ailenin, bölgenin ileri gelen isimleri olması nedeniyle siyasi bağlantılarını kullanarak kendilerine dolayısıyla fabrikaya imtiyaz sağladıkları yoğun olarak tartışılmıştı.

Yedi işçinin yaşamını yitirmesi sonrasında tartışılan diğer önemli konu ise, uzun yıllardır bölgede faaliyette bulunan fabrikanın mevzuata göre denetleme yapılıp yapılamadığı konusuydu.

Savcılık tarafından yürütülen adli soruşturma çerçevesinde dosyaya giren bazı belgeler, fabrikanın denetlenmesinin arından ortaya çıkan durumun fotoğrafının çekilmesini sağladı.

Şimdi bu belgeleri tarih sırasına göre tek tek açıklayalım…

Birinci belge, 26 Eylül 2019 tarihini taşıyor. Yani, facidan yaklaşık dokuz ay öncesi. Bu belge, devlet görevlilerinden oluşturulan bir ekibin imzalarını taşıyan ve fabrikada yaptığı detaylı denetimin raporu.

Bu tarihten önceki son denetleme 20 Haziran 2019 günü gerçekleştirilmiş. Üç ay sonra bir kez daha yinelenen denetim raporunda, denetleme ekibi, 21 maddeden oluşan incelemelerini yaptı.

Dokuz kişilik denetleme ekibinin incelemeleri sonrasında 21 madden 18'i konusunda fabrikanın uygunluk taşıdığı görülüyor.

Ancak, üç madde için fabrikanın eksiklerinin bulunduğu heyet tarafından belirlendi.

Buna göre; fabrika yönetiminin, "havai fişek imalinde kullanılan patlayıcı maddelerin tesiste depolanmasının mevzuata uygun olması" koşulunu sağlamadığı anlaşıldı.

Aynı denetleme raporuna göre, deponun muvafakat edilen bölümündeki patlayıcı maddelerde de dâhil olmak üzere patlayıcı maddenin giriş – çıkışları ile depo mevcudu noter tasdikli patlayıcı madde giriş – çıkış defterine düzenli olarak işlenmediği tespit edildi.

Son olarak, havai fişek imalini sağlayan izin belgesinin bitiş tarihinden sonra kullanılmaması gereken patlayıcı maddelerin halen kullanımına devam edildiği de yine aynı uzman heyet tarafından belgelendi.

* * *

İkinci belge ise, yine aynı denetim ekibi tarafından hazırlanan özel bir tutanak.

Tutanağın içeriği, fabrikada 26 Eylül 2019 günü Coşkunlar Ailesi'ne ait havai fişek fabrikasında yapılan denetimdeki eksikliklerin fabrika yönetimine resmi olarak bildirilmesi.

Üstüne üstlük, bu belgedeki eksiklik tespitleri, dokuz ay sonra fabrikada yaşanacak facianın da geleceğini haber veriyor.

Belgeyi okuyoruz:

"Yapılan denetlemede, piroteknik malzemelerin depolandığı 70+40 kapasiteli deponun içindeki piroteknik malzemelerin istiflemelerinin düzensiz olduğu, yükseklik ve duvar aralarında yeterli boşluğun olmadığı, depoların girişinde içeride depolanan malzemenin cinsini ve miktarını gösterir tabelanın olmadığı, depo çevresinde kuru ve uzun otların olduğu, patlayıcı madde üretim ve satış defterinin yeterli ve düzenli olarak tutulmadığı, 02.08.2019 tarihinden sonra defterin satış bölümünde satışı yapılan piroteknik malzemelerin çıkışına dair nakil izin belgelerinin alınmadığı ve haliyle deftere işlenmediği, üretim tesislerinde yangın algılama ve ihbar sisteminin çalışmadığı, yangın ekipmanlarının ve bakımının periyodik olarak yapılması gerektiği hususlarında kendilerine izah edildiği… "

Aralarında mühendisler, itfaiye yetkilisi, yerel kolluk personeli ve bomba imha uzmanı polisin yer aldığı denetleme heyetinin fabrikadaki eksikliklerle ilgili tespitleri tutanakta gayet açık ve net biçimde yer alıyor.

Devam edelim…

Denetleme sonrasında hazırlanan denetleme formu ve özel tutanak, daha sonra Sakarya Valiliği'nce değerlendirmeye alındı.

Bu çerçevede, Sakarya Emniyet Müdürlüğü, denetimden beş gün sonra 1 Ekim 2019 tarihini taşıyan ve yine Coşkunlar firması için özel olarak hazırlanan bir onayı valiliğe sundu.

Aynı gün onay makamı olan Sakarya Valiliği'nden imzalanan belgeyle Coşkunlar firmasına fabrikadaki eksikliklerin giderilmesi için bir ay süre tanındı.

Valiliğin firmaya havai fişek fabrikasında tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için bir aylık süre verdiğinin belgesi 4 Ekim 2019 günü emniyetçe şirket yetkilisi Fikret Çuvalcıoğlu'na imza karşılığında teslim edildi.

* * *

Faciadan tam dokuz ay önce yaşanan süreç böyle.

Devletin görevlilerin hazırladığı raporlardaki geçen tespitler ile olayın iddianamesinde olayın yaşanması süreciyle ilgili anlatılanlar birbiriyle örtüşüyor maalesef.

Fabrikada yaşanan patlamadan sonra anlaşılıyor ki, dokuz ay önce fabrikada tespit edilen eksiklikler giderilmemiş. Ve buna karşın fabrika halen çalışıyordu.

Şimdi; 7 yurttaşımızın yaşamını yitirmesine, 127'nin de yaralanmasına neden olan faciayla ilgili kritik iki soruyu soralım:

"Eksiklerin giderilmesi için verilen bir ay sonra fabrikaya hangi işlem yapıldı?"

"Facia yaşandığında çalışır haldeki fabrikanın üretimine devam etmesini kim / kimler, neden olanak sağladı?"

Yazarın Diğer Yazıları

Burdur'da taciz skandalı: Skandalın adresi Burdur Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü!

İşin içinde taciz var, mahkemeden alınan uzaklaştırma kararı var, il müdürlüğünde görevli kamu personeli var, şüpheli, tanık ve mağdura ait adliye yansıyan ifadeler var, adı tacize karışan personelin görevden uzaklaştırılması amacıyla bakanlığa ve valiliğe yazılan yazılar var. Yetmedi, benzerlerinde olduğu üzere dini cemaat iddiası var. Yetmedi, siyaset var

Ayhan Bora Kaplan, polis muhbiri oldu mu?

17 - 25 Aralık 2013'te Gülen cemaatinin emniyetten tasfiyeye başlanması sonrasındaki personel değişimi sırasında yeni göreve gelen ekipler, Ankara'yı kasıp kavuran Aramaz'ı bir türlü yakalayamazken, muhbir olmak amacıyla şubeye gelen genç, Aranmaz'la ilgili önemli bir bilgiyi polise aktardı...

180. yaşına adım atan Türk Polis Teşkilatı...

350 bin kişilik teşkilatın başındaki yöneticinin Şeref Defteri'ne yazdığını düşündüğümüz bağlılık mesajlarına karşın teşkilatın içinde bulunduğu tablonun örtüşmediğini, deyim yerindeyse "sokaktaki insan" biliyor artık