05 Temmuz 2019

Saadet Partisi’nin Soylu kırgınlığı geçer mi?

Soylu’nun “siyasi rekabette nezaket sınırlarını” aşması nedeniyle kabine dışında kalacağı yönünde değerlendirmeler yapılıyor

İstanbul seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı, “Siparişle kabine değişikliği olmaz” açıklamasına rağmen Ankara’da “kabine kazanı” kaynamaya devam ediyor.

Kulisler, Erdoğan’ın Uzak Doğu’dan dönüşüyle birlikte yeniden hızlandı. 

Olası kabine değişikliğiyle ilgili çok sayıda tahmin yapılıyor. Üzerinde en çok tartışılan isimlerin başında hiç kuşkusuz İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geliyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin ardından kurulan yeni kabinede de İçişleri Bakanı olarak görev alan Soylu, 31 Mart yerel seçimlerine hazırlanan AKP’in seçim propagandasında öne çıkan isimlerindendi. 

Soylu önce Ankara seçimlerinde görev aldı, ancak Millet İttifakı adayı Mansur Yavaş seçimi kazanan isimdi. 

Ardından, yenilenen İstanbul seçiminde bir öncekine göre daha aktif görev alan Soylu’nun seçim sürecindeki kimi açıklamaları ve eleştirileri, “siyasi rekabette nezaket sınırlarını” aştığı gerekçesiyle tepkilere yol açtı.

Soylu’nun bu nedenlerle kabine dışında kalacağı yönünde değerlendirmeler yapılıyor. 

Yapılan değerlendirmelerde, Soylu ile ilgili en önemli tartışma başlıklarından birinin Saadet Partisi’ne (SP) yönelik açıklamaları olduğunun altı çiziliyor.

31 Mart seçimi öncesindeki propaganda döneminde Soylu, doğrudan Saadet Partisi’ni hedef almış ve “Karamollaoğlu bana diyor ki, ‘en ahlaksızca kampanyayı yapıyor’. Ahlaksızlığı yapan ben miyim? Yoksa Erbakan’ın milli görüşünü iki milletvekili için PKK’ya satan mıdır ahlaksız? Şanlıurfa ve Adıyaman’da Saadet Partisi ile PKK ittifak etmektedir” demişti.

Soylu, bu değerlendirmesinin yarattığı tepkiye rağmen, daha sonra da “24 Haziran’da Saadet Partisi sattı bu milleti, hadi oradan densiz. Karamollaoğlu sattı. Densiz, ne söylüyorsun? Utanmadan bir de milletin içine çıkıyorsunuz?" şeklinde konuşmuştu.

Bu açıklamalar nedeniyle Saadet Partisi’nin AKP’ye tepki göstermiş, 23 Haziran öncesinde ortamı yumuşatmak isteyen İBB adayı Binali Yıldırım, Saadet Partisi seçmeninden özür dilemişti. 

Yıldırım’ın Milli Görüş’le yakınlığını göstermek amacıyla “Saadet Partili kardeşlerimiz Binali abiyle aynı evde büyüdüler. Yani birbirlerini herhalde Binali abi, Saadet Partili kardeşlerimize Ekrem İmamoğlu’ndan daha yakındır” şeklindeki sosyal paylaşım yapan Soylu’ya, SP’den anında yanıt geldi. 

SP’liler "Saadet Partili kardeşlerim diyen Süleyman Soylu, dizinin dibinde yetiştiği Demirel'in eski bir sözünü hatırlattı bizlere: Dün dündür, bugün bugündür. Biz de Erbakan Hocamız'ın bir sözünü hatırlatalım o halde: Dünyada iki Milli Görüşçü kalsa; biri aday olur, öteki de ona oy verir" açıklamasıyla tepki çıtasını daha yükseğe çekti. 

Siyaseti takip edenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tıpkı Yıldırım gibi mensubu olduğu siyasi geleneği temsil eden Saadet Partisi’ne olumsuz bakışı olmadığını bilirler. 

31 Mart öncesinde sadece Genel Başkan Temel Karamollaoğlu’nu eleştiren Erdoğan, SP tabanını hedef alan bir eleştiri yapmaktan kaçınmıştı. Ancak, Soylu’nun SP tabanını üzen ağır eleştiriler yapmasının önümüzdeki süreçte değerlendirmeye konu olacağı kulislerde konuşuluyor. 

Meslektaşım Abdülkadir Selvi, pazartesi günkü köşesinde AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın Erdoğan’ın başkanlığındaki MYK’da yaptığı değerlendirmeyi kaleme aldı. Selvi, Turan’ın İstanbul’un kaybedilmesindeki yanlışlardan birisini, “Saadet Partisi’ni eleştirebilirsiniz ama Saadet Partisi’ni terörle eş tutamayız” diyerek açıkladığını yazdı. 

Turan isim vermeden İçişleri Bakanı Soylu’yu işaret ediyordu.

Kaldı ki Soylu İstanbul’da her gün en az dört konuşma ve toplantı yapmasına rağmen kendi ilçesi Gaziosmanpaşa’da bile AKP’nin gerilemesi önleyemedi. 

İlçedeki oy oranları; 31 Mart’ta AKP yüzde 55.99 ve CHP yüzde 40.59 olurken, 23 Haziran’daki oy dağılımında ise AKP yüzde 52.84’e geriledi. CHP ise oylarını yüzde 46,36’ya taşımayı başardı.

Soylu’ya yakın duranlar, İçişleri Bakanı’nın milliyetçi kesimde karşılığının olması nedeniyle MHP lideri Bahçeli tarafından da desteklenmesiyle bakanlık görevine devam edeceğini ifade ediyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrını ise zaman gösterecek.

Yazarın Diğer Yazıları

Sinan Ateş cinayetinden gözaltına alınan iki polis, nasıl Özel Harekatçı oldu?

Söz konusu iki polisin, kim tarafından ve nerede hazırlanan listeyle Özel Harekatçı olduğu sorusunun yanıtı önemli. Kim ya da kimlerin referans olduğu önemli

Özel Harekat'ta neler oluyor?

Spor ayakkabısı alımına müfettiş incelemesi, Özel Harekat'ın dikkat çeken ziyaretçileri, yemek ihalesindeki isim, hibe alınan zırhlı araçların hurdaya yakın çıkması ve dahası...

Bir trafik kazasının anatomisi: 35 saatte belirlenemeyen kimlik ve soruşturmada yaşanan gariplikler

"Sürecin başından itibaren haklarında ceza istenilen polislerin, bu kadar küçük ve basit ceza verilmesi, iki polise ceza verilmemesi ve bizin yaşadıklarımızla dosyaya müdahale edildiğini görmüş olduk"