19 Ekim 2021

FETÖ borsası cinayetinde savcı ne diyor?

Okuyacağınız savcılık görüşünde, İzmir’de FETÖ borsasının nasıl oluştuğu, ne şekilde çalıştığı, nasıl organize olduğu gayet net biçimde ortaya konuyor. Olaylara adı karışan Emniyet Müdürü Kudret Dikmen, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun onayı ile İzmir’deki görevinin ardından Ankara’ya alındı. Hem de emniyet teşkilatının en gözde ve mühim birimlerinden İstihbarat Dairesi Başkanlığı bünyesine. Ama yaşanan bir gelişme Dikmen’in arkasından esen rüzgârı değiştirdi…

İktidarın pek dikkate almadığı bir soruşturma var İzmir’de: FETÖ Borsası cinayeti.

Görünüşe göre FETÖ borsası cinayeti; ne iktidarı, ne de İçişleri Bakanlığı’nı ilgilendiriyor!

İşin içinde bir AKP’li siyasinin olması nedeniyle böylesine uzak duruluyor sanırım.

Adeta “üç maymunun oynandığı” bir durum özetle.

Büyüteç’i takip eden okurlar daha önce bu konuda yazdıklarımı hatırlayacaktır.

İlk kez okuyacaklar için kısaca hatırlatayım bir kez daha.

17-25 Aralık sürecinin ardından İzmir’de başlatılan FETÖ soruşturmaları çerçevesinde savcılıkça yürütülen adli soruşturmalarda adı geçenler, para karşılığında soruşturma listelerinden çıkarılıyordu.

Suç örgütü biçimde hareket eden yapı içinde savcılık – polis – siyaset – mafya bağlantıları mevcut.

Ortaya çıkan bilgilere göre; savcılığın yürüttüğü soruşturmalarda adı geçen isimler, polis tarafından önce AKP İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’a bildiriliyordu. Kurtuluş ise, bu bilgileri İzmir’de organize suç örgütü liderliğini yapan Serkan Kurtuluş’a aktarıyordu. (Ahmet Kurtuluş ile Serkan Kurtuluş arasında herhangi bir akrabalık yok. Sadece soyadı benzerliği var T.Ş.)

Serkan Kurtuluş ve adamları, kendilerine getirilen isimlerle bire bir görüşmeler yaparak para verilmesi karşılığında isimlerin soruşturmalardan çıkarılması sağlanıyordu.

Olayın ortaya çıkmasıyla birlikte, Serkan Kurtuluş yurt dışına kaçtı. Önce Gürcistan’a, oradan da Kolombiya üzerinden Arjantin’e geçti. Şu anda Arjantin’de tutuklu.

Ancak, FETÖ borsası iddiasıyla başlatılan adli soruşturma çerçevesinde sanıklar arasındaki Eski AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş önce gözaltına alındı. Ardından adli kontrol ile serbest bırakıldı.

Eski AKP’li Kurtuluş, ilk duruşmada bildiklerini açıklayacağını duyurdu. Bunun üzerine yurt dışında firari durumdaki Serkan Kurtuluş’un talimatıyla Erzurum’dan gelen bir berber tarafından evinde öldürüldü.

Böylece, davanın en önemli isimlerinden birisi susturularak devre dışı bırakıldı.

Savcının cinayetle ilgili görüşü

Cinayetle ilgili bir dava süreci yürüyor. Yanı sıra Serkan Kurtuluş’un liderliğini yaptığı suç örgütünün eylemleri çerçevesinde ayrı bir yargılama var.

Söz konusu yargılama kapsamında savcı, geçen hafta esas hakkındaki görüşünü açıkladı.

Savcının görüş verdiği dosyada otuza yakın eylemle ilgili değerlendirmeler yer aldı.

“FETÖ şüphelisi şahısların yağmalanması” başlığı altında savcılık şu görüşlere yer verdi:

“(…) Maktül Ahmet Kurtuluş'un eylemlerin gerçekleştiği tarihte işadamı ve siyasi parti il yöneticisi sıfatıyla belirgin işadamı ve kamu görevlisi çevresinin olduğu ve siyasi kimliğini kullanarak bazı kamu görevlileri ile ilişkide olduğu maktül Ahmet Kurtuluş'un bu çerçevede sanık Kudret Dikmen ile ailevi boyuta varan samimiyetinin olduğu,

Gizli bilgilere sahip emniyet müdürü

* Sanık Kudret'in eylemlerin gerçekleştiği gerek 15 Temmuz 2016 öncesi, gerekse sonrası FETÖ soruşturmalarının yoğun şekilde yapıldığı dönemde bu soruşturmalar için kilit önemde bulunan İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı ve görevi gereği FETÖ’ne iltisaklı şahısların tespiti ve bunların eylemlerine dair gizli bilgileri haiz olduğu,

* Kaldı ki yine görevi gereği İl Emniyet Müdürlüğü’nün diğer birimleri ile Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli çalışma sebebi ile başkaca bilgilere de vakıf olduğunun bilinen bir gerçeklik olduğu,

* Maktül Ahmet Kurtuluş'un, bu çerçevede sanık Kudret ile örgüt lideri sanık Serkan Kurtuluş arasında bir bağ oluşturup bu bağ çerçevesinde sanık Kudret tarafından temin edilen terör örgütü üyelerine yönelik muhtemel/kesin gözaltı listelerini sanık Serkan Kurtuluş'a ulaştırarak örgütün korkutucu ve şiddet yönünden faydalanmak suretiyle adı listede olan müştekilerden tehdit şantaj yahut dosyamıza yansıdığı şekliyle yağmalamak suretiyle menfaat temini yoluna gitmişlerdir.

100 bin dolara iş halledilir!

* Müşteki Tamer Kömürgöz'ün kısmen sanıklar tarafından doğrulanan beyanlarında kendisinin Serkan Kurtuluş tarafından aranarak “adının listede olduğunu 100 bin dolar karşılığında halledebileceklerini” ve bunun üzerine birlikte emniyet müdürlüğüne gittiklerini ve Serkan'ın aşağıda beklediği sırada sanık Kudret Dikmen ile görüştüğünü sonrasında kendisinden istenen parayı vermeyince gözaltına alındığını beyan ettiği,

* Müştekinin sanık Kudret ile görüşmeye gittiği tarihte hakkında arama/yakalama olmasına rağmen hakkında bu şekilde sorgulamanın yapılmamış olması da (..Yine Tamer Kömürgöz şubeye geldiğinde yakalama ya da arama olup olmadığını o dönem itibari ile bilemiyorduk…) dikkate değerdir.

* Müşteki Tamer beyanlarının birbirlerini tanımadıkları kesin olan sanık Ilgın (Serkan Kurtuluş’un kız arkadaşı. T.Ş.) ile tamamen örtüştüğünün görüldüğü,

Ev için para, araba takası

* Gizli tanık Spil tüm beyan içeriği incelendiğinde olaylara vakıf olacak şekilde sanıklarla ilişkisinin olduğu anlaşılmakla tanık Spil'in ifadesinde maktül Ahmet Kurtuluş tarafından sanık Kudret'e para gönderildiğini ve bu paraların kendisi tarafından birden fazla defa götürüldüğünü yine maktül Ahmet tarafından sanık Kudret'e araç devri yapıldığını,

* Maktül Ahmet Kurtuluş'un ek ifadesinde; parti il başkan yardımcısı olduğu dönemde Serkan Kurtuluş ile tanıştığını ve arkadaşlıklarının başladığını, darbe teşebbüsünden sonra Serkan'ın elinde bir liste olduğunu ve bu listeyi Emniyet Müdürü Kudret Dikmen'den aldığını, tanıdığı olup olmadığını, olması halinde ‘fazla ayyuka çıkmadan para kopartalım’ şeklinde sözler söylediğini,

* Serkan'ı ‘başını iş alırsın’ diye uyardığını, daha sonra Kudret Dikmen ile görüştüğünde listeyi sorduğunu bu listenin Kudret tarafından Serkan'a gönderildiğini söylediğini,

* Kudret Dikmen’e ev alması için çek verdiğini, vergi mahkemelerinde olan problemlerini çözeceğini söylediği için karşılıksız olarak bu çeki verdiğini, eşine ait Volvo S60 model araç ile Kudret’e ait Ford Focus marka aracı takas ettiklerini, Serkan'ın o dönem üzerine çok gelmesi nedeniyle karşılığında bir şey istemediğini” beyan ettiği.

Çıplak görüntü ile şantaj

* Müşteki İrfan Görkemli'nin yağmalanması eyleminde müştekinin ve Ilgın Şentürk’ün beyanları ve cep telefonunda bulunan görüntülerle sabit olduğu, olayın başından sonuna kadar Kudret Dikmen ve Ahmet Kurtuluş’un bilgisi dâhilinde para koparmak niyetiyle gerçekleştiği,

* İrfan Görkemli’nin çıplak fotoğraflarının çekilerek serbest bırakılmasının da bizzat Ahmet Kurtuluş tarafından istenildiği, müşteki İrfan'ın da bahsi geçen listede adı olduğunun anlaşıldığı,

* Sanık Kudret'in örgüt lideri ile görüşmelerinin olduğu ve bu durumun sanık beyanlarında da doğrulandığı; öyle ki sanık Kudret'in tüm il genelinde suç örgütü lideri olduğu bilinen ve kendisinden de görevi gereği bu durumu bilmesi gerektiği halde eylem geçmişi 2000’li yılların başına dayanan örgütü ve liderini tanımaması beklenmez.

Bu nedenledir ki; sanık Kudret'in örgüt liderini gizli soruşturma yapmak üzere kendisine ses kayıt cihazı bilgileri dahi verdiğinin, yine örgüt lideri dışında örgüt liderinin kız arkadaşı sanık Ilgın ile de telefonla görüşecek mesajlaşacak seviyede sosyal ilişki kurmuş olmasının sanık Kudret ile örgüt lideri arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır.

Başkasına ait baz bilgilerine ulaşılması

* Yine sanık beyanı ile doğrulandığı üzere; sanık Kudret tarafından maktül Ahmet'in talebi üzerine Sevda Camgöz isimli bir şahsın “baz bilgileri” de maktüle verilmiştir. Ahmet Kurtuluş'un İsmet Şensoy isimli kişinin kişisel bilgilerini sanık Kudret'ten istendiği ve sanık beyanına göre; bilgilerin Ahmet Kurtuluş'a sinyal ve adres bilgilerini attığı maktül Ahmet'in de bunu Mustafa Karslı isimli kişi ile paylaştığı 26/04/2018 günü müşteki İsmet Şensoy'un zorla kaçırılıp yağma olayına maruz kaldığı,

* Sanığa (Kudret Dikmen) ait MASAK inceleme raporunda geliri ile orantısız bir nakit hareketinin olduğunun tespit edildiği,

Havuz sorusunun bedeli

* Yine benzer şekilde Fatih Akgöz isimli Sakarya’da vagon işi yapan müştekinin ifadesinin alındığı, bu olayda da müştekinin Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı’nda Kudret Dikmen ile Ahmet Kurtuluş’un daveti ve referansıyla görüştüğünü, kendisi hakkında FETÖ havuz sorgusunun Kudret Dikmen tarafından yapıldığının ve karşılığında Ahmet Kurtuluş’a peyder pey yaklaşık 800 bin TL’ye yakın bir miktar para gönderdiğini belirttiği (…)

İstenilen ceza

Savcılık esas hakkındaki görüşünde, suç örgütüne yardım ettiğini iddia ettiği Dikmen için tam on suçtan toplamda 14 yıldan 42 yıla kadar hapis cezası talebinde bulundu.

Emniyet’teki “bizim çocuklardan”

Okuduğunuz bu savcılık görüşünde, İzmir’de FETÖ borsasının nasıl oluştuğu, ne şekilde çalıştığı, nasıl organize olduğu gayet net biçimde ortaya konmuş durumda.

Bir ilave yapayım.

Olaylara adı karışan Emniyet Müdürü Kudret Dikmen, İzmir’deki görevinin ardından Ankara’ya alındı. Hem de emniyet teşkilatının en gözde ve mühim birimlerinden İstihbarat Dairesi Başkanlığı bünyesine.

Emniyet’te şimdilerde oldukça etkin ve güçlü olan “bizim çocuklar” kadrosundan.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun onayı ile elbette.

Soylu’nun onayı ile terfi

Hakkında adli ve idari soruşturma yürütülürken Ankara’ya terfi ettirilerek başkan yardımcısı olarak getirilen Dikmen, terfi almaya devam etti. Tabii yine hakkındaki adli ve idari yargı süreci devam ederken!

Dikmen, teşkilatta ender görülecek biçimde hakkında yargı süreci devam ederken, yine Soylu’nun imzaladığı üç kişilik özel kararnameyle 2018’de 1. Sınıf emniyet müdürü oldu.

Artık teşkilatın en tepedeki görevlerine adaydı. Polis Başmüfettişi yapıldı!

Ama yaşanan bir gelişme Dikmen’in arkasından esen rüzgârı değiştirdi. Dava dosyasına giren bir telefon konuşmasının delil olarak kabul edilmesiyle birlikte Soylu’nun imzasıyla bu kez görevden el çektirilerek “açığa alındı.”

İşler yolunda gidip, delil ortaya çıkmasaydı, muhtemel ki önemli göreve gelecekti Emniyet’te.

*  * *

Bu arada, soran olursa “FETÖ ile mücadele ediliyor!”…

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"