Büyüteç'te FETÖ ile bağlantılı mülki idare amirlerine yönelik soruşturmalar konusunda epeyce yazı yazdım.
Örgütün kendi içinde "hususiler" olarak tanımladığı mahrem imamların temasta olduğu vali, vali yardımcısı, kaymakam ve hukuk müşaviri gibi mülki idare sınıfındaki İçişleri Bakanlığı personelini kapsayan adli soruşturmalarda yeni gelişmeler yaşanıyor.
Bu konudaki son yazıda İçişleri Bakanlığı ile adli soruşturmaya destek veren polis birimleri arasında yaşananları aktardım.
Bakanlık kaynaklarından "mahrem imam – mülki idare amirleri" soruşturmasıyla ilgili yeni bilgiler gelmeye devam ediyor.
Anımsatmak gerekirse, şimdiye kadar bazıları açıkta olan 480 dolayında mülki idare amiri hakkında savcılık soruşturması başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen adli soruşturmanın asıl kaynağı "FETÖ'nün mahrem imamları"ndan elde edilen bilgiler.
FETÖ'nün ülke genelinde görev yapan kaymakamları, kaymakamlık sınavıyla başlayan, yurt içi ve yurt dışı eğitim dönemiyle devam eden, kaymakamlık kursunun tamamlanarak kura çekiminin ardından göreve ilk adımın atılmasıyla sonuçlanan süreçte örgüt evleri ile mahrem imamlar üzerinden yönetmesinin belirlenmesi İçişleri Bakanlığı'nda fazlaca rahatsızlık yarattı.
Büyük bölümü Ankara'da yürütülen soruşturmalarda eldeki mahrem imamların ifadelerinden yeni mahrem imamlar tespit edildi.
Şimdiye kadar soruşturma kapsamında yakalanıp haklarında adli soruşturma başlatılan mahrem imam sayısı 35. Adı geçen mahrem imamların ifadelerinden elde edilen yeni bilgiler ışığında kimlikleri ortaya yeni çıkarılan mahrem imam sayısı ise 20.
Yeni tespit edilen mahrem imamların bağlantıları üzerinde çalışan savcılık ve emniyet birimleri, FETÖ'yle bağlantısı bulunan yeni mülki idare amirlerinin isimlerine ulaştılar.
Operasyonel hat kullanan ve ardışık arama sisteminde yer alarak FETÖ'nün mahrem imamlarıyla irtibatı belirlenen yeni mülki idare amiri sayısı ise 180'e yakın.
Büyüteç'te FETÖ bağlantılı mülki idare amirleri hakkında yazdığım önceki yazılarda söz konusu mülki idare amirlerinin kamu görevine sokulmasında, atanmalarında, görevlendirmelerinde kimlerin karar verdiğini aktarmıştım.
Bilakis, halen görevdeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "cemaatle bağı olan hiç kimsenin atamasında imzasının bulunmadığını" kamuoyuna açıklamıştı.
Fakat görülüyor ki, isimleri gündeme gelen mülki idare amirlerinin bir bölümünde Soylu'nun atama ve görevlendirme onayı bizzat var.
Daha önce de yazmıştım. Soylu'nun bizzat kendi onayı ile memleketi Of'a atadığı kaymakam bile FETÖ'yle bağlantılı olduğu gerekçesiyle önce görevden alındı. Ardından da gözaltı işlemi yapıldı.
FETÖ'yle mücadelenin yöntemi böyle demek ki.
Yaşananlara bakıldığında; haklarında adli soruşturma yürütülen yüzlerce mülki idare amirin nasıl olup sistemde bulunduklarının da anlaşılabilir izahının olması lazım!
Kimler sisteme almış? Kimler yol vermiş? Kimler referans yani torpil olmuş?
Savcılık ve polisin bu isimleri de atlamaması gerekir kanımca.
Soylu'ya geri vites yaptıran tepki
İçişleri Bakanı Soylu, Ramazan'ın ilk iftarını Ankara'nın Mamak ilçesindeki bir polis karakolunda polislerle birlikte açtı.
Beraberinde Ankara Valisi Vasip Şahin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Şengün, Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz ve diğer yetkililer vardı.
İftarı açtıktan sonra Soylu, emniyet teşkilatını yakından ilgilendiren önemli açıklamayı yaptı.
Soylu, kısa süre önce Emniyet Genel Müdürlüğü'nce yürürlüğe konulan polislerin doğu ve batı bölgelerine atanıp görev yapmasını sağlayan yönetmeliğin eski haline getirileceğini anlattı.
Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe giren yeni yönetmelik hakkında polisler tepkilerini kamuoyuna yansıttı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener başta olmak üzere siyaset, yönetmeliğin karşısında durdu polislerle birlikte.
Tepkilerin büyümesi üzerine İçişleri Bakanı Soylu, geri adım atmak zorunda kaldı.
"Ben yaptım, oldu" prensibiyle hareket etmeyi tercih eden Soylu, bu kez hiç de hesap edemediği tepkiyle karşılaştı.
Bakanlık kulislerine yansıyan bilgilere göre, Cumhurbaşkanlığı da Soylu'nun yeni uygulamasından fazlasıyla rahatsız oldu. Cumhurbaşkanlığı, ulaşan tepkiler sonrasında İçişleri Bakanlığı'na yönetmeliğin eski haline getirilmesi talimatını verdi.
Zira Cumhurbaşkanlığı da polislerin tepkisinin siyasi bir karşılığı olacağını hesaplamış olmalı.
Sonuçta, muhalefeti arkasına alan polis teşkilatının gösterdiği tepkinin Soylu'nun Erdoğan nezdindeki karizma çiziklerine bir yenisinin eklenmesine neden olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Önümüzdeki pazar 10 Nisan. Polis teşkilatının kuruluş yıldönümü.
Ve polislerin gözü Resmi Gazete'de.