20 Haziran 2023

Emniyet’te görülmemiş skandal: Yerlikaya’nın yanı sıra Emniyet Genel Müdürü hakkında da dosya yapıldı!

Raporda, halen görev başında olan üç vali daha var

Büyüteç’in en ilgi çeken konularından birisi; Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ekibinin, yeni bakan Ali Yerlikaya hakkında hazırladığı "iltisak" konulu dosya olayının ortaya çıkmasıydı.

İçişleri Bakanlığı’ndaki görev değişikliğinin hemen sonrasında gün ışığına çıkan gelişmenin amacı, 28 Mayıs’taki seçimin ardından bakanlık koltuğuna oturan Yerlikaya’nın, Soylu’nun ekibine yönelik kadro operasyonu yapmasının önüne geçmekti.

Bunun için Soylu, 2018’de Ankara’da yürütülmeye başlanan FETÖ’nün mülki idare amirleriyle bağlantılarını ortaya çıkaran soruşturma çerçevesinde "yasal delil" olarak kabul edilmeyen tespitler ışığında hazırlanan raporu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunmaktan geri durmadı.

Sürecin biraz gerisine gittikten sonra aynı kapsamda yeni edindiğim bilgileri aktaracağım.

Aslında her şey, 15 Temmuz’dan sonra Tokat’ta mülki idare amirleriyle bağlantılı FETÖ’nün "mahrem imamları"nın belirlenmesini sağlayan soruşturmayla başladı. Cumhuriyet Başsavcılığı, valiler, vali yardımcıları ve kaymakamlar başta olmak üzere yüzlerce mülki idare amirinin Gülen cemaatinin mahrem imamlarıyla bağlantılarını tespit etti.

Artık hemen herkesin bildiği üzere, FETÖ’nün "hususiler" olarak adlandırdığı mahrem imamların, mülki idare amirleriyle "ankesör" sistemi ve "patates hat" olarak tanımlanan operasyonel telefon hatlarından irtibat sağladığı anlaşıldı.

Bu konuda Büyüteç’te epeyce yazı yazmıştım geçmişte.

Sonrasında soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na devredildi. Başsavcılık uzun süre yürüttüğü mülki idare ve mahrem imamlar soruşturmaları çerçevesinde on binlerce telefon görüşmesinin analizini yaptı.

"Fiili durumla uyuşmayan" veriler

Soruşturmayı 2019’da devralan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm dosyaları didik didik ederek FETÖ’yle "mahrem imamlar" üzerinden bağlantıları tespit edilen mülki idare amirlerini tespit etti.

Başsavcılık, çalışmalarının büyük bölümünü Ankara Emniyet Müdürlüğü üzerinden yürüttü. Zira, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki istihbarat, terörle mücadele ile kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele birimlerinin oluşturduğu veri havuzu kullanılarak söz konusu tespitler gün ışığına çıkarıldı.

İşte bu süreçte Ankara Emniyeti’nce yürütülen veri analiz çalışmaları çerçevesinde hazırlanan raporlardaki savcılık incelemesi sırasında "gariplikler" tespit edildi.

Savcılığın incelemelerinde bazı mülki idare amirlerine yönelik "fiili durumla uyuşmayan" durum ortaya çıkarıldı.

Neydi bu fiili durumla uyuşmayan durum?

Savcılık soruşturmasında "istenilen" bilgilerin yerine "istenmeyen" bilgilere raporlarda yer verilmesiydi.

2021’de yaşanan bu durum ortalığı karıştırdı, doğal olarak. Nedeni ise; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mülki idare üzerinde bakan sıfatıyla hakimiyetini kurmaya çalışması, Ankara Emniyeti’nin bir numaralı ismi Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın, Soylu’nun en yakınındaki isim olarak Soylu’nun bu yaklaşımına destek vermek amacıyla veri raporlarının savcılık talimatları dışında bilgiler içerecek biçimde düzenlenmesinin önünü açmasıydı.

Böylelikle adli soruşturmada kullanılmayacak bilgilerin kullanılır hale getirilmesi sağlanarak Soylu’nun hedefinde olan mülki idare amirlerinin üzerinde "bürokratik baskı" kurulmasının temeli atılmış oldu.

Mesela, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın durumu da böyleydi. Yerlikaya, fiili duruma uymayan bir uygulama sonucunda iltisak soruşturması kapsamına alınmıştı.

Soylu, bu durumu ortaya koyarak İstanbul özelinde siyasi ve bakanlık sorumluluğunda olan çalışmalarını yürütmeyi amaçladı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.

Hesabı bozan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı oldu.

Veri analiz raporları üzerindeki hataları tespit eden savcılık, aynı zamanda MİT’i devreye verileri "doğrulatma işlemi" gerçekleştirdi.

Emniyet Genel Müdürü Aktaş’ın adı da raporda

Savcılığın ortaya çıkardığı durum sonrasında Ankara Emniyet Müdürlüğü raporlarını geri çekmek zorunda kaldı.

Hazırlanan hatalı veri raporlarına bakıldığında Emniyet teşkilatında pek örneği görülmeyen- en azından 35 yılda bu satırlarının yazarının tanık olmadığı- yeni bir tablo ortaya çıktı.

Ankara Emniyeti’nin hazırladığı ankesör veri analiz raporlarında, mevcut Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’la ilgili bilgi de vardı. Tıpkı Yerlikaya’da olduğu gibi.

Aktaş’ın daha önceki görev yeri Şırnak Valiliği sırasında 2014’te FETÖ’nün mahrem imamıyla irtibatı hatalı veri raporunda yer aldı.

Raporda; Aktaş’ın, FETÖ’nün Bilal Tosun adlı mahrem imamıyla yaklaşık iki aylık süre içinde toplam 206 saniye süren üç görüşme yaptığı ifade edildi. 

Aktaş’ın, Temmuz 2019’da atandığı Emniyet Genel Müdürü görevi devam ederken, 2021’de Ankara Emniyeti’nce hazırlanan ankesör veri analiz raporunda yer alması kriz yarattı.

Aktaş’la ilgili "fiili duruma uymayan" veriye raporda yer verilmesinin altında yine Soylu’nun Aktaş üzerinde Yerlikaya benzeri bir bürokratik baskı kurmasın sağlamak olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Tabii burada ilginç bir durum daha var.

Şöyle ki; Aktaş, kendisi hakkında savcılıkça istenmeyen veri bulunan raporu hazırlayan Ankara Emniyeti hakkında hiçbir soruşturma başlatamadı!

Raporun hazırlanması çerçevesinde başta Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz olmak üzere sıralı amirler hakkında adli ve idari soruşturma başlatıp Yılmaz’a görevden el çektiremedi! Görevden nasıl el çektirebilirdi ki? Yılmaz, Bakan’ın en yakınındaki iki kişiden birisiydi!

Aktaş, eli kolu bağlı vaziyette susup kenarda beklemek zorunda kaldı! Suç failleri ise halen görev başındalar, doğal olarak.

Raporda, halen görev başında olan üç vali daha var.

Erzurum Valisi Okay Memiş, Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız ve Çankırı Valisi Abdullah Ayaz bu isimler.

Onlar hakkında da Yerlikaya ve Aktaş’ta olduğu gibi sıkıntılı veri analizi yapılmış görülüyor.

Gelinen bu tabloda yaşananları, "yanlışlık" olarak mı, yoksa kullanmayı pek de sevmediğim "kumpas" olarak mı değerlendirmek lazım?

Emniyet’te heyecanlı bekleyiş

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve gelmesiyle birlikte Emniyet teşkilatında tayin fırtınası bekleyişi başladı.

Soylu’nun yedi yıla yakın süredir "ilmek ilmek dokuduğu" kadrosu için artık uzatmalar oynanıyor.

Eski bakanın kadrosunda yer alanlar fazlasıyla tedirginler bugünlerde.

Erdoğan’ın bakan yardımcıları üzerinde yaptığı çalışmanın uzaması, Emniyet Genel Müdürü olarak görevlendirilecek kişinin de atanmasını geciktiriyor. Çünkü, mevcut Genel Müdür Aktaş’ın Bakan Yardımcısı olması gündemde. Aktaş, makamı boşaltamayınca yeniş genel müdürün atanması da uzuyor.

Gelen kulis bilgilerine göre, Yerlikaya’nın merkezde görev yapan üst yöneticilerinin neredeyse tamamını değiştireceği bilgisi var. Bazı önemli birimlerin yaptığı ihaleler ve alımların mercek altına alındığı bakanlık kaynaklarınca ifade ediliyor. Bunlar arasında özellikle suçla mücadele çerçevesinde görev yapan birimler için satın alınan ancak şimdilerde kullanılmayan bazı özel yazılımların yer aldığını belirtiliyor.

Geçen hafta Büyüteç’te belirttiğim üzere mevcut Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ın Genel Müdür koltuğuna oturmasındaki yüksek olasılık halen devam ediyor.

Soylu döneminde Çalışkan’ın makam kapısının önünden geç(e)meyenler, bugünlerde Çalışkan’ın genel müdür olma olasılığına karşı ziyaretlerini sıklaştırdı.

Bu arada halen görevde olan özellikle merkez teşkilatında makam sahibi bazı üst düzey emniyet müdürleri, son günlerde "kendilerinin Soylu’nun ekibinden olmadıkları" yönünde kulislere bilgi salıyorlar. O kadar farklı ekiplerin görev aldığı teşkilatta yıllardır böylesi bir durum yaşanmamıştı. Hatta öyle ki, yine görevdeki bazı polis müdürlerinin Bakan Yerlikaya’ya aracı gönderdikleri ve mevcut ekiple ilgili bilgi aktarmak istedikleri teşkilat içinde konuşulan diğer bir konu.

Emniyet’te tayin fırtınası beklenirken, çok farklı isimlerin göreve gelmesi olasılığıyla ilgili haberler kamuoyuna yansıyor. Emniyet teşkilatındaki gelişmeleri yakından takip ettiği ifade edilen İstanbul merkezli bir internet sitesi, geçtiğimiz günlerde görev alması beklenen isimlerle ilgili detaylı haber yayımladı.

Ancak listede, teşkilattan daha önce emekli olup ayrılmış bir polis müdürüne internet sitesince göreve atanması beklenen isimler içinde yer verilmesi, ne kadar başarılı yakın takip yapıldığını gözler önüne serdi.

İnternet sitesi yöneticileri belli ki kendi gönüllerinden geçenlere yeni dönemde görev veriyorlar ama gerçekler pek de öyle olmuyor. Çünkü burası Ankara.

Hatırlatmakta fayda var; siyasetin, bürokrasinin, toplum beklentilerinin farklı parametreleri ve dengeleri var.

Göreve gelsin veya görevlerine devam etsin diye desteklenen, isimleri gündeme getirilenler bir bakmışsınız taca çıkıvermişler. Çünkü burası Ankara!

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus Gazetesi'nde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"