26 Mart 2024

Emniyet'te dikkat çeken iki istifa!

İki polis müdürünin, her ne kadar kamu görevinden istifa etse de, geçmişte yaptıkları görev sırasındaki sicillerinin kaybolmayacağı aşikâr

İçişleri Bakanlığı'na Ali Yerlikaya'nın atanmasıyla birlikte geçmişe dönük suç ve suçlularla mücadelede kısmen mesafe alan emniyet teşkilatında ilginç gelişmeler yaşanıyor.

İlginç olduğu kadar da önemli işaretler veriyor, bu gelişmeler.

Yeni bakanın gelişinden sonra yapılan kadro tasfiyeleriyle boşalan makam ve mevkilere yönelik, teşkilat içindeki farklı dini grup ve yapıların birbirleriyle mücadelesi – hatta 'savaş' dense yeridir – hız kesmeden devam ediyor maalesef.

Çok seslendirilmese de; köşe bucak, kapalı kapılar ardında, kadro savaşları yaşanıyor.

Büyüteç'in son bölümünde bu konuyu detaylı aktaracağım. Ancak öncelikle geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız yaşanan iki polis müdürünün istifasına dikkat çekeyim.

Her iki polis müdürü sıradan isimler değil. Önemli süreçte önemli yerde görev yapmaları nedeniyle kritik iki isim.

Kolayca tahmin edeceğiniz üzere; her iki isim, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde "etkin" görevdeydi.

Yeri gelmişken belirteyim; geçmişe dönük, hele ki Soylu'nun dönemini Büyüteç'e aldığımda "geçmişle ilgilenmemem" gereken kimi mesajlar, gerek sosyal medya, gerekse tanıdıklar üzerinden ulaştırılıyor, bu satırların yazarına.

Üzgünüm; Soylu döneminde yaşanan, yapıldığı tespit edilen usulsüzlükler, olaylar daha epeyce zaman Büyüteç'in konusu olmaya devam edecek. Şimdilerde yaşananlar nasıl Büyüteç'te yer alıyorsa, önceki dönemde yaşananların ortakları, üzülmeye devam edecekler bir süre daha.

Malzeme bayağı var. Zamanı gelip konular olgunlaştıkça okurla paylaşmaya devam edeceğim. Meraklılarının bilgisine sunarım.

Devam edeyim; istifa eden polis müdürlerinden birisi, Emniyet Genel Müdürlüğü merkez teşkilatında görev yapmış bilhassa siber suçlarda etkindi.

Halen Bursa Emniyet Müdürü olan Sabit Akın Zaimoğlu'nun "prensi" hatta "kara kutusu" olarak bilinen Şube Müdürü konumundaki Kürşat B., bu isim.

Zaimoğlu, Siber Suçlarla Mücadele Dairesi'nde (SSMD) başkan iken ekibine aldığı Kürşat B.'yi, sonra atandığı İstihbarat Başkanlığı'na taşıdı. SSMD'deki görevi sırasında kamuoyunda çokça tartışılan siber uzmanlarının alımı yapılırken komisyondaydı.

Peşinden İstihbarat Başkanlığı bünyesinde de Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olarak görev yaptı. Emniyet İstihbaratı'na özel yazılımların alımı sırasında da görevdeydi. Soylu dönemindeki çalışmaların en yakın tanıklarındandı.  

Yerlikaya'nın Emniyet İstihbaratı'na atadığı Selami Yıldız'ın göreve başlamasıyla görevden aldığı Kürşat B., kısa süre önce İstihbarat Başkanlığı'ndan Polis Akademisi Başkanlığı'na tayin edildi. Tayin sonrasında Kürşat B., emniyet teşkilatından istifa etti.

Bu arada söz konusu polis müdürünün, Soylu döneminde emniyette oldukça etkin olduğu bilinen bilişim firması sahibi K.T. ile yakınlığının İstihbarat Başkanlığı'ndaki tayinde etkili olduğu iddiası mevcut.

İstifasının ardından Kürşat B., bilişim sektöründe yakınlarının sahip olduğu firmada çalışmaya başladı. Yakın zamanda yaşanması beklenen bir süreç öncesinde, yanına sırlarını da alıp gitti.

İkinci sır kutusu da istifa etti

Emniyet teşkilatındaki görevinden istifa eden diğer isim ise, yakın zamana kadar Ankara Emniyeti'nde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olarak görev yapan Murat B. oldu.

Murat B., diğer meslektaşı gibi kritik görevdeydi. Öyle ki, o da Soylu'nun yakın adamı Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ın "prensi" idi. Yılmaz'la tanışıklığı, Yılmaz'ın Gümüşhane'deki görev dönemine kadar gidiyor.

İkili yıllar sonra Ankara'da buluştu. Yılmaz, Murat B.'yi finansal suçların en yoğun olarak soruşturulduğu birimin başına getirdi.

Murat B., görevi sırasında pek çok mali suçla mücadele operasyonuna imza attı. Bunlardan en bilineni "Demir Yumruk" adı verilen ve Soylu'nun ballandırarak kamuoyuna duyurduğu operasyondu.

Demir çelik sektöründe, kurulan paravan şirketler üzerinden sahte faturalarla kamunun zarara uğratıldığı ve sonuçları bugün itibarıyla tartışılan operasyonu yürüttü. Operasyonun gerçekleştiği dönemde adliye ve emniyet koridorlarında epeyce kulis dönmüştü.

Söz konusu dosyanın tamamlanıp yargı aşamasına taşındığı dönemde adliyedeki Başsavcı Vekili Ahmet Yıkılmaz'ın da kısa süre önce HSK tarafından görevden alındığını eklemekte fayda var.

Ayrıca, Murat B.'nin başında olduğu birimin FETÖ'ye yönelik hazırladığı FETÖ'nün mülki idare yapılanması dosyası, savcılık ile emniyeti karşı karşıya getirdi. Savcılık, çatı soruşturma çerçevesinde bazı dosyaları usulüne uygun delil toplanmadığı ve hazırlanmadığı için kabul etmedi.

Bu dosyalardan birisi de mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya ait. Büyüteç okurları bu konuyu hatırlayacaktır. Dönemin Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Murat B.'nin hazırladığı dosyayı savcılık geri çevirdi. Gerekçesi usule uygun hazırlanmayışıydı.

Hatta bu soruşturma, Yerlikaya'nın İçişleri Bakanı olacağını öğrenen Soylu tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunuldu. Fakat Erdoğan, Soylu'nun anlatımını dikkate almadan Yerlikaya'yı bakan olarak atadı.

Soylu döneminin Ankara'daki kritik isimlerinden olan Murat B., geçtiğimiz günlerde istifasını verdi. Tıpkı, meslektaşı Kürşat B. gibi kara kutuluk yaptığı dönemdeki sırlarıyla beraber yeni bir hayata atıldı. Amerika menşeili hamburger firmasında üst düzey yönetici olarak özel sektörde iş başı yaptı, şimdilerde.

İki polis müdürünin, her ne kadar kamu görevinden istifa etse de, geçmişte yaptıkları görev sırasındaki sicillerinin kaybolmayacağı aşikâr.

Emniyet kulislerinde hareketli günler

Gelelim yazının ikinci bölümüne.

Emniyet'te kulisler kaynamaya devam ediyor. Kaynamanın en önemli gerekçesi gelecek haftaki yerel seçimler sonrasındaki takvimde yapılacak yeni atamalar.

İçişleri Bakanı Yerlikaya'nın seçim sonrası yeni atama kararnamesi çıkarma hazırlığında olduğunu yakın zamanda aktardım.

Bu takvime bir de emekliliği gelen polis müdürlerinden boşalacak yerlerin varlığını eklemek gerekir. Bakanlıkta, polis müdürlerinin 60 olan yaş haddinin 62'ye çıkarılması için TBMM nezdinde yapılan girişimlerden sonuç alınamadı. Yaş sınırı 60'ya kaldı.

Hâl böyle olunca halen aktif görev olup yaş sınırından emeklilik potasına giren üst yöneticiler var. Mesela bazı genel müdür yardımcıları emekli olacak yakın zamanda. Konya Emniyet Müdürlüğü yine bu sebeple boşalacak.

Asıl kavga İstanbul için

Asıl önemlisi, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'ın yaş haddinden emekliliği yakınlaştı.

Aktaş'tan sonra yeni İstanbul Emniyet Müdürü'nün kim olacağı epeyce hareketlendirdi kulisleri.

İşte yeni tayinlerde, emniyet içindeki hangi cemaat ve grubun baskın olacağı büyük önem kazandı. Söz sahibi konumlardaki devre arkadaşlığı, etkin olmaya başladı. Buna bir de dini cemaat ve grup yaklaşımı eklendiğinde mücadelenin seviyesini artık siz tahmin edin!

Çünkü, artık herkes biliyor ki, İstanbul'a hakim olacak yapı, teşkilat içinde fazlasıyla güçlenecek.

Birbirleriyle kavgalı olanlar bile "kazan – kazan" prensibi gereğince, baltaları toprağa gömüp barış çubuğu etrafında kenetlendiler.

Kimi söz sahibi olanlar da, teşkilattaki konumlarını kullanarak mevzi tutmaya çalışıyor. Özellikle Bakan Yerlikaya ile yakınlaşma içinde olan aktif görevdeki bazı polis müdürleri var. Yakın zamana kadar Yerlikaya'nın eleştirilerinin hedefinde olan bazı isimler, İçişleri Bakanı ile arayı düzelttiklerinin işaretini veriyor bugünlerde.

Kaplan operasyonu yansıması

Unutmadan bir ekleme daha yapayım.

Şöyle ki, Eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'la Soylu döneminde sorun yaşayan bazı polis müdürlerinin son dönemde Yılmaz'a destek vermeye çalıştıkları yönünde haberler var emniyet çevrelerinde.

Yılmaz, zaten yargıda söz sahibi olan isimleri bir süredir ziyaret ederek destek almaya çalışıyor sıkıntılarından kurtulmak için.

Yanı sıra, özellikle Ankara'daki Ayhan Bora Kaplan soruşturması çerçevesinde Yılmaz ve ekibi hakkındaki bazı iddiaların gündeme gelmesi, şimdilerde soruşturmayı yürütenleri hedefe koydu emniyet içinde.

Mesela, Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç'in görevden alınmasının gündeme geldiği ifade ediliyor, kapalı kapılar arkasında.

Aynı zamanda teşkilat içinde güç kazanmak isteyen dini grup ve cemaatlerin, birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmaları çerçevesinde, Kaplan'a yönelik operasyonu gerçekleştirenlere yönelik bir kadro operasyonu hazırlığı yapıldığı da kulisleri kaynatan diğer bilgilerden.

Hafta sonundaki yerel seçimler sadece siyaseti değil, emniyeti de şekillendirecek. Tıpkı, 2019'daki yerel seçimlerde olduğu gibi.

O dönem kaleme aldığım Büyüteç'in linkini buraya bırakayım meraklıları için.

Bakın o günlerde ve sonrasında neler oldu.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Dorukhan Büyükışık cinayetinde polislere yargı yolu

Soruşturmayı yürüten müfettişler, adları geçen 24 personelden dokuzu hakkında meslekten ihraç, maaş kesim cezaları ile kınama cezaları talep etti. Dönemin Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü İsmail Köksal ve Komiser Yardımcısı Hüseyin Vurucu’ya “meslekten çıkarma cezası” verilmesi teklif edildi. Ancak polis müdürü Köksal’ın cezası, olayın işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmesini gerektiren mevzuat nedeniyle zaman aşımına uğradı!

7,5 yıl sonra yapılan keşif ve sıfırlanan telefonlar

"Resmi keşif raporuna göre; Onur muhtemelen bilinci yerinde değilken, birden fazla kişi tarafından balkondan bırakılmış, hafif sol tarafına doğru yere çarpması sonucu balkon altına doğru yönelmiş. Sanıkların beyanları, Onur’un aktif atlama yaptığı şeklinde olmasına karşın, resmi rapor diğer düşme analizleri gibi Onur’un kontrolsüz / serbest ve ilk hızsız düştüğünü tasdik etti"

Adaletin merhem ol(a)madığı yine bir evlat acısı dosyası mı?

Baba Levent Özkan’ın ihmal iddiaları var; olaydan hemen sonra, soruşturmanın ilk günlerinde dosyaya konulması gereken, oğlu Onur Özkan’ın hastaneye götürülmesini sağlamak amacıyla irtibat kurulan 112 Acil Hattı’nın telefon görüşme kayıtlarına 8 ay sonra ulaşabildiklerini söyledi

"
"