13 Kasım 2020

Çubuk’taki yumruklu saldırıda ikinci iddianame: Yaşı küçük 10 şüpheli hakkında dava açıldı

Saldırı soruşturmasını yürüten Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, olayın bir numaralı zanlısı Osman Sarıgün'ün dışında yaşı küçük olan 10 çocuk hakkında da aynı saldırıya katıldıkları gerekçesiyle ayrı bir iddianame hazırladığı ortaya çıktı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çubuk'ta katıldığı şehit cenazesinde yumruklu saldırıya uğramıştı, hatırlarsınız.

Çukurca'da şehit düşen Piyade Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019 Pazar günü Akkuzulu Köyü'ndeki cenaze namazına katılan Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetine yönelik "linç girişimi"nde bulunulmuştu.

Linç girişimi sırasında Osman Sarıgün adlı yurttaş tarafından Kılıçdaroğlu'na yönelik yumruklu saldırı gerçekleştirilmiş, CHP lideri ve beraberindekiler bir eve sığınarak öfkeli kalabalığın elinden zor kurtulmuştu.

Olayın sanığı Osman Sarıgün, önce gözaltına alınmış ancak sonrasında salıverilmişti. Sarıgün, Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırı nedeniyle iktidar yanlılarınca kutlanmış, deyim yerindeyse el üzerinde tutulmuştu.

Neredeyse 20'nci ayına yaklaşan olayla ilgili henüz yargılama başlamadı. Gerek Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen hazırlık soruşturması ve iddianamenin hazırlanması, gerekse pandemi süreci yargılamanın başlamasını geciktirdi.

Yumrukçu Osman Sarıgün'ün sanık olarak yer aldığı davanın ilk duruşması önümüzdeki günlerde yapılacak. Ve böylece Çubuk saldırı davasının yargılamasına başlanacak.

İkinci iddianamede 10 çocuk sanık

Malum, gazetecilik "fikr-i takibi" işidir. Diğer bir deyişle, geçmişte yaşanan bir olayın ya da olayların takip edilerek yeni detaylarının, ayrıntılarının veya gelişmelerinin gün ışığına çıkarılmasıdır.

Çubuk saldırısının yargı sürecini araştırırken, şimdiye kadar kamuoyuna yansımayan yeni ve önemli bir ayrıntıyı öğrendim.

Araştırma sırasında; saldırı soruşturmasını yürüten Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, olayın bir numaralı zanlısı Osman Sarıgün'ün dışında yaşı küçük olan 10 çocuk hakkında da aynı saldırıya katıldıkları gerekçesiyle ayrı bir iddianame hazırladığı ortaya çıktı.

Bizzat Başsavcı Halil Demir'in imzasını taşıyan 28 sayfalık ikinci iddianamede, 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle "suça sürüklenen çocuklar" olarak tanımlanan 10 şüphelinin olay anındaki eylemlerine yer verildi.

Haklarında iddianame düzenlenen çocuk suçlalar şunlar:

B.S., İ.Y., K.Y., M.Y., N.K., S.K., T.K., T.R., Y.G. ve Y.O.

Savcılık, bu soruşturmada da yine olayla ilgili adli kolluk olan ilçe jandarmasından gelen kayıtları, tanık ve şikâyetçi ifadeleri ile şüphelilerin olay sırasındaki konumları, eylemleri ve ifadeleri üzerinde çalıştı.

İddianamede yer aldığı şekliyle örneğin sanıklardan B.S., Kılıçdaroğlu'nun korumaya alındığı eve giderek evin yan merdivenlerine çıktığı ve burada eline keser aldığı, ancak daha sonra keseri bıraktığı, üniformalı bir görevlinin uyarması sonucunda merdivenlerden indiği bilgisine yer verildi.

Benzer biçimde, yaşanan linç girişimi sırasında Kılıçdaroğlu'nun sığınacağı eve giderken sanıklardan İ.Y.'nin elinde taş olduğu değerlendirilen maddeyi CHP liderine attığı ancak isabet etmediği, sanıklardan K.Y. ile N.K.'nin, Kılıçdaroğlu'nu taşıyan CHP'ye ait makam aracını taşladığı, sanık M.Y.'nin beraberindekilerle birlikte sığınacağı eve doğru ilerlemeye çalışan Kılıçdaroğlu'na eliyle vurmaya çalıştığı tespit edilerek iddianame kapsamına alındı.

Sanık S.K.'nin jandarma ve korumaları arasında köydeki ara yola girmeye çalışan Kılıçdaroğlu beraberindeki heyetin önünü, yanındaki yetişkin kişilerle kol kola girerek engellediği, sanık T.K. ve Y.O.'nun CHP'ye ait Kılıçdaroğlu'nun makam aracına birden fazla taş atarak zarar verdiği, sanık T.R. ve Y.G.'nin, Kılıçdaroğlu'nun sığındığı evin merdivenlerine çıkarak CHP Genel Başkanı'na yönelik "PKK dışarı… şerefsiz…" gibi söylemlerde bulunduğu savcılık tarafından gerek kamera kayıtları, gerekse tanık ve şüpheli ifadelerinden belirlendi.

Savcılık, savunmalardan ikna olmadı

Savcılık, verdikleri ifadelere karşın isimleri tespit edilen 10 şüpheli çocuğun, "her ne kadar suçlamaları kabul etmeseler de savunmalarının ‘kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik' olduğu" kanaatini iddianameye koydu.

Savcılığın iddianamede ver yerdiği diğer görüş ise şöyle:

"(…) sanıkların ‘Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", müşteki, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanındaki diğer müştekilerle birlikte güvenli şekilde olay yerinden uzaklaşmasına ve güvenliklerinin sağlanması için götürüldükleri evin dışına çıkmalarına engel olması şeklindeki eylemleri ile de ayrıca ‘Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle birden fazla kişi tarafından birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarını işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır."

Savcılık, iddianamenin sonuç ve talep bölümünde ise, Türk Ceza Yasası'nın 109. Maddesi gereğince, "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle birden fazla kişiyle birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" hükmü gereğince "ayrı ayrı yargılanıp cezalandırılmaları" görüşüne yer verdi.

Çubuk'ta saldırıya uğrayan CHP lideri Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyetin müşteki olduğu ikinci dava da gelecek ay Çubuk'ta görülmeye başlanacak.

* * *

Çubuk'taki olayda özellikle yeterli güvenlik önlemi alınıp alınmadığı yönündeki konuyu ise salı günü ele alacağım.

Fikr-i takip devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları

Bir trafik kazasının anatomisi: 35 saatte belirlenemeyen kimlik ve soruşturmada yaşanan gariplikler

"Sürecin başından itibaren haklarında ceza istenilen polislerin, bu kadar küçük ve basit ceza verilmesi, iki polise ceza verilmemesi ve bizin yaşadıklarımızla dosyaya müdahale edildiğini görmüş olduk"

Emniyet'te "sular ısınıyor", ekipler arasındaki savaş kızışıyor...

Şu anda birbiriyle mücadele eden en az üç ekip var. Devre kardeşliği ile tarikat ve cemaat birliktelikleri ekiplerin çimentosu. Mücadelenin asıl hedefi, mevcut İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'ın yakın zamanda emekli olmasıyla boşalacak İstanbul Emniyet Müdürlüğü

Burdur'daki taciz skandalında ikinci perde: Tacizi tespit eden müdür vekili görevden alındı!

Yönetimindeki kurumda olanı biteni tespit ederek raporlayan ve devletin önlem almasının önünü açan Kılınç, sonuçta sisteme yenik düştü!