04 Aralık 2023

Beşiktaş’ta “turuncu” devrim: İpi önde göğüsleyen Hasan Arat, 35. başkan olarak koltuğa oturma hakkı kazandı

Arat’ın “turuncu liste”yle seçimi kazanması, 2004’te Ukrayna’da yaşanan ve yönetimin değişmesine neden olan “Turuncu Devrim”i akıllara getirdi

İSTANBUL

Beşiktaş’ta mevcut yönetimin aldığı olağanüstü seçim kararı sonrasında Başkanlık koltuğuna oturan isim Hasan Arat oldu. Çebi’nin toplam dört yıllık başkanlığı sona ererken; Arat, kulübün 35. Başkanı olmayı başardı.

Seçim sonuçlarına girmeden önce dün (cumartesi) sabahına dönelim.

Özellikle futbolda alınan kötü sonuçların ardından ikinci döneminde henüz bir yılı dolduran Ahmet Nur Çebi ve yönetiminin, sosyal medyada başlatılan kampanya sonucunda aldığı seçim kararıyla beraber, siyah beyazlı camia için bir yıl aradan sonra yeniden sandık yolu gözüktü.

Olağanüstü kongrenin ilk gününde, program gereği mali ve idari ibralar gerçekleşti.

Salon pek de kalabalık değildi açıkçası. Sabah başlayan kongre çalışması devam ederken, öğle saatlerinde Divan Başkanlığı’ndan yapılan anonsla katılımcı sayısının 2 bin 500 dolayında olduğu açıklandı.

Hatta bir ara Çebi yönetiminin mali ibrasının yapıldığı sırada başkan adaylarından Serdal Adalı’yı destekleyenlerin “evet” için el kaldırıp ibraya onay verirken, Hasan Arat taraftarları ise “hayır” diyerek ibrayı onaylamadı. İbra sırasında Adalı’yı destekleyenlerin sayısının Aratçılar’a karşı üstünlüğü “ertesi günkü yönetim kurulu seçiminde Adalı’nın önde geçeceğinin sinyali” olarak değerlendirildi.

Aslına bakarsanız bu tablonun gerçeği yansıtmadığı ikinci günkü seçim sonucuyla anlaşıldı!

Ayrıca Adalı’nın, Arat’ın bulunduğu bölüme geçerek kendisine başarılar dilemesi, sakin geçecek bir kongre sürecinin habercisiydi doğal olarak.

İbralar sırasında Başkan Çebi, katılımcılara hitaben bir teşekkür konuşması gerçekleştirdi. Aynı zamanda bir veda konuşmasıydı bu.

Gerek daha önce Fikret Orman yönetiminde, gerekse başkan olduğu dönemle birlikte toplamda 12 yıllık Beşiktaş mesaisine son verdiğini bizzat bildirdi.

Çebi konuşmasında, üyelerden helallik istedi. “Hakkınız bana helal edin” dedi.

Ahmet Başkan, konuşmasının bir bölümü çok dikkat çekiciydi:

“Beşiktaşlı olduğunu iddia edip trol hesaplarla bana ve aileme küfür edenlere hakkımı helal etmiyorum, kusura bakmasınlar.”

Bu satırların yazarı olarak, iki günlük kongre sürecini yerinde takip ettim. Çebi’nin bu açıklamasından sonra yakın çevresinden edindiğim bir bilgiyi aktarayım. Çebi’nin bu tepkisinin nedeni kızına ait telefona gelen bir küfürdü.

Daha önce de yakın çevresine, kendisine ve yakınlarına yönelik ahlaksız ve terbiye sınırlarını aşan mesajlar verildiğini aktaran Çebi’nin, “helalleşme” diyerek üstü kapalı aktardığı bu mesaj yollama sonrasında başkanlıktan kesin biçimde çekilme kararını aldığı ifade ediliyor.

Burada bir paragraf açayım. Çebi’nin yönetimini herkes sevmek zorunda değil. Yönetiminden memnuniyet duyulmayabilinir. Bunlar yönetimsel süreçlerdir ve sonucu seçim sandığında ortaya konulur. Kaldı ki bu kez de aynı süreç yaşandı. Arat ve Adalı başkanlık seçiminde yarıştı.

Kaldı ki, belki idari açıdan aynı şeyi söylemek mümkün olmayabilir. Ancak, Çebi ve yönetimi, belirli bir parasal düzeni kulüpte sağlamayı başardı. Futbol dışında amatör branşlarda eldeki imkanlar ölçüsünde başarıyı yakaladı.

Nihayetinde, beğenilmeyen yönetimden hesap sormak için sandığa gitmek yerine Çebi ve ailesine, bilhassa kızlarına sinkaflı küfür mesajlarının gönderilmesi, camianın geleceği bakımında hiç de iyi değil açıkçası. Hiç kimse böylesi mesajları hak etmedi, etmiyor da.

Seçim döneminde yine özellikle başkan adayı Adalı ve ekibine yönelik eleştiri boyutlarını açan ibretlik sosyal medya paylaşımları, bundan sonra göreve gelen her yönetimin başına bela olacak. Bu yönlü propaganda sürecine asla izin verilmemesi gerekiyordu. Ancak “yarışta her türlü propagandanın mübah sayılıp” böyle davranışlara onay verilmesi gelecek için kaygı verecek boyutta maalesef.

Parantezi kapatıp devam ediyorum.

Eski Başkan Ahmet Nur Çebi, 3 numaralı sandıkta oy kullandı (Fotoğraf: Tolga Şardan)

Asıl ikinci günkü seçim önemliydi. Arat ve Adalı’nın yarışında adaylara destek olmak isteyenler, sabahın erken saatlerinden itibaren kulübe ait Akatlar’daki spor salonuna ulaştı.

Bir noktanın altını çizeyim. Bu seçim, son yılların en geniş katılımının olduğu seçimdi.

12 binden fazla kongre üyesi, hem İstanbul hem de diğer kentlerden gelerek sandık başındaki yerini aldı.

Biraz geriye gidersek; mesela Fikret Orman’ın ikinci kez başkan seçildiği 2019’daki seçime 4 bin 900 üye katıldı.

Keza, Orman’ın ilk kez başkan seçildiği 2012’deki kongrede yaklaşık 4 bin 500 üye, ikinci kez başkan seçildiği 2013’deki kongrede 6 bin dolayında kongre üyesi oy kullandı.

Ahmet Nur Çebi’nin 2019’da ilk başkan seçildiği kongrede 8 bin 600 dolayında, ikinci kez başkan adayı olduğu kongrede ise, 4 bin 400 dolayında üye sandığa oy attı.

Arat ve Adalı’nın girdiği seçime katılmak için salona gelenlerin sayısının 12 bini aşması bu nedenle dikkat çekiciydi. Hatta rekor bile denebilir.

Salondaki genel kanaat, 9 bin dolayında üyenin oy kullanması halinde Adalı’nın seçileceği, ancak katılımcı sayısının artmasıyla ibrenin Arat’a döneceği yönündeydi. Zaten böyle de oldu. Oy kullanan üye sayısının on bini fazlasıyla aşması, Arat’a başkanlık yolunu açtı.

***

Adaylardan Arat, bir yıldan fazla süredir ülke genelinde ziyaretler ve görüşmeler yaparak seçime hazırlandı.

İlk defa 2000’deki seçimde Serdar Bilgili’ye karşı başkanlık yarışını kaybeden Arat, 2002’deki seçimde de yine Bilgili’ye karşı kaybetti. Arat, 23 yıl aradan sonra ikinci kez aday oldu.

Arat, gerek sosyal medya gerekse Beşiktaş camiasında iyi örgütlendi. Hele ki Çebi yönetiminin olağanüstü seçim kararından sonra gaza basan Arat, ekibiyle birlikte seçimin yapıldığı salona hakimdi. Arat’ın ekibi, oy vermek için kayıt yaptıran üyeleri -özellikle kadın ve yaşlı üyeleri- salonun daha ilk girişinde karşılayarak eşlik etmekten geri durmadı.

Siyah beyazlı eski futbolcu ve takım kaptanı Samet Aybaba da Arat ve ekibi içinde yer alarak üyeleri karşılamada yer aldı.

Arat’ın rakibi Adalı’ya karşı daha profesyonel seçim çalışması içinde olması, başkanlık koltuğunu getirdi.

Diğer aday Adalı ise, son dakikada adaylığını açıklamasına rağmen elinden geleni yaptı.

Adalı, önce Fikret Orman, sonrasında da Ahmet Nur Çebi’ye karşı girdiği seçimleri kaybetti.

Arat’a karşı olan eski başkanlar Serdar Bilgili, Yıldırım Demirören, Fikret Orman ve Ahmet Nur Çebi’nin destek verdiği Beşiktaş kulislerinde konuşulan Adalı için Arat taraftarlarının “eski ekibin devamı” yakıştırması, sonuca doğrudan etki etti. Her ne kadar “devam adamı olmadığını” açıklasa da Adalı’nın sözleri kongre üzerinde fazla etkili değildi.

Kocadağ’ın, Arat’ın önünü kesemeyeceğini gören siyah beyazlı camianın ileri gelenlerinin son bir atakla Adalı’yı sahaya çıkardığını unutmamak gerek.

Yeri gelmişken, bu konuda bir-iki küçük notu aktarayım.

Adalı ve Arat, seçimi yöneten Divan Kurulu Başkanı Ahmet Akpınar (Fotoğraf: Tolga Şardan)

Hatırlanacağı üzere; Divan Kurulu Başkanı Tevfik Yamantürk’ün aday olması gündeme geldi. Yamantürk’ün adaylığı konuşulurken, mevcut başkan Çebi ise kesin aday olacağı ve olmayacağı konusunda net bir açıklama yapmadı. Ekibindeki Emre Kocadağ’ın adaylığı gündemdeydi. Çebi’nin adaylık sinyallerini vermesi, Yamantürk’ün mevcut konumunu korumak için istifa etmemesini sağladı. Bu arada Yamantürk’ün adaylık için gereken başvuru süresi, Çebi’nin kararını net olarak vermemesi sebebiyle geçti. 

Yamantürk’ün adaylığının geride kalırken, Çebi de aday olmayacağını açıkladı. Böylelikle, Yamantürk’ün önü kesildi. Gerçi Yamantürk de olağan seçim tarihi nedeniyle 1.5 yıllığına başkanlık yapmak istemediğini yakın çevresine bildirdi.

Arat’ın yarışta tek kalması üzerine, camianın ileri gelenlerinin baskısıyla Adalı, bir anda kendisini seçim yarışında buldu. Yeterli zamanı da yoktu. Kendisine verilen destek sözlerinin ne kadar tutulduğu, seçim sonuçlarıyla anlaşılmış oldu böylelikle.

Bir not daha, seçim sırasında ABD’de bulunan Eski Başkan Orman’a yakın isimlerin Adalı’ya destek vereceğini açıklamasına karşın, Arat tarafında olduğu iddiası salonda sıkça konuşuldu.

İşte böyle bir seçim kulisleri yürütüldü taraflarca.

Hasan Arat (Fotoğraf: AA)

Aldığım bilgiye göre; yaklaşık 22 bin 800 üye, aidatlarını yatırıp oy kullanma hakkını kazandı. Bu üyelerden 12 binden fazlası sandık başına geldi.

Başkan seçilen Hasan Arat, 21 sandığın tamamından önde çıktı.  

Arat’ın listesi turuncu, Adalı’nın ise beyazdı. Arat’ın “turuncu liste”yle seçimi kazanması, 2004’te Ukrayna’da yaşanan ve yönetimin değişmesine neden olan “Turuncu Devrim”i akıllara getirdi diğer yandan da.

Seçim sırasındaki diğer bir iddia ise, Çebi yönetiminin dört yıllık görev süresinde yaklaşık 13 bin kişiyi üye yapması konusuydu! Büyük rakam elbette. Bu tabloda elbette bir suç unsuru yok, ama ne kadar etik olduğu tartışılır. Daha önceki yönetimlerde de böylesi üyelikler vardı ama bu kadar yüksek rakamda olmamıştı hiç.

Son başkan Çebi, sandıkların kapanmasına iki saat kala gelerek oyunu kullandı. Çebi, son 23 yılda başkanlık yapan Bilgili, Demirören, Orman gibi isimlerin oy kullanmadığı seçimde 3 numaralı sandık başına giden tek eski başkan oldu.

Son bir cümle de seçim organizasyonu yapan isimlere. Ve böylesi kötü organizasyonu yapanlara onay verenlere.

2000’den bu yana gerçekleştirilen başkanlık oylamalarına katılım en çok bu seçimde yaşandı. Organizasyon komitesi geçmişte en çok 2019’daki 8 bin 500 üyeden daha fazlasının son seçime katılamayacağını ön görememişler sanıyorum. Sabah erken saatlerde salona giriş tam bir keşmekeş halindeydi.

Salon zaten sokak içinde. Araçların manevralarını ve insanların hareket alanlarını fazlasıyla kısıtlıyor. Seçimde görevlendirilen personel canla başla çalıştı ancak yine de salonun içi Beşiktaş’a yakışmayacak biçimdeydi.

Eğlenceli olabilecek bir ortam, kötü organizasyon nedeniyle adeta kabusa dönüştü. Tanıdık kiminle konuşsam seçim ortamından yakındı. Yeni yönetimin önümüzdeki ilk seçimde bu konuda tedbir alması gerekecek galiba.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kara Harp Okulu’nda İzmir Marşı süreci ve Beşiktaş’ta “turuncu devrim”in önlenemeyen tükenişi

MSÜ yönetimi görüntü kaydında İzmir Marşı’nın yasaklanmadığı göstermeyi amaçlasa da okulun bir önceki komutanı Gültekin Yaralı’nın imzasını taşıyan talimat / emir Büyüteç’in yayımlandığı güne kadar “talimat panosu”nda asılıydı. “Okunacak marşlar ve yürüyüş kararları” başlıklı listede; Harp Okulu Marşı, Vatan Marşı ve piyade, istihkâm, topçu sınıf marşları olmasına karşın “İzmir Marşı” yok!

Kara Harp Okulu’nda yeni vaka: Öğrencilerin İzmir Marşı okuması da yasaklanmış!

İzmir Marşı'nın Kara Harp Okulu’nda okunması, "siyasi mesaj taşıması" gerekçesiyle, geçen yıl yasaklanmış. Yasak, öğrencilere ve sorumlu komutanlara yazılı olarak değil, sözlü olarak verilmiş!

Ufuk Uras: Bahçeli "Bizim 50 vekilimiz var, çoğunluk AK Parti’de, onların adım atması gerekiyor" dedi

"Bahçeli, 'İlk adım olarak DEM grubunda el sıktım' dedi. Türkiye açısından tarihsel önemi var, atılan adımlar olumludur. Devlet akılsız olacağına, devlet aklı olsun. Bu olay bir turnusol kağıdı”

"
"