Ayhan Bora Kaplan
Ankara'da, Ayhan Bora Kaplan'ın liderliğindeki suç örgütüne yönelik soruşturma tamamlanıp yargı aşamasına geçilecek yakın zamanda.
Kaplan soruşturması çerçevesinde klasörlerce evrak var doğal olarak.
İfadeler, teknik takip raporları, HTS adıyla bilinen telefon iletişim tespit tutanakları, bilirkişi raporları, savcılık soruşturma kayıtları, kriminal laboratuvar sonuçları ve diğer tutanaklar.
İşin özeti, binlerce sayfalık doküman.
Savcılık ve polis soruşturması çerçevesinde elde edilen bilgilerden oluşan dosyaları incelemeye başladım. Epeyce zaman alacak. İnceledikçe ortaya çıkan sonuçlar zaman içinde Büyüteç'in konusu olacak.
Dikkat çeken fotoğraf teşhis tutanağı
Dosyaları incelerken şimdiye kadar iddia olarak kalan bir sürecin en net delillerinden birisi gözüme ilişti.
Kaplan'ın siyaset ve bürokraside, özellikle adliye ve emniyetteki bağlantılarını artık bilmeyen kalmadı.
15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ'nün başarısız darbe girişimi sırasında TRT Genel Müdürlüğü'ne dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ve amcasının oğlu Sadık Soylu tarafından davet edildikten sonra yeraltı dünyasında hızla basamakları çıkan Kaplan'ın karıştığı suçların, adliye ve emniyetteki bağlantılar vasıtasıyla nasıl karanlığa gömüldüğü şimdilerde açığa çıkıyor, tek tek.
Adli soruşturma çerçevesinde hazırlanan dosyanın en önemli kayıtlarından birisi de "teşhis tutanağı" olarak bilinen evraklar.
Teşhis tutanağı adli soruşturma süreçlerinde aynı zamanda dosyada olması gereken "kıymetli" evrak sınıfından.
Herhangi bir olayla ilgili yürütülen adli soruşturmada şüpheli veya suçtan zarar görenlere, karşı taraf için yaptırılan işlem.
Bir nevi olayın içindeki kişi / kişiler hakkındaki "doğrulama" delili.
Ayhan Bora Kaplan dosyasındaki teşhis tutanaklarından birisi, çok önemli bir isme ait.
Bu isim, Kaplan'ın yanı sıra Ankara'daki bazı polis operasyonları sürecinde adı gündeme gelen bir dönemin Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Aslan.
Aslan'ı, Büyüteç'in takipçileri yakından tanır.
FETÖ'nün Genelkurmay İmamı ve başarısız darbe girişimini FETÖ adına organize ettiği iddiasıyla aranan Adil Öksüz'ün Sincan'dan kayıplara karışmasında adı ilk kez gündeme geldi. Bu konuda adli ve idari olarak yargılandı, beraat etti. Ama ardında soru işaretleri bırakarak.
Peşinden, Soylu döneminin Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ın sağ koluydu. Teşkilatın en önemli birimlerinden olan Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nden sorumlu emniyet müdür yardımcısıydı.
Kaplan'ın adının karıştığı mafya olaylarının yaşandığı dönemde görev başındaki isimdi.
Hakkında kimi iddialar bulunduğu dönemde, Emniyet Genel Müdürlüğü'nce, en üst makam olan Polis Başmüfettişliği'ne Soylu'nun imzaladığı kararnameyle terfi ettirildi. Buna rağmen, polis başmüfettişi olmayıp geçen yılki seçimlere kadar görev yerini korudu.
Ali Yerlikaya'nın İçişleri Bakanı olmasından kısa süre önce Ankara Emniyeti'nden ayrılıp Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeki polis başmüfettişliği görevine başladı.
Ayhan Bora Kaplan'a yönelik soruşturma çerçevesinde de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından açığa alındı.
Polis Müdürü Aslan teşhis edildi
Dosyada yer alan evraktan birisi de, Kaplan soruşturmasında "kendisinden rüşvet istendiği ve istenilen rüşveti verdiği" yönünde ifade veren bir kişinin Alp Aslan'a yaptığı teşhise ait işte bu tutanak.
Siyaset ve bürokraside büyük yankıları olan soruşturmanın en heyecanlı ve hızlı günlerinde, 3 Ekim 2023 günü Engin Şahin adlı şikayetçi, kendisinden istenilen rüşveti bizzat verdiği polis müdürü olarak Alp Aslan'ı teşhis etti.
İki polis memurunun kendisine gösterdiği on kişi arasından 3 numaralı fotoğrafta Polis Müdürü Alp Aslan'ı tanıyan ifade sahibi Engin Şahin'in verdiği bilgiler sonrasında hazırlanan tek sayfalık "Fotoğraf Teşhis Tutanağı"nda şu değerlendirme yapılması dikkat çekici.
"(...) Yukarıda bulunan tabloda soldan 3. (üç) sırada olan şahıs ifademde, ben ifade verdikten 2 veya 3 gün kadar sonra, Abuzer Say beni arayarak Alp Aslan'ın benimle birlikte yemek istediğini söyledi ve Tepe Prime'nın zemin katında bulunan et restorantında yanımda çalışan Merve Atalay, Abuzer Say, Alp Aslan ve yanında ismini şu an için hatırlamadığım bir şahıs ile beraber akşam 20:00 sıralarında yemek yedik ve başımdan geçen konu hakkında konuştuk.
Alp Aslan, ‘Ayhan'ın (suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan... Y.N.) kendisinden it gibi korktuğunu ve gerekenin neyse kendisinin yapacağını' söyledi ve aynı gün saat: 22:00 sıralarından mekandan ayrıldık. Ertesi gün Abuzer Say, beni arayarak ‘abi, Alp Müdür'e gereğini yapmamız gerek' dedi. Ben de ‘gereken neyse yapalım' dedim. Abuzer Say bana ‘300 bin lira gerekli olduğunu' söyledi. Ben de bu parayı ödemeyi kabul ettim.
Şu an net tarihini hatırlamıyorum ancak 2021 yılı Temmuz ayının ilk haftasında Tepe Prime'da zemin katta bulunan şu an ismini hatırlamadığım bir et restorantında Abuzer Say isimli şahıs ile buluşmak için randevulaştık. Saat: 08:00 - 09:00 sıralarında Abuzer SAY ile buluşarak benden istedikleri 300 bin lira parayı Alp Aslan'a vermesi için Abuzer Say isimli şahsa elden nakit olarak verdim.' (…) şeklinde beyanda bulunduğu Alp Aslan isimli şahıstır. Kesin ve net olarak teşhis ederim.
Düzenlenen fotoğraf teşhis tutanağı tarafımızdan tanzimle altı birlikte imza altına alınmıştır. 03.10.2023 saat 19.00. (...)"
Memurlar ile ilgili ayrı soruşturma
Aslan'a rüşveti verdiğini iddia eden Şahin'in verdiği bilgi ve yaptığı teşhis tutanağındaki tespitler halen Ankara Adliyesi'ndeki soruşturma çerçevesinde araştırılıyor.
Bu arada Kaplan'la ilgili yapılan soruşturma kapsamında polisler başta olmak üzere çeşitli kamu görevlileriyle ilgili ayrı bir soruşturma dosyasına devam ediliyor. Fakat bu dosya ile ilgili kulislerde ilginç bir iddia da dolaşıyor.
İddiaya göre, memur suçlarına yönelik soruşturma dosyası beklendiği hızda yürütülemiyor nedense? Savcılık ve emniyet boyutunda "bir şeylerin beklendiği" yönünde değerlendirmeler var.
Hatırlanacağı üzere, Kaplan soruşturması devam ederken, dosyayı yürüten kaçakçılık suçlarıyla mücadele bürosundan sorumlu Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Yıkılmaz, HSK tarafından görevden alınmış ve tenzil-i rütbe ile Yargıtay'a savcı atanmıştı.
Dört kentin emniyet müdürü değişti
Mersin'de ortaya çıkarılan makaron kaçakçılığı olayıyla bağlantılı olarak görevden alınan Mersin Emniyet Müdürü Mehmet Aslan'ın yerine Kayseri Emniyet Müdürü Kamil Karabörk atandı.
Karabörk'ün yerine ise, Van Emniyet Müdürü Atanur Aydın atandı. Aydın'la ilgili kısa bir bilgi vereyim. Soylu döneminde, Servet Yılmaz'ın ekibi olarak önce Hakkari'ye atandı. Buradaki görevini tamamladıktan sonra batıya atanmayı beklerken ilginç bir atamayla bu kez Van Emniyet Müdürü oldu.
Soylu'nun ekibine yönelik kadro tasfiyesi yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın böylesi bir atamayı imzalaması ilginç. Merkeze alınmayı bekleyen Aydın'ın, Kayseri Emniyet Müdürü atanması, bir bakıma piyango oldu kendisine.
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu.
Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.
|