İlk fitili eski MİT’çi Mehmet Eymür ateşledi geçen hafta.

Gazeteci Yavuz Oğhan’ın televizyon programına katılan Eymür, FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) imamı Adil Öksüz’le ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

"Adil Öksüz'ün angaje formları çıktı. Gizli teşkilat bu kadar afişe olursa… Deniz Bayrak diye MİT mensubu olduğunu iddia eden birinin iddiaları var. Adil Öksüz'ün elemanı olduğu, kullanıldığı, bu işlerin bilinerek yapıldığı diye. İnternette var. Kaybolması çok dikkat çekmiyor mu? Benim dikkatimi çekiyor. Hayatta mı değil mi o da bilinmiyor. Ama yurt dışında değildir. Onu kesinlikle söyleyebilirim. Çünkü yurt dışında olursa konuşabilir."

Eymür, Öksüz’ün yaşayıp yaşamadığı sorusuna; "Muhtemelen yaşamıyor olabilir" yanıtını verdi.

Bu değerlendirmenin ardından bu kez gazeteci Mehmet Acet’in konuğu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Öksüz’ün akıbetiyle ilgili Eymür’ün tam tersi açıklamalar yaptı:

"Adil Öksüz’ün nerede olduğunu biliyoruz. Ama bizde kalsın. Nasıl PKK’ya, DHKP-C’ye biz izleme yapıyorsak aynısını FETÖ’ye de yapıyoruz."

Soylu’nun cümlelerinden 15 Temmuz’daki darbe girişiminin planlayıcısı ve organizatörü olan Öksüz’ün ölmediğini, yurtdışında yaşadığını ve devletin yakın takibinde olduğunu anlamak mümkün.

* * *

İçişleri Bakanı’nın Öksüz konusundaki kısa açıklaması, kolayca tahmin edileceği üzere iç siyasette hemen karşılık buldu.

Aynı gün CHP’li Haluk Koç, "Süleyman Soylu bey; ‘FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün nerede olduğunu biliyoruz. Ama bizde kalsın’ demiş. Bizde kalacak hali yok ya, tabii ki bileceksiniz, kesin biliyorsunuzdur, sizde bir yerlerde kalıyordur. İyi koruyor musunuz bari?" ifadelerini sosyal medyadan paylaştı.

15 Temmuz gecesi İstanbul’daki olaylarda eşini ve oğlunu yitiren, son dönemde AKP’ye ağır eleştirilerde bulunan Nihal Olçok’un, Adil Öksüz konusundaki mesajı şöyleydi:

"Bir seçim zamanı Apo gibi iade edilmek üzere muhafaza mı ediliyor bir yerlerde? Ayrıca madem gizli, neden dillendiriyorsunuz Sayın Süleyman Soylu, neden kalpleri ve akılları bulandırıyorsunuz? Ne geçiyor elinize acımıza acı katmakla? Sizin politika ürettiğiniz konu İçin biz ağlıyoruz."

Siyasetteki Adil Öksüz sıcaklığı bu hafta da süregeldi.

İyi Parti’li Müsavat Dervişoğlu, "Neymiş de Adil Öksüz’ün yerini biliyorlarmış! Ne var ki bunda? Biz de Fetullah Gülen’in yerini biliyoruz. Alacaksanız alın, veriyorlarsa isteyin bakalım!" ifadelerini kullandı.

Yanı sıra CHP’li Faik Öztrak, "İçişleri Bakanı Adil Öksüz'ün yerini bildiklerini söylüyor. Adil Öksüz’ün yeri biliniyorsa gereği derhal yapılmalıdır" çağrısında bulundu.

* * *

Adil Öksüz’ün durumuyla ilgili en net açıklamayı Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. İçişleri Bakanı Soylu’nun yerini açıklamadığı Öksüz hakkında Erdoğan, firari FETÖ’cünün yerini net olarak söylemese de Almanya ve Belçika’yı işaret etti.

Öksüz’ün bulunduğu ülkelerin yönetimlerince korunduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz, bunların hepsini adreslerini vererek istedik. Buna rağmen buraların yönetimleri maalesef bu FETÖ'cü teröristleri bize bugüne kadar teslim etmediler. İçişleri Bakanlığımız yapılacak herhangi bir operasyonla karga tulumba alır gelir mi o ayrı bir konu. Onu da zaman içerisinde görürüz" dedi.

Ve nihayet, İyi Partili Koray Aydın açıklamasında, "Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti Öcalan'ı paketleyip getirdi de şimdi Adil Öksüz'ü mü paketleyip getiremeyecek. Operasyon yap, al gel" değerlendirmesini yaptı.

Adil Öksüz’ün durumu siyaset sahnesinde çok kolay yer buluyor. Siyasiler bu konuda fazlasıyla meşgul, ancak devletin ilgili birimlerinin bu konuyu ne kadar gündemlerinde tuttukları meçhul.

15 Temmuz’un hazırlayıcısı olduğu adli soruşturmalarla delillendirilen Öksüz, en az FETÖ lideri kadar önemli bir isim Türkiye için. Demokrasi tarihine kara gece olarak geçen 15 Temmuz’un kilit isminin içinde bulunduğu sürecin aydınlatılması, bu ülke ve yaşayanları için çok ama çok kıymetli. İşte bu nedenle Öksüz’ün ülkeye iadesinin sağlanması, belki FETÖ liderinin getirilmesinden daha fazla gerekli.

Devletin, ABD’de yaşayan FETÖ lideri Gülen’in Türkiye’ye iadesini sağlamak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunduğunu biliyoruz.

Buna karşın, aynı durumu Öksüz için söylemek zor. Ankara’daki yerel mahkeme 2017’de Almanya’da bulunduğu gerekçesiyle Öksüz hakkında iade talepnamesi çıkartıp Adalet Bakanlığı’na göndermişti.

Bundan sonraki süreçte neler yapıldı? Ya da halen neler yapılıyor? Türkiye, Öksüz konusunda Almanya veya diğer ülkeler üzerinde ne tür baskı kurdu? Ne kadar ısrarcı? Ne tür diplomatik girişimlerde bulunuluyor?

Maalesef bu konuda kamuoyuna fazla bir yansıma yok. Sanki devlette bir suskunluk var.

Kaldı ki, bu kadar önemli bir ismin yakalandıktan sonra devletin elinden kurtulup izini kaybettirmesiyle ilgili devlet görevlilerinin ihmali hakkında yürütülen adli sürecin sonucu da ortada. Suç yok, ihmal yok!

Öksüz’ün içinde olduğu fotoğrafa uzaktan ve geniş biçimde baktığımızda, eskilerin deyimiyle "Bu hamur daha çok su çekecek."