AKP iktidarının, Fethullah Gülen cemaatiyle yollarını ayırdığı 17 - 25 Aralık süreci sonrasında siyasi iktidarın elindeki en önemli argümanları arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü’nce 1999’da hazırlanan Gülen cemaatinin iç yüzünü anlatan iki rapor vardı.
1970’li yıllarda ekimi yapılan Gülen cemaati tohumlarının, 12 Eylül sonrasındaki siyasi iklimde yeşermesiyle birlikte 1990’lı yılların ortasında kamuoyu önüne çıkmaya başlamıştı Fethullah Gülen.
Sonrasında Gülen cemaati siyasetin de hoşgörüsüyle devlete yerleşme organizasyonunu aleni biçimde yürütmeye başladı. Bu çerçevede, Gülen’in asıl amacını ne olduğu ve gelecekte nasıl bir biçim alacağının kamuoyu ile paylaşıldığı ilk resmi rapordu 1999’daki özel çalışma.
Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibince hazırlanan raporun günışığına çıkmasıyla birlikte o günden bugüne değin ülkede yaşanan gelişmeler ortada. Gülen cemaatinin, "mütedeyyinlerin sıcak baktığı bir dini yapılanma" yerine ABD destekli "istihbarat örgütü" olduğu, devletin tüm kılcal damarlarına nüfuz ettiği kötü örneklerle anlaşıldı.
Gerek bizzat cemaat yapılanması, gerekse cemaatin kontrolündeki devlet organizması raporu hazırlayıp imza koyanlara yıllar boyu nefes aldırmadı. Ta ki, 17 - 25 Aralık sürecine kadar.
* * *
Aslına bakarsak; Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nın talimatıyla 1999 yılı başında Ankara Emniyeti’nce "Fethullah Gülen Cemaati" hakkında başlatılan çalışmalar, birbirini tamamlayan iki rapor halinde kaleme alındı.
Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ile yardımcısı Osman Ak’ın koordinesinde yürütülen çalışmalarda hazırlanan raporlardan birisi, emniyet teşkilatındaki Gülen cemaati mensupları ve bağı olan polislerin isimlerinden oluşuyordu.
Ak’ın oluşturduğu bir çalışma grubu, Gülen cemaatiyle teması bulunan polisleri isim isim listeledi. Bu listelerde yer alan isimlerin büyük çoğunluğu tam 14 yıl sonraki 17 - 25 Aralık süreci ve 17 yıl sonra Gülen cemaatinin organize ettiği 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ihraç edildi, tutuklandı.
Aynı zamanda hazırlanan diğer rapor ise, Gülen’in stratejisi, ileriye dönük faaliyetleri, devletteki yapılanması ve "dini grup" adı altındaki organizasyonun çalışma prensipleriyle ilgiliydi. Şimdiye kadar pek çok kez haber olan raporun içeriğine yazının hacmi nedeniyle girmiyorum. Konuya meraklı okurların raporun detaylı içeriğine internetten ulaşması mümkün.
Özet olarak şunu söyleyebilirim; Gülen’in 1999 yılına kadar yayımladığı basılı yayınlar ile video görüntülü konuşmalarının analiz edilmesiyle hazırlanan bu rapor, cemaatin asıl yüzünü ilk kez ortaya koyması bakımından Fethullahçıların canını daha çok acıtmıştı. Zira, sonraları FETÖ adıyla silahlı terör örgütü olarak tanımlanan Gülen cemaatinin yaşam amacı net olarak aydınlatılmıştı
18 Mart 1999 tarihini taşıyan bu rapor, o dönemde Ankara Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü olan Ersan Dalman tarafından hazırlandı. Dalman, Gülen’in pek çok mesaj içeren ve cemaatin hareket istikametini gösteren çok sayıda kitabı tek tek günlerce okudu, notlarını çıkardı. Emniyetin ele geçirdiği sohbet görüntülerinden Gülen’in talimatlarını belirleyip raporlaştırılmasını sağladı.
Her iki rapordaki asıl imzalar şube müdürü Dalman’a aitti.
Raporların ortaya çıkmasıyla birlikte Dalman, dönemin DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’in yürüttüğü adli soruşturma gerekçe gösterilerek emrindeki özel çalışma grubuyla birlikte açığa alındı. (Savcı Yüksel daha sonra Gülen cemaatinin organize ettiği öne sürülen seks kaseti olayı akabinde tenzili rütbeye tabi tutuldu. Emekli olduktan sonra avukatlığa başlayan Yüksel’in, FETÖ’cü polisin savunmasını üstlendiğini hatırlatayım. T.Ş.)
Burada bir noktayı eklemekte fayda var:
Ankara Emniyeti’nde hazırlanan bu raporlarla ilgili haberlerde yer alan isimlerden biriydi Ersan Dalman.
Dalman meslek kariyerinin neredeyse tamamına yakınını emniyet istihbaratında geçirdi.
Terörle mücadelenin en yoğun olduğu dönemde Diyarbakır’da emniyet müdürleri Ramazan Er ve Rıdvan Güler’le çalışan Dalman, sonrasında Ankara’daki EGM İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nda şube müdürü oldu. Daire Başkanı Emin Arslan’ın dönemindeki görevi sırasında ülke genelinde Türk Solu olarak bilinen terör bağlantılı tüm sol örgütlerin yurt içi ve dışındaki faaliyetleri üzerinde yoğunlaştı.
Ardından bu kez tüm Türkiye’nin kalbi olan İstanbul’daki emniyet kadrosunda yine İstihbarat Şube Müdürü olarak dönemin emniyet müdürleri Ramazan Er ve Hasan Özdemir’le çalışan Dalman, son olarak Ankara Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü olarak Emniyet Müdürü Cevdet Saral’ın yanında görev aldı.
Bu ayrıntıları Dalman’ın mesleki liyakatini ortaya koymak için yazdım.
* * *
1999 yılından bugüne geldiğimizde, her iki raporun hazırlanma aşamasında görev alan polis müdürlerin hemen hepsi devlette görev almaya başladı.
Özellikle 15 Temmuz sonrasındaki dönemde başlatılan FETÖ soruşturmalarında aktif görev alan polis müdürlerinden Osman Ak, Zafer Aktaş ve Mahmut Çorumlu bu isimlerden bazıları.
Meslekte üstü konumundaki Osman Ak, Zonguldak, Adana ve Bursa’da emniyet müdürlüğü yaptı. Yaş haddinden emekli olmasına birkaç gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun onayı ile atandığı bakanlık kadrosundaki göreviyle yaş haddi yükseltildi. Kimilerinin "kızak görev" olarak tanımladığı süreçte Ak, halen vali olmayı bekliyor.
Dalman’ın yardımcısı olan ve Fethullahçı polislerin isimlerinin yer aldığı listelerin hazırlanmasında görev alan Zafer Aktaş, Muş ve Adana Emniyet Müdürlüklerinin ardından geçen hafta İstanbul’a emniyet müdürü olarak atandı.
Keza yine Dalman’ın ekibinde yer alan Mahmut Çorumlu, önce Kırıkkale Emniyet Müdürü oldu. Çorumlu, sekiz ay önce FETÖ soruşturmalarını yürüten EGM Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin (KOM) başına getirildi.
Hatta öyle ki, Dalman’ın emrinde o dönemde komiser olarak görev yapanlardan bazıları şu anda il emniyet müdürü.
1999’daki raporların bugüne yansıyan etkisi bu kadar güçlüyken, 21 yıl önceki rapora katkısı olanlar bugün devlette görev almışken, FETÖ’nün sırlarının gün ışığına çıkmasını sağlayan stratejik raporu hazırlanmasından sorumlu olan Dalman şimdilerde nerede?
Sorunun yanıtı çok kısa: Evde!
Kendisiyle aynı süreci yaşayan meslektaşlarının tamamına yakınının aktif görev almasına karşın Dalman, kendisine görev verilmemesi üzerine kendi isteğiyle emekli olarak evine çekildi.
Dalman, yaş haddinden emekliliğine daha zaman olmasına karşın, geçen yılki EGM Yüksek Değerlendirme Kurulu çalışmalarından önce verdiği dilekçe ile emekliliğini istedi. Kurul bu talebi uygun bularak Dalman’ı emekli etti.
* * *
Devlet, çalışanına bazen sürpriz yapıyor. Bir dönem kader birliği yapan devlet görevlilerinin, kimi zaman gün geldiğinde kader birliğinden ayrıldıklarının örnekleri geçmişte fazlasıyla var.
Devletin FETÖ’yle mücadelede referans olarak kullandığı en önemli belgelerden olan 1999 raporunu hazırlayan ekibin liderlerinden olan Dalman’ın yaşadığı süreç hayli ilginç.
Ortaya çıkan tabloya göre, 1999’da FETÖ’yle mücadeleyi başlatan ekipten sadece Ersan Dalman devlete fazla gelmiş.
Neden acaba?