17 Nisan 2024

Modern flamenkonun yıldızı Patricia Guerrero İstanbul'da: "Deliranza rüya gibi ve gerçeküstü bir eser"

Guerrero'nun sanatına dair tutkularını, yaratıcı süreçlerini ve flamenkoya dair düşüncelerini kısaca konuşma imkânı bulduk

Modern flamenkonun yıldızı Patricia Guerrero, 29 Nisan Dünya Dans Günü vesilesiyle İBB Kültür Sanat'ın düzenlediği "Uluslararası İstanbul Dans Günleri"nin açılışında Deliranza ile İstanbul seyircisiyle buluşacak.

Patricia Guerrero, modern flamenkonun yıldızlarından biri olarak parlıyor; onun hikâyesi, flamenko ritimlerinin yankıları arasında şekillenen bir hayatın özeti gibi. Endülüs'ün Granada kentinde başlayan bu yolculuk, henüz çocuk yaşta dansa olan tutkusunu keşfetmesiyle kıvılcımlanır. Annesinin, kendisi de bir dansçı olan Mari Carmen'in, sanatı ve disiplini aşılamasıyla Patricia, dansın büyülü dünyasına adım atar.

Patricia'nın eğitimi, Mario Maya Dans Merkezi'nde başlar ve burada flamenko sanatının inceliklerini öğrenir. Mario Maya, onun sanat anlayışını şekillendiren, yönlendiren ve dönüştüren bir figür olur. Patricia, henüz genç yaşta, dansın sadece teknik bir beceri olmadığını, aynı zamanda bir hikâye anlatma aracı olduğunu idrak eder. Bu düşünce, onun koreografilerinde net bir şekilde görülür ve her bir hareket, derin anlam taşır.

Profesyonel kariyerine adım attığı andan itibaren Guerrero, flamenko dünyasında hızla yükselir. Özellikle, 2011 yılında genç yaşta kazandığı "El Desplante" ödülü, onun bu sanat formunda ne kadar yenilikçi ve etkileyici olduğunun göstergesidir. Bu başarı, ona uluslararası sahnelerin kapılarını aralar.

2017'de İspanya'nın En İyi Kadın Dansçı ödülünü alması ve ardından 2021'de İspanya Kültür Bakanlığı tarafından Ulusal Dans Ödülü'ne layık görülmesi, onun sanatındaki ustalığı ve yenilikçi yaklaşımını tesciller. Patricia, klasik flamenko anlayışını modern bir perspektifle yeniden yorumlar. Özellikle "Catedral" ve "Distopía" eserleri, onun yaratıcı zekâsının ve teknik becerisinin birleştiği, izleyicileri adeta başka dünyalara taşıyan performanslar olarak öne çıkar.

Sanat yönetmeni ve koreograf olarak sahneye koyduğu "Deliranza", Guerrero'nun vizyonunun en yeni ifadesidir. Bu eser, flamenkonun geleneksel sınırlarını zorlayarak, rüya gibi ve gerçeküstü bir atmosfer yaratır.

2022'de Türkiye'deki ilk performansını sergileyerek CRR Konser Salonu'nda iki gece üst üste ayakta alkışlanmıştı. Bu kez, 29 Nisan Dünya Dans Günü vesilesiyle İBB Kültür Sanat'ın düzenlediği "Uluslararası İstanbul Dans Günleri"nin açılışında Deliranza ile İstanbul seyircisiyle buluşacak.

Bu özel buluşma öncesi Guerrero'nun sanatına dair tutkularını, yaratıcı süreçlerini ve flamenkoya dair düşüncelerini kısaca konuşma imkânı bulduk.

Patricia Guerrero, Deliranza'da

- Deliranza'yı rüya gibi ve gerçeküstü olarak tanımlamak mümkün mü? Bu bana Salvador Dali'yi hatırlatıyor.

Deliranza rüya gibi ve gerçeküstü bir eserdir. Rüya gibi çünkü eylem, eserin yaratımı sırasında gördüğüm bir rüya sırasında gerçekleşiyor. Gerçeküstü çünkü flamenko farklı formlar ve estetiklerle beliriyor. Ustalar tarafından ilham alınmış hareketler bu rüyada dönüştürülüp simgeciliğe taşınıyor. Flamenko sesleri ve nüanslarla dolu sesler sizi başka bir yere taşıyor. Flamenko, formları ve anlattıkları ile yaratılmış paralel bir dünya.

- Koreografi olmasına rağmen, flamenko bana daha çok bir doğaçlama gibi geliyor.

Flamenko, belirlenmiş kurallar üzerinde birçok doğaçlama bölüm içerir. Bu, uygulanırken sürekli olarak evrilebilen ve değişebilen bir koreografidir.

Patricia Guerrero

- Flamenkonun tarihine bakıldığında, mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İyi bir dönemde olduğunu düşünüyorum. Anlatacak çok şeyi olan birçok genç yaratıcı ve dünya çapında birçok takipçi var.

- Dansçılarınızda aradığınız üç en önemli kriter nedir?

Kalite, bağlılık ve yaptıklarını sevmeleri.

- Koreografiler oluştururken en çok hangi unsurları önceliklendiriyorsunuz?

Hareketlerin doğruluğu ve ritmik ilgi.

- Bir gösteri izlerken bazen kendime, "Bunu ben de yapabilirim," diyorum. Ancak arkasında zorlu bir çalışma ve sürekli disiplin yatıyor. Yeni bir koreografi için hazırlanan bir dansçı olarak Guerrero'nun bir haftası nasıl geçer?

Dengeli ve sağlıklı bir diyet yapmaya çalışırım ama kendimi hiçbir şeyden mahrum bırakmam. Performans öncesi bir hafta alkol içmem ve vücudumun hazır olması için çok sağlıklı beslenmeye çalışırım. Hafta boyunca vücudu ısıtma ve güçlendirme çalışmaları ile fiziksel hazırlık yapılır ve en az 4 veya 5 saat prova yapılır. Hazırlık ve adanmışlık olmadan profesyonel bir dansçı olmak imkansızdır.

Deliranza

- Yapay zekânın birçok alana sızma korkusu yaşanırken, dokunamayacağı bir alan dans. Bu yüzden yapay zekâ sizi korkutmayabilir. Ancak kişinin mesleğinin geleceği hakkında endişeleri olabilir. Flamenkonun geleceği hakkında endişeleriniz var mı?

Dürüst olmak gerekirse, değişimden korkmayan biriyim ve evrimin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden çalışmaya devam etmeli ve gelecek ne getirirse kabul etmeliyiz.

- "Uluslararası İstanbul Dans Günleri"nin açılışı kapsamında "Deliranza" ile İstanbul izleyicisiyle buluşacaksınız. Deliranza'yı nasıl anlatırsınız.

Bir projenin ilk fikirleri bir motivasyon, ilham veya arayıştan başlar. Bu projede, anın güzelliği ve ebediyet kavramlarını yakalamak istedim. Bunu yapmak için içsel bir yolculuğa çıktım. İçimde neler olduğunu araştırmak için. Duygunun ifade, hareket veya ses olarak dışa vurulduğu o anı bulmak için. Deliranza, yaratılış hakkında konuşan bir eser.

Sümeyra Gümrah kimdir?

Sümeyra Gümrah Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV ve Sinema Bölümü'nden mezun oldu.

Öğrenim süreci boyunca Kanal D bünyesindeki radyolarda görev aldı. Yönetmen yardımcısı olarak başladığı kariyerini, kültür sanat sektöründe basın danışmanlığı yaparak devam ettirdi.

2006 - 2013 yılları arası Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda görev yaptı.

Fatma Berber ile kaleme aldığı Destek Yayınları'ndan Bir Pera Masalı isimli gezi kitabı ve Pink Floyd - Kilidi Açamazsan Kır Kapıyı isimli biyografi kitabı; Ayrıntı Yayınları Düşbaş Kitapları'ndan Bir Porsiyon Sanat isimli kitapları bulunuyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Ey Yare Man

İran müziği, eski dostun vuslatı gibi kulaklarımızda… Dinleyici, makamdan makama gezinirken Tebriz’in rüzgârı, Şiraz’ın gül kokuları, İsfahan’ın bahçelerinin miskleri nağmelerle içimize sızar…

Günümüzün en iyi gitaristlerinden Al Di Meola ile ‘Elektrikli Buluşma’

Al Di Meola, yıllara meydan okuyarak hâlâ dünya turnelerine çıkıyor ve sahneye yeni heyecanlar taşımaya devam ediyor. Ancak pandemide geçirdiği kalp krizi ve el ameliyatı, müziğini bir dönüm noktasına taşıdı. Son albümü Twentyfour da bu yaşadıkları ve pandemi dönemi yalnızlığında derinleşmiş müzikal vizyonun bir ürünü

"
"