ATİNA
Yunanistan'da haziranda düzenlenen genel seçimleri kaybeden ana muhalefet partisi radikal sol SYRİZA, liderini değiştirdi.
Aleksis Çipras'ın seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra parti liderliğinden istifa etmesi üzerine SYRİZA'da yeni lider arayışı başlatılmıştı.
Çipras'ın "istifa etmemesi ve ekim ayında yapılacak olan yerel seçimlere kadar partinin başında kalması" için gösterilen uğraş ve baskılar sonuç vermeyince, parti liderliği için 5 adayın ismi açıklandı.
İlk tur seçimlerini yüzde 47 ile önde bitiren Srefanos Kasselakis, ikinci tur seçimlerinde yüzde 56.6 ile partinin yeni lideri seçildi.
Parti liderliği için yapılan seçimler Türkiye'de yapıldığı gibi delegeler arasında değil, partilerin tabanında yapılıyor.
Yani partilerin üyeleri ülke çapında ve yurt dışında kurulan sandıkların başına giderek tercih ettikleri adaya oy veriyor. Sandıkların başında ise adayların birer temsilcisi müfettişlik görevi yapıyor.
İktidar partisi muhafazakâr Yeni Demokrasi (YDP) lideri ve Başbakan Kiryakos Miçotakis de YDP tabanından seçilmişti.
Dünkü seçimlerde ülke çapında ve yurt dışında kurulan 570 sandığın başında 150 bine yakın SYRİZA üyesi oy kullandı.
Yunanistan'da ana muhalefet partisinin başına gelen Stefanos Kasselakis, haziran seçimleri için adaylığını koyduğu SYRİZA'dan milletvekili bile seçilememişti, çünkü kendisini kimse tanımıyordu.
Buna rağmen kendi hazırladığı videolarla seçim kampanyaları yapan Kasselakis üç ay içinde SYRİZA'nın parlamento dışı lideri olmakla "fenomen siyasetçi" ünvanını kazandı.
SYRİZA üyeleri Kasselakis gibi tanınmayan birini niçin lider seçti sorusuna gelince...
Kasselakis, liderlik için adaylığını koyduğu ilk andan itibaren yüksek eğitimini gördüğü ABD'den yeni gelmiş bir iş adamı olduğu; Amerika'da Goldman Sachs gibi önemli bir bankada çalışmış olduğu; hatta bu özelliklerini anlatması nedeniyle "sol partinin içine kapitalistlerin soktuğu truva atı" gibi tartışmalara yol açmıştı.
Kasselakis üstelik kendisinin eşcinsel olduğunu da gizlemiyordu.
Bunu açıkça dile getiriyor, her fırsatta LGBT haklarının savuncusu olduğunu vurguluyor ve "eşim" olarak tanımadığı amerikalı hayat arkadaşı ile birlikte poz vermekten hiç çekinmiyordu. Kasselakis'in eşcinselliğine karşı bazı dindar ve muhafazakâr çevrelerin tepki göstermesi karşısında ise hemen bütün siyasi partiler Kasselakis'in cinsel yönelimini savunmuş; "Kasselakis'in özel hayatının kimseyi ilgilendirmemesi gerektiği" yolunda açıklamalar yapılarak Kasselakis'e destek vermişlerdi.
Kasselakis'in bu özelliklerine rağmen SYRİZA gibi kurumsallaşmış potansiyel bir iktidar partisinin başına geçmiş olmasına yol açan nedenlerden biri olarak, Aleksis Çipras liderliğindeki ana muhalefet partisi SYRİZA'nın haziran seçimlerinde izlediği kampanyalardaki "tutumu" gösteriliyor.
Yani SYRİZA'nın ana muhalefet partisi olarak "muhafazakâr YDP hükümetini sürekli eleştirmekten başka hiçbir öneri getiremediği, tüm mekanizması ile Miçotakis hükümetine yüklendiği ve SYRİZA'nın toplumdan iyice koptuğu gibi şikayetlere kulak asmadığı" için eleştirildi.
Ayrıca Aleksis Çipras'ın 2015 seçimlerinde iktidara geldiğinde sol eğilimli partilerle değil, Panos Kammenos gibi milliyetçi bir parti lideriyle ortaklık yapmış olması solcu kesim tarafından asla affedilmedi.
Parti üyelerinin bu nedenle Kasselakis gibi "yenilik vaadteden" ve dört ay öncesine kadar adı bile bilinmeyen birini, "SYRİZA'nın özeleştiri bile yapmaktan kaçınan dinazorları" olarak tanımlanan eskimiş ve "demirbaş"üyelerini "cezalandırmak için" tercih ettikleri varsayılıyor.
Kasselakis bugüne kadar politik bir konuşma yapmadı. Sadece halkın sesi olacağını, muhafazakâr YDP hükümetini devirecek güce sahip olduğunu ve devlet işlerinin kilisenin işlerinden arındırılması (laiklik) gibi reformlar yapmayı planladığını açıklıyor.
"Kıbrıs ve Türk-Yunan ilişkileri gibi konulara hakim olmadığı" gibi eleştirilere hedef olan Kasselakis'in milletvekili olmadığı için SYRİZA'yı parlamento dışından nasıl yöneteceği gibi sorulara da bir yanıt vermesi isteniyor.
Bu konuda Kasselakis'in kendi tercih edeceği bir milletvekilini başkan yardımcısı ve parlamento sözcüsü olarak tayin edeceği ve kendisinin de halk arasında faaliyet göstereceği gibi tahminler ve senaryolar yürütülüyor.
Kasselakis bu arada ikinci tur seçimlerinden önce "Kuzey Kıbrıs Cumhuriyetini, Türklerin devletçiği" olarak tanımladığı için rakipleri tarafından sert eleştirilere hedef olunca bunun "bir dil sürtçmesi" olduğunu belirterek ilk yurt dışı ziyaretini "Kıbrıs'a yapacağı"nı açıklamıştı. Böylece Kassselakis'in Kıbrıs Rumları tarafından nasıl karşılanacağı da merak konusu oldu.
Kasselakis'i tercih edilmesinin ikinci bir nedeni ise Yunan solunda beliren boşluğun "yeni ve genç bir siyasetçi tarafından toparlanması ümidinin" olduğundan söz ediliyor. Bunu da zaman gösterecek.
Yunanistan'ın bir zamanların en güçlü partisi Sosyalist PASOK'un yüzde 10'larda dalgalanması, Yunanistan Komunist Partisi'nin yüzde 8'lik oy potansiyeliyle kimse ile işbirliği yapmak istemesi ve "radikal sol" adını taşıyan SYRİZA'nın yüzde 35'lerden yüzde 17.5'lara kadar düşmesi, Yunan solunun genel olarak bir yenilenme sürecine ihtiyacını duyduğu şeklinde yorumlanıyor.
Her şeye rağmen Yunanistan'da parti liderlerinin, partilerin tabanları tarafından seçilmesi "demokrasi örneği" olarak gösteriyor.
Demo (yani halk); krasi (yani hakimiyet)... Halkın hakimiyeti.. Darısı kimilerin başına?