Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin dış politikası açısından önemli bir hafta oldu.
Rusya ve Ukrayna müzakere heyetlerini ağırlayan İstanbul dünya medyasının odaklandığı kent oldu.
Rusya-Ukrayna savaşı, müzakerelerin "ılımlı, yapıcı ve olumlu" geçmesine rağmen hâlâ devam etmekte ancak Türkiye'nin de Putin ile Zelenski'yi bir araya getirme çabaları da sürmekte.
Türkiye'nin bu çabaları, komşu ülke Yunan medyasında gece gündüz Ukrayna krizini analiz edenler tarafından da yakından izlenmekte ve takdirle karşılanmakta.
Ancak Ukrayna krizini gölgeleyen öyle bir korkunç olay yaşandı ki Yunanistan'da, Ukrayna dramının önüne geçerek haber bültenlerinin ilk sırasına oturdu.
Atina'nın 250 km batısındaki Patras kentinde yaşayan 34 yaşındaki bir annenin küçük yaşta 3 çocuğunu aralıklı olarak öldürmekle suçlanması, Yunan kamuoyunda şok etkisi yaratmayı sürdürüyor.
Yunan medyası hep bir ağızdan, çocuklarını öldürmekle suçlanan kadından söz ederken "çocukların annesi" yerine "çocuklarını öldüren cani kadın" ifadesini kullanıyor.
Yunan mitolojisinde eşi Jason'dan intikam almak için iki çocuğunu birden katleden Medea'ya benzetilen çocuk katili kadın da boşanmak isteyen eşine kendisini acındırmak ve geri dönmesini sağlamak için "hasta oldukları" gerekçesiyle çocuklarını aşamalı olarak zehirlemek ve 3 ay içinde 3 öz çocuğunun kanına girmekle suçlanıyor.
Medea
Kadın sorgulamaya götürüldüğünde, yoğun güvenlik önlemleri olmasa yüzlerce kişi tarafından canlı yayın yapan TV kameraları önünde az kalsın linç ediliyordu.
Son iki günden bu yana en çok tartışılan, konuşulan bu korkunç olayın kazandığı büyük boyutlara rağmen, Ukrayna'daki gelişmeler ve pahalılıkla ilgili haberler, bültenlerin tamamını oluşturuyor.
Son yapılan kamuoyu araştırmaları, Yunan halkının 1821 bağımsızlık mücadelesine yardım eden Rusya'ya olan tarihi ve dini (Hristyan Ortodoksluk) bağlarından kaynaklanan aşırı sempatisine rağmen halkın yüzde 75'inin keza Hıristiyan Ortodoks olan Ukraynalılardan yana olduğunu gösterdi.
Putin'in, Rusya'nın tarihi kadar kendi itibarını da geri dönüşü olmayacak bir biçimde zedelediği kanısı hakim.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin ise 7 Nisan Pazartesi günü Yunan Parlamentosunda telekonferans yöntemiyle bir konuşma yapması bekleniyor.
Bütün partilerin yer alacağı bu özel toplantıda sadece Yunan Komünist Partisi (KKE) yer almayacağını açıkladı. Eski Sovyet yanlısı KKE, Rusya'nın Ukrayna saldırısını kınamasına rağmen "tarafsızlığını" gösterme ihtiyacını hissetmiş olsa gerek.
Ortak dertler
Ukrayna krizi Türkiye dahil dünyanın her yerinde olduğu gibi Yunanistan'ın da günlük yaşamını etkiliyor. Moral bozukluğu bir yana insanlar, hayat pahalılığının ayyuka çıkmasından şikayet ediyor.
Bu asimetrik savaşın özellikle akaryakıta, dolayısıyla marketlerin raflarına yansıyan zamlar ikinci gündem maddesini oluşturuyor.
Türkiye'de benzin geçtiğimiz Ekim ayında yaklaşık 6 TL'den, geçen hafta 20 TL'ye dayanmıştı.
Yunanistan'da bir litre benzin 1.40 Euro'dan 2.15 Euro'lara fırladı.
İnsanlar bu durumun savaş nedeniyle meydana geldiği ve "geçici" olacağı umuduyla bu pahalılığı bir bakıma anlayışla karşıladığı gözleniyor.
Bu ani fiyat artışları karşısında Yunan hükümeti, üyesi olduğu AB kararlarının da katkısıyla akaryakıt fiyatlarında vergi indirimlerine başladı.
Hatta dar gelirlilere (yılda 30 bin Euro'ya kadar geliri olanlara) Nisan ayından itibaren 40'ar, 50'şer Euro akaryakıt yardımı verileceğini açıkladı.
Muhafazakâr Kiryakos Mitsotakis hükümeti, sürekli "erken seçim" talebine bulunan ana muhalefet radikal sol SYRİZA partisinin "vergilere daha fazla indirim" sloganlarına maruz kalıyor ancak seçimlerin "normal süresinde" yani 2023'te yapılacağını açıklıyor.
Türkiye'de de "normal süresinde" yani 2023'te yapılacağı açıklan seçimlere kadar daha nelere tanık olacağımızı şimdiden kestirmek mümkün değil.
Ancak yorumculara bakacak olursak; Ukrayna savaşının gölgesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mitsotakis'in son görüşmesinden sonra iki ülke arasında bir tür "sulh" ilan edildi.
Bu bağlamda her iki ülkede seçim yılı olarak gösterilen 2023 seçimlerine kadar Türkiye ile Yunanistan arasında -çok büyük bir sürpriz olmazsa- önemli bir gerginlik yaşanmayacağına inanılıyor.
Tam aksine iki ülke arasında süreki askıya alınan liderler başkanlığındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin ekim ayında Selanik kentinde yapılması olasılığı daha iyimser olanların ümitlerini körüklüyor.
