01 Şubat 2023

Emrah Soyuer'in anısına bir Kardak Krizi dostluğu hikâyesi

Son derece renkli, her zaman şen şakrak, bazen sinirli ve espri dolu, şom ağızlı, ama arkadaş canlısı biriydi. Ünlü şair Halil Soyuer’in oğlu olduğundan, arada bir şairlik ruhunu da gösteriyordu...

ATİNA- 

Kardak Krizi'nin 27'nci yılında krizin nasıl başladığı; nasıl sona erdiği ile ilgili bir çok yayınlar yapıldı.  3 gün süren bu büyük kriz, neredeyse iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmiş;  ABD’nin müdahalesiyle Kardak’ın her iki kayalıklarının üzerindeki komandoların geri çekilmesi ve bayrakların indirilmesiyle sona ermişti.

Tartışmaları hala süren Kardak Krizinden sonra bir gurup Türk ve Yunan gazeteci bir araya gelerek iki ülke arasında yalnız krizlerin değil; dostluk ve işbirliklerinin yaşanacağını kanıtlayan öncülükleri  sayesinde bir çok temaslar kurulmuştu.   

Kardak Krizinin geriye bıraktığı izlerin insani bir hikayesini geçen yıl aniden kaybettiğimiz yakın dostum Emrah Soyuer’in ağzından dinlemiştim.

Emrah Soyuer’i 2000’lerin  başlarında tanıdım. Sıkı bir Harley Davidson binicisiydi. Dönemin Harley Davidson İstanbul temsilcisi çocukluk arkadaşım iş insanı Ferruh Tanay’ın sayesinde tanışmıştım kendisiyle. 

İyi ki de tanımışım Emrah’ı.

Son derece renkli, her zaman şen şakrak, bazen sinirli ve espri dolu, şom ağızlı, ama arkadaş canlısı biriydi. Ünlü şair Halil Soyuer’in oğlu olduğundan, arada bir şairlik ruhunu da gösteriyordu.

1999 yılında Türkiye kadar Yunanistan’ı da vuran büyük depremler, iki ülke arasında anında başlayan yardımlaşma ve dayanışma gösterilerinden sonra büyük bir Harleyci grubu İstanbul’dan Atina’ya bir dostluk turu düzenlemişti.

Emrah’ı o Atina turunda tanımıştım. Yunan Harleycilerle birleşen Türk Harleyciler büyük bir gurup halinde Pire limanından Kos (İstanköy) adasına; oradan Bodrum’a geçmiş; ve nihayet İstanbul’a ve oradan tekrar Atina’ya kadar hep birlikte yol almıştık.

Emrah'la motor gezilerimizden bir kare

Ege’nin her iki yakasındaki insanlar, uğradığımız her yerde yol kenarlarından bizim gürültülü geçişlerimize alkış tutuyordu.

Aradan yıllar geçmesine rağmen, Emrah bazı hafta sonları bir gurup arkadaşıyla birlikte , İstanbul’dan yaklaşık 300 km mesafedeki sınır kenti Aleksandroupolis’e  (Dedeağaç) gider; orada edindiği Yunan Harleyci arkadaşlarıyla buluşurdu.

Kendisiyle yaptığımız uzun sohbetlerden birinde, Dedağaç’taki dostluklarının nasıl başladığını anlatmıştı.

Bir keresinde bir grup Harleyci ile kentin tam karşısındaki Thassos adasında tatile gitmişti. 

Thassos gecelerinden birinde , adanın bir barında keyfe gelip herkesin son kadehlerini ısmarlamasını, barda “demlenen”  birkaç kişiden biri kabul etmemiş; Emrah’ın üzerine yürümüştü.. 

“Bir Türkün bana içki ısmarlamasını asla kabul etmem, bana ikide bir içki ısmarlayıp durma..” diyerek kendisine sataşan kişinin bu beklemediği hakaretlerine karşı Emrah da kendisini tutamamış; “Ben de senin ...” misali  cevaplar verince itiş kakışlar başlamış; bar aniden kavga sahasına dönüşmüştü.. 

Barda daha ayık olanların müdahalesiyle yerlerde yuvarlanan Türk-Yunan kavgasına  son verilmişti. 

İşi tatlıya bağlamak için son içkiler bu kez bar sahibi tarafından ısmarlanmıştı.

Emrah ile kendisine hakaret eden – ve adının  Kostas olduğunu sonradan öğrendiği-  kişi, günün ağırmaya başladığı bar çıkışında aynı istikamete doğru yürümeye başladılar.

Emrah her zamanki  cesaretiyle kendisine sataşana  “Bana durup dururken niçin hakaret ettin? Türkler sana ne yaptı da benim içkimi kabul etmiyorsun?” diyerek çıkışması, kavganın bu kez bar dışında devam etmesine davetiye çıkarıyordu sanki...

Ancak Kostas, Emrah’a dönüp “Bak, ben Kardak krizinde askerdim ve siz Türklerin yüzünden üç gün üç gece savaş çıkaracaksınız diye tam teçhizat o kayalıkların etrafındaki suların altında bekletildim.. Hayatımın en zor günleriydi, şimdi gelip bir Türkün bana içki ısmarlamasını kendime yediremedim... Kusura bakma..” deyince  bizim Emrah’ın yufka yürekliliği tutmuş, elini uzatarak, kendisine özgün o samimiyetiyle,“Boşver arkadaş bunları yaa.. Bak ben taa İstanbul’dan kalkıp size geldim, sen de bize gel de bak, nasıl insanlarmışız bir gör..” demesi üzerine o kıyak kafa ile birbirlerine sarılmışlardı.

O günden sonra Kostas ile dostluğunu sürdüren Emrah,  Dedağaç’a ne zaman gitse Kostas tarafından ağırlanıyor; birlikte gezip eğleniyordu...

Emrah geçen yıl bu günlerde aniden aramızdan ayrıldı. Geriye onun anıları kaldı. 

İstanbul Harley Davidson Jackal Riders grubu Başkanı Emrah’ın ruhu şad olsun..

 

Yazarın Diğer Yazıları

Miçotakis aşırı milliyetçilere sert çıktı: “İlk büyük krizde kaçacak olan onlardır”

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye ile diyalog kurulmasına yan gözle bakan ülkedeki aşırı milliyetçilere sert çıktı

Yunanistan’da muhalefet liderlerinin yarışı devam ediyor

Karamanlis ile Samaras’ın parti içinde hâlâ taraftarları oldukları varsayılırsa, YDP’ni aşırı milliyetçilerden arındırmaya çalışan ve daha çok merkeze yönelen Miçotakis’in muhalefet partilerinden çok, parti içinde oluşacak olası cepheleşmelere karşı mücadele edeceğe benziyor

Türk-Yunan ilişkilerinde yeni gelişmeler: Ege ve Doğu Akdeniz’de kıta sahanlıkları mı belirlenecek? Ruhban Okulu açılması tekrar gündemde

İki ülke liderinin Ege ve Doğu Akdeniz’de karşılaşılan sorunların giderilmesi; insan tacirlerinin yakalanması gibi güvenlik makamları arasında iş birlikleri; azınlıkların dini özgürlüklerinin sağlanması, Kıbrıs sorununun çözümünü öngören müzakerelerin yeniden başlatılması gibi alınacak kararları hayata geçirilirse, işte o zaman “Türk-Yunan ilişkilerinde gerçekten yeni bir sayfanın açılacağından” söz edilebilir

"
"