ATİNA
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri her iki ülkenin de turistik bölgelerinden gelen iki dışişleri bakanı yürütüyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'de en çok turist çeken Antalya'nın Alanya ilçesinde; Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da Yunanistan'da en çok turist çeken batıdaki Korfu adasında doğmuşlar.
Çavuşoğlu 1968; Dendias 1959 doğumlu. Biri Ankara'da Siyasi Bilimler; diğeri Atina Hukuk Fakültesi mezunu.
İkisi de kendilerine ne zaman sorulsa -bazen sorulmasa da- birbirileri için biri "Dostum Niko"; diğeri "dostum Mevlüt" olarak tanımlıyor. Gerçekten de ne zaman karşılarsalar ilk önce birbirlerine iki yakın dost gibi sıcak bir biçimde el sıkışırlar, bazen de birbirlerine sarılırlar.
Ama laf Türk - Yunan ilişkilerindeki anlaşmazlıklarına gelince birbirleri ile atışmaktan geri kalmazlar. Ama bu atışmalar bazen o denli sert oluyor ki, zaten sorunlu olan ilişkileri daha da zor bir duruma sokuyor.
Dendias'ın hangi ülkeye giderse gitsin Türkiye'nin ne denli "saldırgan bir komşu ülke" olduğunu dile getirmesi; Çavuşoğlu'nun ise son zamanlarda sıkça dile getirilen "bir gece ansızın geliriz" türündeki söylemi, bu iki politikacının sanki iki yakın dost değil de birbirlerinden "nefret ettiği" izlenimini doğuruyor.
Bu sonuca varan bazı diplomatik gözlemcilerin görüşleri dikkate alınacak olursa, sanki iki bakandan birinin yerine başka bir bakan gelse iki ülke arasındaki ilişkiler daha ılımlı bir hale gelecek. En azından karşılıklı atışmalara son verileceğine inanılıyor.
Nikos Dendias için Türkiye'de yaratılan imaj, "Yunanistan'daki iç siyasete soyunan bir politikacı" olduğu yönünde. Yani gözü, iktidardaki muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) koltuğunda. Dendias bu nedenle bazen Yunanistan'da da eleştirilen bir bakan.
Mevlüt Çavuşoğlu için Yunanistan'da yaratılan imaj ise "Kraldan çok kralcı" olduğu yönünde. Yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne derse, sonuna kadar onu savunmaya çalışan bir siyasetçi gibi bakılıyor.
Ancak her ikisinin de ortak noktası, kendi ülkelerindeki milliyetçilerin gönlünü alması ile ilgili. Dendias'ın Türkiye'yi hedef alan çıkışları Yunan milliyetçileri tarafından "Helal olsun cesur palikari (delikanlı)" yorumlarıyla karşılanırken; Çavuşoğlu'nun Yunanistan aleyhindeki çıkışları da Türk milliyetçileri tarafından "yalnız yunana değil; Türkiye'yi eleştiren herkesin ağzının payını veren en mert bakan" gibi yorumlar yapılıyor.
Diğer bir benzerlikleri her iki bakanın da doğdukları yerlerin, ülkelerinin en çok turist çeken medeni bölgelerinden olması. Gerçi "bu yerlerden kabadayı çıkmaz" derler, ama her ikisi de biribirini nederedyse "kabadayılık" yapmakla suçluyor.
Siyasi mi, hukuki mi?
Türk - Yunan anlaşmazlıklarının temelinde siyasi ve hukuki boyutların da yattığını söyleyen eski bir büyükelçinin sözleri geliyor aklıma. Büyükelçi "Aramızdaki farklardan biri de Türkiye'nin anlaşmazlıklara siyasi; Yunanistan'ın da hukuki açıdan bakmasıdır" diyordu. Çavuşoğlu, Siyasi Bilimler Fakültesi; Dendias, Hukuk Fakültesi mezunu.
Oysa diplomasi, ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları şiddete başvurmadan, karşısındaki küçümsemeden, aşağılamadan çözme sanatı değil midir? Hele birbirlerine "dostum" olarak hitap ederlerse, kendilerinden bu sanatı icra etmeleri beklenmez mi? Ama son yıllarda olmuyor işte.
Cinayete rağmen 5'er milyar dolarlık yatırımlar
Diplomasiden söz açılmışken...
Basın dünyası tarafından asla unutulmaması gereken gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın dünya alemin hep bir ağızdan kınadığı buharlaşan cinayetine rağmen her iki ülkenin de Suudi Arabistan ile ilişkilerindeki benzerlikleri oldukça dikkat çekici.
Mesela Suudi Arabistan'ın Türkiye Merkez Bankasına 5 milyar dolarlık bir yatırım yapacağı haberleri yayımlandı geçen hafta.
Ne tesadüftür ki Suudi Arabistan geçen yıl da Yunanistan'a 5 milyar dolarlık yatırım yapma kararı almıştı.
