30 Ağustos 2020

Komplo teorileri altın çağında

Derin bir politik kutuplaşma ve kurumlara olan güvenin dibe vurduğu bir ortamda taraftar toplayan komplo teorileri altın çağını yaşıyor

Çok eskiden beri hayatımızda olan komplo teorileri iletişimin giderek hızlandığı çağda sosyal ağlar aracılığıyla giderek daha çok insanı peşine takmaya başladı. Milyonlar 'karanlık perdenin arkasındaki yüzü, kuklayı aslında kimin oynattığını' tartışa dursun, bir delinin kuyuya attığı taşın ağırlığı sağduyu çağrılarını çoktan ezip geçti. Geçtiğimiz haftalarda ABD'de bir markette maske reyonlarına saldırıp, 'maske takmayın' çağrıları yapan komplo örgütü diyebileceğimiz QAnon üyeleri buz dağının görünen yüzü. Üç milyondan fazla üyesi olan örgütün çağrıları ve yaptıkları, tehdidi net bir şekilde gözler önüne sererken, ateşe benzin döken popülist liderler hepimizi neyin yakacağını anlamaktan çok uzak.

Nedir bu QAnon?

QAnon, siyasetten, iş dünyasına, medyadan, Hollywood'a kadar uzanan gizli bir derin devlet şebekesinin Donald Trump ve ekibine kumpas kurduğuna inanan, bu şebekenin Satanist ve çocuk kaçakçısı örgütlerle bağlantılı olduğuna' dair kanıtlanmamış iddialar yayan bir komplo teorisi. 2106 yılında marjinal bir grup içinde yayılırken, sosyal medya sayesinde giderek ana akımı da etkilemeye başladı.

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada QAnon takipçilerinin sırtını "Bu insanların ülkemizi seven insanlar olduğunu duydum. Benden hoşlandıkları dışında da başka bir şey bilmiyorum" diyerek sıvazladı. Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı FBI ise geçen yıl QAnon'u iç güvenlik tehdidi potansiyeli taşıyan bir hareket olarak tanımlamıştı.

İşin boyutu Covid-19 salgını ile daha da korkutucu bir hal aldı. New York Times en büyük QAnon gruplarındaki son altı aydaki yorum, paylaşım, beğeni artışının yüzde 200 ile olduğunu belirledi. Sosyal ağlar medyanın baskı gücüyle ağır aksak da olsa konuya tepki vermeye başladı.

Sosyal ağlar sonunda dur dedi

NBC News'ün10 Ağustos'ta haberleştirdiği Facebook araştırması, platform üzerindeki grupların üç milyona yakın üyesi olduğunu ve grubun Covid sürecinde maske, aşı karşıtı söylemlerini güçlendirdiğini belirledi. Bunun üzerine konuya eğilen New York Times ve The Atlantic ise Tiktok ve Instragam'da özellikle gençler üzerindeki etkisinin arttığı konusunda devam haberlerini sürdürdü. Medyanın sıkı takibi sayesinde sonunda harekete geçen Facebook geçtiğimiz hafta iki bine yakın grubu kapattı, 10 bine yakın Instagram hesabını da engelledi. Elini daha çabuk tutan Twitter ise temmuz sonunda grupla ilgili önlemlerini açıklayıp binlerce hesabı kapatmıştı.Bu arada QAnon Kasım ayında yapılacak seçimlerde meclise aday göndermeye hazırlanıyor. Bu yıl Cumhuriyetçilerden QAnon'a destek veren 75 kişi kongreye aday olmak için yarıştı. Bu adayların 19 tanesi parti içi ön elemeyi geçip aday olmuş durumda. Bir iki tanesinin meclise girebileceği öngörülüyor. Araştırmacılar Q'nün politikaya yolculuğunun yapı taşlarının 'seçim, salgın ve internetin kendisi' olduğunu söylüyor. 

Artık komplo sizi buluyor

Komplo teorileri üzerine yazdığı You are Here (Buradasınız) kitabıyla adından söz ettiren Syracuse Üniversitesi Doçenti Whitney Phillips, sosyal medyanın "içeriğin demokratikleşmesine" yönelik hem yararlı hem de rahatsız edici etkileri olan bir eğiliminin doruk noktasında olduğumuza işaret ediyor ve şöyle diyor:

"Şu anda 'tam anlamıyla bir ağ krizi' yaşıyoruz, beğenilerinize göre size tavsiyeler sunan otomatik öneri sistemleri, ilgi çekmek için insanların önyargılarından ve güvensizliklerinden besleniyor. Facebook ve YouTube'un kendi başlarına ana akım haber kaynağı olarak yükselişi, komploların daha hızlı ve daha uzağa yayılmasına olanak sağladı, komploları ana akım izleyicilerden uzak tutan engelleri ortadan kaldırdı. 1960'lar ve 1970'lerde de bu komplo teorileri dolaşıyor olsa da aslında onları arayan insanlarla sınırlıydılar. Şimdiki fark, komplo teorilerinin onları aramasanız bile size gelmesi."

Gerçekten de komplo teorileri sisteme olan inançları tıkanmış insanları tek tek avlayan bir yırtıcıya benziyor. Onları hayatla dolduruyor, ilgi veriyor, besliyor. Sahte haber veya dezenformasyondan çok daha tehlikeliler. Çünkü çevrelerinde kurumsal bir yapı inşa ediyorlar. Logoları, t-shirtleri, şapkaları, özel kulüpleri, kendi aralarında geliştirdikleri özel bir dilleri var. Bu insanları ikna etmek de öyle basit birkaç infografikle çözülecek gibi değil. Yine de son dönemde AB komisyonun UNESCO ile ortaklaşa hayata geçirdiği 'Komplo teorilerini tanıma ve yaklaşım metotları' konusunda bilgi veren siteleri incelemekle ve devamında sağduyuyu kurumsallaştıracak yapılar oluşturmakla işe başlanabilir…

Yazarın Diğer Yazıları

Gönlümü alabilirsin ama beni kandıramazsın Nietzsche

Teknolojinin harika çocuğu ChatGPT’nin ışık hızıyla girdiği günlük hayatlarımız büyük bir değişimin eşiğinde… Küresel sorunlar hızla artarken, karar vericileri alanın regülasyonu hakkında harekete geçmek için teşvik etmeliyiz. Aksi takdirde popülizm ve şiddetin bu denli tırmandığı bir çağda hayatımıza giren bu uygulamaların bedeli ağır ve çok yönlü olacak.

Tanıdıkça seversin

Şehrin bize sunduğu yığınlarla dolu kalabalık hayatın içinde yağ ve su gibi birbirimize teğet geçerek yaşamaya, gözlerimizi kaçırarak 'belaya bulaşmadan' evimize ulaşmaya,  birbirimizden kaçmaya o denli  alışmışız ki, 'tanıdıkça seversin' gibi malumun ilamı önermeler bizi şaşırtıyor

Sokaktan koltuğa bir geçiş: #YeniAktivizm

Dünyanın giderek hızlandığı bir ortamda, yeni aktivizm tartışmaları sürerken, değişim talep eden kitlelerin motivasyonlarını sorgulamak, ötekini yok saymak yerine eski ile yeninin birbirini tamamlamasına izin vermek gerekiyor