31 Mart 2024

Süleyman hep başbakan!

Seçimlerin gönül rahatlığıyla oy kullanacağım tek bölümü, muhtarlık seçimi olacak. Ne varsa yerelin en küçük biriminde var. Gözle görülür tek değişim orada olabilir. Ne demişler; yakın komşu, uzak akrabadan iyidir

Fikret Kızılok, 1995’te önce single olarak çıkardığı Süleyman Hep Başbakan şarkısını sonra Yadigâr albümünde yayınladı. Albüm, Deniz Som'un Vaziyetler kitabı ile satışa çıkarıldı.

Yerel seçimler nedeniyle olsa gerek, bir haftadır dilime Fikret Kızılok’un Süleyman Hep Başbakan (Demirbaş) şarkısı takılmış vaziyette. Üstelik pek de bayılmadığım bir şarkı olduğu halde. Mırıldanmadığım zamanlarda da aklımdan geçiyor, susturamıyorum. Umarım bugün seçimler tamamlandıktan sonra, geldiği gibi bir anda çıkar gider aklımdan ve dilimden.

Süleyman Demirel-Recep Tayyip Erdoğan benzerlikleri üzerinden değil bu Süleyman Hep Başbakan takıntısı. Tanık olduğum tüm şu yıllar boyunca -bir iki kısa dönem dışında-iktidarda hep sağın olması sanırım şarkıyı hep güncel tutuyor. Zaten Demirel de hep başbakan değil, en çok hükümet kurup başbakanlık yapmış biri. Peki bu seçimde diyelim ki bir mucize olup da AK Parti-Erdoğan üstünlüğünün yerle bir olması duygu durumumu değiştirme umudunu verir mi bana? Yok, sanmıyorum. Neredeyse sözleşmiş gibi muhalif parti adaylarının tamamı “siyaset üstü” politika izleme sözü veriyorlar seçmenlerine. Bu durumda ne anladım ben bu işten!

Hafıza tuhaf bir şey. Gelen gideni aratır genel kabulü üzerinden şimdilerde “ne demokrat adamdı be!” şeklinde hatırlansa da Süleyman Demirel, Türkiye’de akraba kayırmacılığından devlette partizanlığın kökleşmesine kadar pek çok konuda sağlam temeller atan siyasetçilerin başında geliyordu.

O fotoğraf

Sanırım 1991 genel seçimleri kampanya dönemiydi. O sırada Tempo dergisinde çalışıyordum. Kapak fotoğrafı seçimi yapılacaktı. Süleyman Demirel her zamanki inanılmaz temposu ve 1980 sonrası siyasi yasaklı olmanın verdiği azimle neredeyse köy köy dolaşıyordu Türkiye’yi. Foto muhabiri Ferhat Atalay izliyordu Demirel’i. Bir fotoğrafı vardı ki, görür görmez “tam da bu” dedirtmişti herkese. Demirel’in ensesinden çekilmiş bir fotoğraftı. Yüzü gözükmediği halde bakar bakmaz onun Demirel olduğunu hemen anlıyordunuz, öylesine beynimize kazınmıştı.  Süleyman Hep Başbakan’ın görsel haliydi fotoğraf. Dergiyi epey aradım ama o kadar taşınmadan sonra birbirine girmiş arşivimin derinliklerinden bulup çıkaramadım bir türlü.

Süleyman Hep Başbakan bir isim değil benim için, Türkiye’de her etapta biraz daha sağa kayan siyasetin bir özeti. İktidara giden yolun hep daha da sağa kaymaktan geçtiği tespiti yapılınca tüm muhalefet partilerinin aynı çizgide hizalanmalarına şaşırmamak gerekiyor aslında. DEM’i bu durumun dışında tutabiliriz ama onun da siyaset yapamaması için iktidar, muhalefet el ele insanüstü bir çaba sarf ediyorlar.

Bu ruh durumu içinde bugün oy kullanmaya gideceğim. Kötüyle daha az kötü arasında bir seçim yapacağım. Muhtemelen yine aklımda Süleyman Hep Başbakan olacak. Seçimlerin yerel olması nedeniyle gönül rahatlığıyla oy kullanacağım tek bölümü, muhtarlık seçimi olacak. Ne varsa yerelin en küçük biriminde var. Gözle görülür tek değişim orada olabilir. Ne demişler; yakın komşu, uzak akrabadan iyidir.

Şengün Kılıç kimdir?

Şengün Kılıç, Gazi Üniversitesi, Maliye Fakültesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Anasanat Dalı'na devam etti.

1986 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük ve haber müdürlüğü yaptı. 

Biz ve Onlar/Türkiye'de Etnik Ayrımcılık (1992, Metis Yayınları), Beyaz Bir Düş (2004, Epsilon Yayınları), Sinemada Ulusal Tavır/Halit Refiğ Kitabı (2006, İş Kültür Yayınları), Erozyon Dede, Hayrettin Karaca Kitabı (2008, İş Kültür Yayınları), CHP'li Yıllar 1946-1992 (2010, İş Kültür Yayınları), Hayatım Mücadeleyle Geçti/Kemal Kurdaş Kitabı (2010, İş Kültür Yayınları), Çayın 90 Yılı (2014, Kesişim Yayınları), Haberde Yargı/Yargı Haberciliği Elkitabı (2019, bianet), Kadehlerdeki Dudak İzleri (2002, Overteam,) adlı kitapları yayımlandı.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Otomobil uçar gider

1960’larda dede Turan Feyzioğlu’nun makam aracı en az yirmi yaşındaki Chevrolet SW iken, 2000’lerde torun Metin Feyzioğlu’nunki sıfır yaşında Volkswagen 2.0 TDI idi. Türkiye’nin makam aracı itibarı tam çözülmüşken nereden çıktı bu tasarruf tartışmaları

Dağlılar’dan Yaylacılar’a

Muhalefet zor, parti içi muhalefet daha zor, lidere karşı çıkmak ise çok çok zor ve de bir kişinin ne kadar keskin muhalefet yaptığı bir ölçü değil… Örneğin; bir bakanlık kaptı mı, partisinin en önde savunucusu olabilir!

Diyarbakır ilçe, Van belde olsun

Bir yerde seçim mi kaybettin, eskiden olsa illiğini elinden alır, rütbesini ilçeliğe indirirdin! Neyse ki Türkiye büyük bir gelişme kaydetti de sadece seçilenin mazbatasını vermeyerek iş hallediliyor. Peki fatura kime kesilecek? Onun da kolayı var: Sarol Formülü!