27 Haziran 2015

Sincan 1 Nolu F Tipi’nden mektup var!

Ne yazık ki bazı kardeşlerin payına toplumu aydınlatmak karşılığında suçlanmak ve cezalandırılmak düşüyor

Dersim’in Kayıp Kızları ve Hay Way Zaman gibi yakın tarihin leş çamaşırlarını ortaya döken ve mutlaka izlenmesi gereken filmlerin yönetmeni Kazım Gündoğan, Sincan F Tipi Hapishane de ağırlaştırılmış müebbet yatan ağabeyinden bir mektup almış. (F Tipi’nin ne olduğunu gerçekten az biraz hissetmek, öğrenmek için lütfen ayrıca F Tipi adlı filmi de izleyin.) Halil Gündoğan’ın son çalışması olan “Türkiye ve Sosyalist Devrim Gerçekliği” isimli kitap taslağına keyfi olarak el konulmuş durumda. Yönetmen Kazım Gündoğan, Hapishane İdaresi’nin bu keyfi ve hukuk dışı tutumunu kınıyor ve protesto ediyor elbette ve mektubu bizlerle paylaşıyor.

 “Sevgili Kazım,
(…) “ Türkiye ve Sosyalist Devrim Gerçekliği” isimli son kitap çalışmam bir ayı aşkın bir süredir idare tarafından el konulmuş durumda. Burada yazdıklarımızı çoğaltmak için dışarıya, ailelerimize gönderiyoruz. Onlarda çoğaltıp bir nüshasını bize gönderiyorlar. Bu aşamalarda sürekli sorun çıkaran hapishane idaresi son olarak dayım tarafından bana gönderilen değişik dergilerle birlikte bir “fotokopi” dosyama el koydu ve bana vermedi. Yazı dosyasının tarafıma verilmesi için iki kez dilekçeyle başvurdum. Üç hafta sonra dergiler verildi. Ancak yazı için “inceleniyor” yanıtı verildi. Ve nihayet bu gün (16.06.2015) verilmeyeceğine dair “Eğitim Kurulu”nun kararı tebliğ edildi. Gerekçe aynen şöyle: “ Adı geçen yayın hakkında Tüzük’ün 43-1 bendi gereğince yapılan incelemede belirtilen dokümanın süreli ve süresiz yayın olarak değerlendirilememekte olup…” “ Yukarıda belirtildiği şekilde fotokopi şeklinde gönderilen dokümanların süreli ve süresiz yayın olarak değerlendirilemeyeceğinden bahsi geçen hükümlüye verilmemesine , (…) oy birliğiyle karar verilmiştir.” denmektedir.  İnfaz Hâkimliği’ne itirazda bulunacağım elbette. Çünkü her şeyden önce söz konusu yazı dışarıdan gelen “süreli süresiz yayın” değil, benim kendi çalışmamdır. Üstelik bu tür yazıların fotokopisini ailelerimiz aracılığıyla yaptırabileceğimize dair İnfaz Hakimliği kararı var. Öte yandan kitap çalışmamın redaksiyonu yapabilmem için yasal her hangi bir engel yokken Hapishane İdaresi’nin bu yönlü kararı ve el koyma tutumu tamamen keyfi ve anti demokratiktir.

Biliyorsun; Sincan F Tipi Hapishane İdaresi tutuklu ve hükümlüleri cezalandırma ve çalışmalarımızı engelleme tavrı ilk değil elbet. Bilindiği üzere daha önce de “Metris’ten Munzur’a Bir Firarinin Öyküsü” adlı kitabımın 2. Cildinin fotokopisini yaptırmak istemiştim. İdare aynı biçimde ona da el koyup “imha edilmesine” karar vermişti. Ve ilginçtir mahkeme bu ortaçağ zihniyetini onaylamıştı. Avukatımız da davayı AİHM’e götürdü, davamız orada görülmektedir. Bu konuyla ilgilenirsen çok sevinirim.

Sevgilerimle. Halil

16.06.2015. Sincan 1 Nolu F Tipi Hapishane. B-2/67 SİNCAN- ANKARA”

Ne yazık ki bazı kardeşlerin payına toplumu aydınlatmak karşılığında suçlanmak ve cezalandırılmak düşüyor. Bazı kardeşlerin payına ise toplumu dolandırmak karşılığında ayakkabı kutuları, gemicikler, saraylar ve ödüller düşüyor. İşte buna adalet deniyor galiba. Kazım Gündoğan’ın ağabeyinin mektubunu duyurma çabasına yanıt ver/e/meyen medya mensupları da aynen benim gibi bu adaletten çok korkuyorlar…  


 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bartleby bu sezon Cihangir Atölye Sahnesi’nde ‘durmayı tercih ediyor’

Ah Bartleby, ah insanlık, ahhh dünya! Senin ahın her ‘hayır’ demeye cüret edildiğinde aynı tazelikle duyuluyor ve bu sezon Cihangir Atölye Sahnesi seni tercih ettiği için bu ahhh çok doğru bir yerden yüreklere, akıllara değmeye zarifçe dokunuyor, izi kalıyor

Affetmeden uzlaşmak mümkün müdür ve "Uzun Yol"

"Yüzleşmek suçun gerçekliğini kanıtlamaya mı gerekçelerini anlamaya mı yaklaştırır?", "Yoksa yüzleşmek intikam ve misilleme tuzaklarından uzaklaştırarak dengeyi mi sağlar?", "Yüzleşmek suçluyu aşağılamanın medeniyet maskesiyle saldırısı mıdır?", "Bağışlama, insanın önce kendisini sonra çevresindekilerle ilişkilerini onaran bir erdem midir?" … Ya da "Affetmeden uzlaşmak mümkün müdür?"

"Tarihte Yaşanmamış Olaylar" yaşıyor!

-Oyun büyük cümleler, çarpıcı sloganlar, ağır mesajlar ya da çiğ esprilerle seyirciyi etkilemek yerine transparan ilmeklerle birbirine bağlanarak Ülkü Tamer duygu ve düşünce dünyasına hizmet ediyor

"
"