21 Mayıs 2017

Hamile olmadığı halde ‘hamileyim’ diyenler ve hamile olduğu halde ‘hamile değilim’ diyenler

Diziyi izlerken kendisini hamile zanneden kadın sayısının çoğalması an meselesi

Belki de son yılların en aşksız, en kısır, en sıkıcı dizilerinin üst üste yığıldığı bir sezon geçiriliyor. Aşk yasaklanmasa da engellenmiş gibi sanki! İlk önce kadın erkek teması azalmıştı ekranda, sonra kadın bedeni yerine erkeğin çıplak üst bedeniyle seyir zevki sunmaya çalışıldı, şimdiler de ise hiçbirine gerek kalmamış olacak ki kanalları asker, polis, mafya ve çeteler sardı. Artık ana mesele birilerinin vatanı, milleti ya da direkt kendini kurtarması üzerine dönüyor. Dolayısıyla seyircinin aklını ve/ya kalbini çelecek özgün ve iyi bir hikayeye rastlanmıyor. Ne var ki bu kısır atmosferde de yeni icatlar çıkıyor! Bu icatların biri neredeyse her dizide hamile olduğunu söyleyen ancak hamile olmayan bir kadının var olmasıdır.

Bodrum Masalı’nda Gözde 5 aylık hamileymiş gibi geziyor, aşeriyor, nazlanıyor, sızlanıyor ve sonra bir gün ansızın bayılınca hastanede öğreniliyor ki hamile değil. Bu arada bir başka yenilik ise dizilerde kendisine kaba saba konuşulan kadın karakterlerin hemen bayılıyor olmasıdır. Mübarekler 19. Yüzyıl Avrupası’ndan transfer edilmiş asil ve histerik kadınlar! Sanki dakika başı cinayete kurban giden, tecavüze uğrayan ve her türlü şiddet içinde yaşamayı hayatın dikenli ancak bol güllü yolu olarak yaşayan kadınların ülkesinde çekilmiyor diziler.

Cesur ve Güzel’de ise işler çok daha karışık çünkü dizinin yarısı hamile ama saklıyor diğer yarısı da hamile değil ancak hamileymiş gibi yapıyor. Cahide başta hamile değilken hamileymiş gibi yapmış ve kendisine kiralık anne tutarak kocasının spermlerinden kendisine çocuk yaptırıyordu. Sonra hamile olmadığı ortaya çıktı ve tam o sırada hamile kaldı ama şimdi de kimse Cahide’ye inanmıyor. Bu arada kiralık anne doğurdu ve ortada fazladan bir bebek oluştu. Ve tüm bunlar komedi filan değil gayet ciddi işleniyor ve seyircinin bu karakterlerle özdeşleşmesi bekleniyor.

Evlat Kokusu’nda ise kokusu çıkmış bu meseleye tersten bakılıyor ve ‘anne’ diyen küçücük çocuğa ‘ben senin annen değilim, seni evlatlık aldık’ diyerek zorla dram ve gözyaşı yaratılıyor. Anne dizisinde ise herkesin bir gerçek bir de kendisini büyüten annesi var.  Bu/Şu/O Hayat Benim adlı dizi ise esas kızın esas annesini bulması, bilmesi, sevmesi yaklaşık 3-4 sezon gibi bir sürede ancak çözüme ulaşarak nihayetlendi.

İşte böyle erkekler askerlik, polislik, mafyacılık peşinde kadınlar ise ya yalandan ya gerçekten karnını şişirip mevcudiyetine geçerlilik kazandırmaya çalışıyor. Seyirci donmuş kalmış durumda ve hatta diziyi izlerken kendisini hamile zanneden kadın sayısının çoğalması an meselesi. Bir kısım anne ise kendi doğurduğu çocuklarının kimin çocuğu olduğu konusunda evhamlanmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bartleby bu sezon Cihangir Atölye Sahnesi’nde ‘durmayı tercih ediyor’

Ah Bartleby, ah insanlık, ahhh dünya! Senin ahın her ‘hayır’ demeye cüret edildiğinde aynı tazelikle duyuluyor ve bu sezon Cihangir Atölye Sahnesi seni tercih ettiği için bu ahhh çok doğru bir yerden yüreklere, akıllara değmeye zarifçe dokunuyor, izi kalıyor

Affetmeden uzlaşmak mümkün müdür ve "Uzun Yol"

"Yüzleşmek suçun gerçekliğini kanıtlamaya mı gerekçelerini anlamaya mı yaklaştırır?", "Yoksa yüzleşmek intikam ve misilleme tuzaklarından uzaklaştırarak dengeyi mi sağlar?", "Yüzleşmek suçluyu aşağılamanın medeniyet maskesiyle saldırısı mıdır?", "Bağışlama, insanın önce kendisini sonra çevresindekilerle ilişkilerini onaran bir erdem midir?" … Ya da "Affetmeden uzlaşmak mümkün müdür?"

"Tarihte Yaşanmamış Olaylar" yaşıyor!

-Oyun büyük cümleler, çarpıcı sloganlar, ağır mesajlar ya da çiğ esprilerle seyirciyi etkilemek yerine transparan ilmeklerle birbirine bağlanarak Ülkü Tamer duygu ve düşünce dünyasına hizmet ediyor

"
"