24 Aralık 2023

Bilgi tapınakları: Dünyanın en güzel kütüphaneleri (XV)

Kentlilere sorularak, onların istekleri doğrultusunda tasarlanan dünya yüzündeki tek kütüphane Oodi

Bir önceki yazımda kaldığımız yerden, İngiltere'den hareketle Kuzey Denizini ve Baltık Denizini aşıp, Finlandiya Körfezi kıyısındaki Helsinki'ye götürüyorum bugün sizleri. Karşımıza ilk bakışta bir gemi ya da tezgâhta bir gemi izlenimi veren şu garip bina çıkıyor. İkisi de değil elbette, burası...

Helsinki Oodi Merkez Kütüphanesi, Finlandiya

(Foto: Maarit Hohteri)

Dünyanın en çağdaş, en etkin, en iyi ve öğrencilerin en mutlu olduğu öğrenim sisteminin Finlandiya'nınki olduğu genel kabul gören bir değerlendirme. Eh, bunun yansıması böylesine modern mimariye sahip bir bina olabilirdi ancak. Başkentin en merkezi noktasında, Parlamento binasının tam karşısında bulunan Oodi, 37 birimden oluşan "Helsinki Kent Kütüphanesi" sisteminin merkez binası. Kendini, "Yeni çağın kütüphanesi, herkese açık, yaşayan, işlevsel buluşma noktası," olarak tanıtıyor ve devam ediyor: "Kitapsever ülkenin Amiral Kütüphanesi. Hayat boyu öğrenim için hep birlikte tasarlanan, ortak kamu alanını iç mekâna, Fin toplumunu geleceğe taşıyan, yaratıcı fırsatlar sunan, yeni teknolojileri kucaklayan, yaşayan, nefes alan bir organizma."

Süreç

Burada kullanılan "... hep birlikte tasarlanan," sözleri çarpıcı bir gerçeği ifade ediyor. Belki başka örnekleri de vardır ama benim bildiğim kadarıyla kullanıcılarına, yani kentlilere sorularak, onların istekleri doğrultusunda tasarlanan dünya yüzündeki tek kütüphane Oodi. 2012 yılında açılan bir kampanya ile halka arzu ettikleri kütüphanenin (kentin buluşma noktası olacağını dikkate alarak) şekli, neleri kapsaması, çalışma ve buluşma alanlarının nasıl olması, mobilyalarının hangi malzemeyle ve hangi stilde imal edilmesi gerektiği hakkındaki düşünceleri, fikirleri, düşleri sorulmuş. Bunlarla ilgili etkinlikler, çalıştaylar düzenlenmiş, web sitesi üzerinden de katkıda bulunulabileceği belirtilmiş. Öngörülen süre içinde öne çıkan 2.300 görüş ele alınmış, aynı zamanda başlangıçta elde bulunan 100.000 Euro'nun öncelikle nereye harcanması gerektiği sorulurken, kütüphanenin ismi için öneriler de istenmiş.

Tabii ki sonunda kentin hemşerilerinden meydana gelen bir jüri uzun çalışmalarla gelen önerileri toparlamış ve mimari tasarım için 2012'de yapılan yarışma sonunda seçilen Helsinki'li "ALA Mimarlık" şirketine "Talimat" (Brief) olarak aktarmış. 2018 yılına gelindiğinde 98 milyon Euro harcamayla inşaatı tamamlanan ve kamuya açılan, ama "Hep birlikte tasarlanan" eser ortaya konmuş:

Helsinki Oodi Merkez Kütüphanesi – (Foto: Kuvio)

Çelik, cam ve ahşabın mükemmel uyumunu yansıtan kütüphanenin adı için de 1.600 öneri gelmiş. Jüri tarafından seçilen "Oodi" kelimesi, geçmişi kadim Mısır'a, Yunan'a kadar dayanan, bir kişiyi övmek amacıyla lirik şiir ya da şarkı olarak yazılan eski Yunancadaki "ode" kelimesinin Fincedeki karşılığı. Bizdeki karşılığını "kaside" ya da "övgü" olarak kabul edebiliriz.

Kütüphane yapısı

2019 yılında Uluslararası Kütüphane Dernekleri Birliği (IFLA) tarafından "Yılın En İyi Kütüphanesi" ödülüne layık görülen Oodi, aslında bir kütüphane olmanın ötesinde toplumun buluşma merkezi olarak hizmet veriyor. Video oyunu, satrançtan tut da her türlü masa oyununu oynayabilir, müzik dinleyebilir ya da stüdyolarında kayıt yapabilir, proje, kitap, derginizi basabilir, cilt yapabilir, dikiş dikebilir, tam teçhizatlı mutfağında ders alıp yemek pişirebilir, sergi açabilir, dans öğrenebilir, konferanslara, kitap okuma seanslarına katılabilir, çocuğunuzla şarkı ve oyun gruplarına katılabilirsiniz, vs. vs. Kendinizi mutlu hissetmek ve öğrenmek için her şey mümkün burada.

Helsinki Oodi Merkez Kütüphanesinden enstantaneler1-5

* * *

Biraz güneye inersek şimdi, İskandinav ülkelerinden biri olan Danimarka'ya ulaşırız. Ülkenin başkenti Kopenhag'da modern mimarisiyle dikkat çeken bir kütüphane var ki aynı zamanda Avrupa polisiye tarihine damgasını vurmuş!

Kara Elmas: Danimarka Kraliyet Kütüphanesi

17. yüzyılda birleşik Danimarka ve Norveç'in kralı olan, özellikle Avrupa kökenli kitapları toplamaya meraklı III. Frederik, kendi kütüphanesini 1648 yılında kurmuş, fakat bu kütüphanenin halka açılması için 1798 yılını beklemek gerekmiş. Tarihi çizgisi içinde kütüphane, kraldan çok çok daha önce 1482'de kurulmuş olan Kopenhag Üniversitesi Kütüphanesi ile 1989'da birleşmiş; derken 2017'de bu yapı Aaarhus kentindeki Devlet ve Üniversite Kütüphanesini de bünyesine katmış. Adı "Danimarka Kraliyet Kütüphanesi" olarak değiştirilen birleşik yapı günümüzde İskandinav ülkelerinde bulunan en büyük kütüphane.

Danimarka Kraliyet Kütüphanesi6

Mimari

Kopenhag'ın merkezinde, deniz kıyısında yer alan ve kentliler tarafından "Kara Elmas" olarak anılan modern yapının inşaatı, hemen arkasından bulunan ve 1906'da hizmete girmiş olan eski kütüphane binasına ek olarak 1999'da tamamlanmış. Gözlemlenen tam bir mimari çelişki! Yeni binayı tasarlayan "Schmidt, Hammer & Lassen" Mimarlık Şirketi. Ana kitleye siyah görüntüyü veren Zimbabwe'den ithal, toplamı 2.500 metrekareye varan siyah granit kaplama.

Bünyesinde, 200.000 kitaplık rafın yer aldığı altı okuma odasına ilaveten, kafe, kitapçı, sergi salonları, restoran, bilimsel ve edebi kurumlar, 600 kişilik konser/tiyatro ya da konferans salonu ve çatı terası barındıran, biri bodrum olmak üzere yedi katlı yapı tam ortasından, diklemesine, deniz dalgaları izlenimi veren geçiş köprüleri ve yollarıyla ikiye ayrılmış. Her bir taraf, tüm bina yüksekliğinde, bütünüyle cam kaplamalı birer atrium şeklinde inşa edilmiş. Bu sayede binanın tüm katları, her yönden gün ışığı alabiliyor. Şundan bahsediyorum:7

Binanın tavanları dahil farklı yerlerine beş Danimarkalı sanatçının görsel sanat eserleri yerleştirilmiş. En üstteki fotoğrafta gördüğünüz, "Kara Elmas"ın sağ tarafından uzanan binalara verilen isim de "Balık".

Koleksiyon

17. yüzyıldan itibaren Danimarka'da yayımlanan her eserin bir kopyası Kraliyet Kütüphanesi koleksiyonunda muhafaza ediliyor. Anlaşılacağı üzere bu kütüphane ülkenin "yasal depo" yetkisine sahip. Bu yetki 2006 yılından itibaren elektronik yayıncılığı da kapsayacak şekilde genişletilmiş. 1900 öncesine ait tüm eserler dijitalleştirilmiş ve talep edene ücretsiz olarak sunuluyor. Koleksiyonunda bulunan 40 milyon fiziki ve 3 milyon elektronik "eser" kapsamında, kitaplar, dergiler, gazeteler, broşürler, şirket yayınları, elyazmaları, eski arşivler, haritalar, fotoğraflar, baskılı malzeme, müzik notaları, gelenek ve göreneklere ilişkin belgeler ile Danimarka internet geçmişinin dörder kopyası mevcut.

Foto: https://perkinswill.com/project/the-royal-library-copenhagen-denmark/

Bir kütüphane soygunu hikâyesi

Danimarka polisiye tarihine "Büyük kitap soygunu" olarak geçen olay, günümüzde adı "Danimarka Kraliyet Kütüphanesi" olan kütüphanenin koleksiyonundan 1967-1978 yılları arasında, toplam değeri 50 milyon dolar olarak hesap edilen 3.200 eserin çalınmasını ifade eder. Bu eserlerin birkaçı hariç çoğu yabancı kaynaklıymış ve 16.-18. yüzyıllara aitmiş. Genellikle gizli olarak kütüphane dışına çıkarılabilecek boyutta ve özellikle resimli eserlerin tercih edildiği anlaşılıyor.

1970'lerde kütüphanedeki bazı eserlerin eksikliği fark edilmeye başlanmış olsa da, ancak 1975'te soygunun varlığı kesinleşmiş; mevcutlara ilaveten özel güvenlik önlemleri alınmaya ve 1978'den itibaren çalışanların cepleri ve çantaları iş çıkışında aranmaya başlanmış. Zaten o tarihte soygun da kesilmiş. 1975'ten itibaren polis işe karışmış, tüm personel sorguya çekilmiş ama hiçbir yere varılamamış; eserlerin yabancı ülkelerde satılabileceği dikkate alınarak Interpol devreye sokulmuş, falan filan... Lakin 1980'e gelindiğinde elde edilen sonuç sıfırmış! Bırakmışlar işin peşini...

Derken efendim, Eylül 2003 ayında dul bir kadın ve gelini, çok değerli bazı antika kitapları satmak üzere Londra'daki "Christie's" Müzayede Evine başvurmuş; kitapların niteliğini gören Christie's uzmanları ise Danimarka Kraliyet Kütüphanesini haberdar etmiş. Ortaya çıkan durum şöyle: Müzayede evine başvuranlar, uzun yıllar Kütüphanenin "Şark Eserleri" Bölümü Başkanı, çok bilgili ve saygın, fakat zaman içinde alkole teslim olan ve bu nedenle emekli edilen Frede Møller-Kristensen'in dul eşi ve geliniymiş. Adam 2003 Ocak ayında ölmüş. Sağlığında, 1997-2002 yılları arasında çok dikkatli davranarak, farklı ülkelerde, bazıları elden, bazıları müzayedelerde, 250 çalıntı eseri sattığı anlaşılmış. Ölümü sonrasında ailesi dikkatsiz davranmış olmalı ki, durumun anlaşılmasıyla gerek Almanya gerek Danimarka'da aile mensuplarının evlerine Kasım 2003 içinde yapılan baskınlarda çalınmış 1.800 eser bulunmuş. Gerisi hâlâ ortada yok!

Møller-Kristensen öldüğünden hırsızlıkla suçlanacak kimse kalmamış ama, görülen dava sonucu hırsızlığa destek olmak, ihbar etmemek ve çalıntı mal satmak suçlarından dul eşi üç yıl hapis ve 106 bin dolar para cezasına, oğlu iki yıl hapise, gelini 18 ay hapise, kızı sonradan ertelenen 10 ay hapise ve ebeveynlerinden aldığı 25 bin Doları iadeye mahkûm edilmiş. Dul eş ayrıca 2005 yılında açılan ayrı bir davayla henüz bulunamayan eserlerin karşılığı olan 3 milyon doları ödemeye mahkum edilmiş olsa da, gerek kötü sağlık durumu gerek çok düşük gelir düzeyi nedeniyle bu meblağı hiçbir zaman ödeyemeyeceği herkesin malumu...


1 Foto: Ninaras; CC BY 4.0,

https://en.wikipedia.org/wiki/Helsinki_Central_Library_Oodi#/media/File:Central_LibraryOodi_in_Helsinki_04.jpg

2 Foto: Zache; CC BY 4.0,

https://en.wikipedia.org/wiki/Helsinki_Central_Library_Oodi#/media/File:Rinteen_hallituksen_hallitusohjelman_julkistus_Oodissa_2019-06-08.jpg

3 - 4 – 5 Foto: Tuomas Uusheimo,

https://www.archdaily.com/907675/oodi-helsinki-central-library-ala-architects/5c339fe808a5e545f50001c6-oodi-helsinki-central-library-ala-architects-photo?next_project=no

6-7 Foto: Adam Mark;

https://www.archdaily.com/913400/the-royal-library-shl

Şefik Onat kimdir?

Şefik Onat, TED Ankara Koleji ve Londra Hendon Grammar School'da lise eğitiminin ardından A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuştur. 1966 – 1982 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı mensubu diplomat olarak Bakanlıktaki görevlerinin dışında OECD İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Paris), Jakarta ve Islamabad T.C. Büyükelçilikleri, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğinde (New York) görev yapmıştır. 

1982 – 1983 yıllarında Başbakanlık/Devlet Bakanlığı Özel Danışmanlığında bulunduktan sonra devlet memuriyetinden ayrılmıştır.

1984 – 1995 yılları arasında özel sektörde üç farklı şirkette üst düzey yöneticilik hizmetini takiben, 1996'da TOKI tarafından gerçekleştirilen B.M. HABITAT II Konferansının Konferans Hizmetleri Koordinatörü olarak Türkiye tarihinde yapılan en büyük ve en kapsamlı uluslararası organizasyonun sorumluluğunu üstlenmiştir.

Bu konferansın ardından, 1997- 2010 yılları arasında, kendi kurduğu "ASİTANE Etkinlikler" firması eliyle, kamu kuruluşları ya da yerli ve yabancı Birlikler/Dernekler/Şirketlerin çeşitli ulusal ve uluslararası kongre, konferans, tanıtım, özel etkinlik, gösteri organizasyonlarını gerçekleştirmiştir.

Öte yandan, Mimar Prof. Suha Özkan'la birlikte, 2006 yılında tüm dünya mimarlarının çalışmalarını internet ortamında tam eşitlik ilkeleri kapsamında yayınlayabildikleri ve yarıştıkları "World Architecture Community"i kurmuştur.

2010 başından itibaren kendini tamamen emekli ederek eşiyle birlikte Bodrum'a yerleşmiş ve bütünüyle, her zaman özel merakı olan tiyatro ve tarihi roman alanlarında yazmaya yönelmiştir.

Tiyatro yazarı olarak, geçmiş yıllarda TRT'de "Radyo Tiyatrosu" ve "Arkası Yarın" programlarında, özgün + çeviri + uygulama niteliğinde 53 eseri yayınlanmıştır. Günümüze kadar sahne için 6 müzikal/müzikli oyun, 2 sahne oyunu, 5 film senaryosu yazan Onat'ın ayrıca 3 oyun çevirisi vardır.

Yayımlanmış, editörlüğünü yaptığı 2 kitabın dışında, "Son Sultan Abdülhamid" ve "Casuslar İni İstanbul" başlıklı iki belgesel tarihi romanı ve diplomasi dönemi anılarını yansıtan "Diplomasi Dedikleri" başlıklı kitabı bulunmaktadır. ONK Telif Ajansına bağlı bulunan Onat, "T24 Haftalık" ve "EK Eleştiri Kültür Dergisi" yazarları arasındadır.

1943 Ankara doğumlu, evli ve üç çocuk sahibidir. İngilizce ve Fransızca bilmektedir. İngiliz "British Council"ın lisanslı İngilizce hocasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Yenilenen İstanbul’u adımlarken (2): İBB Çubuklu Siloları

İstanbul'da, rant elde etmek uğruna büyük bir saldırı altında olan bu megapolde, Çubuklu Siloları bir mücevher gibi ortaya çıkarılmış. Yaklaşık 20.000 metrekareyi bulan Çubuklu Silolar yerleşkesinde bulunan yapılar farklı fonksiyonlara tahsis edilmiş

Yenilenen İstanbul’u adımlarken (1): İBB Miras ve Botter Apartmanı

“Botter Apartmanı” bir ilkler, yenilikler yumağı. İstanbul’un ilk moda evi ve ilk “Art Nouveau” örneği olmasının yanında Türkiye’de inşasında çelik konstrüksiyon kullanılan ilk apartman. Ayrıca kentte hem iş yeri hem konut olarak tasarlanan ilk bina

Renkler âlemi (7) | Son durak: Sarı

Sıcak, mutlu, neşeli bir renk sarı. Güven verir, dostluk aşılar, sevecendir. Böyle olunca merhameti, iyimserliği de beraberinde getirir. İç mekânların sarıya boyanması sıcak ve samimi bir hava yaratma amacı taşır. Aynı zamanda, verimliliği ve üretkenliği de olumlu olarak etkiler. Bu özelliği sayesinde, yaratıcı tarafı daha baskın olan kişilerin favori rengi sarıdır

"
"