14 Nisan 2019

Kadının yeri devrimdir

Sudan’daki isyan dalgasında 22 yaşında üniversite öğrencisi genç bir kadın, Alaa Salah öne çıktı ve kadınlara “Tiran’ı devirelim, zafer bizim” dedi

Sudan’daki siyasal İslam diktasına karşı dört aydır süren isyan dalgasının koşar adım devrime yaklaştığı günlerde bütün dünyanın gözü Sudanlı bir kadına çevrildi. Birdenbire viral olan bir fotoğrafta, üzerinde beyaz elbisesi, kulağında görkemli küpeleri bulunan bu kadın, arabanın tepesine çıkmış, baş parmağıyla göğü işaret ediyordu. Etrafını saran, çoğunlukla kadınlardan oluşan kalabalığa ateşli bir şekilde hitap ettiği her halinden belliydi.

İnsanın içini umutla, cesaret ve güçle dolduran bu karedeki kadın, 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Alaa Salah’tı. Bir anda devrimin sembolü haline gelince Twitter hesabı açan Salah, “Mermi öldürmez; insanların sessizliği öldürür. Sudanlı kadınları kitleler halinde sokağa çıkmaya teşvik ediyorum. Tiranı devirelim. Zafer bizimdir,” yazdı.

Bu çağrının kadınlar arasında bir karşılığı vardı elbet. Tiran Ömer el Beşir’in 30 yıllık iktidarında uyguladığı tahakküm, özellikle onların hayatında her geçen gün daralan bir ilmek gibiydi. Son yıllarda pantolon giymeleri, saçlarının görünmesi veya bir erkekle arabaya binmeleri bile ahlâka aykırı kabul ediliyor; kadınlar bunlar yüzünden cezalandırılıyordu. Rejim karşıtı protestolarda ön saflarda yer almaları, hayatlarını geri almak istemeleriydi aslında. Afrikalı gazeteci Zeinab Mohammed Salih, şubat ayında BBC’de yayınlanan makalesinde bazı protestolarda kadınların oranının yüzde yetmişi geçtiğini yazmıştı.

“Büyükannem bir Kandaka”

Tıpkı fotoğrafı gibi viral olan bir videoda Alaa Salah “Benim büyükannem bir Kandaka,” diye slogan attığında, çevresindekiler “Devrim” sesleriyle ona eşlik ediyordu. Salah, Guardian gazetesine verdiği röportajda, üzerindeki beyaz giysinin, ülkesi ve hakları uğruna savaşan Antik Sudan kraliçeleri Kandakaları akla getirdiği için çok güçlü bir sembol olduğunu söyledi.

Esasında genç kadının üzerindeki her şey, kadınların mücadelesine işaret ediyordu. Bunu ancak, giysilerin kültürel “tercümesi” yapıldığında anlayabildik. Amerika’da yaşayan ırkçılık karşıtı eğitimci, Sudanlı Hind Makki, her bir parçanın anlamını Twitter’da açıkladı. Salah’ın giyim tarzı, geçmişte askeri diktatörlüğe karşı örgütlenen halk hareketlerinde gösteri yapan kadınlarınkinin aynısıydı. Genç Sudanlıların eski kuşaklarla özdeşleştirdikleri için artık tercih etmedikleri beyaz elbisesi,hem şehirlerde hem taşrada giyilen, her kadının ulaşabildiği geleneksel bir giysiydi. Kulağına taktığı ay şeklindeki küpeler de geleneksel evlilik takılarıydı ve kadınlığı simgeliyordu.

Giydikleri ve vücut diliyle muazzam bir imgeye dönüşen Salah, Twitter’dan ölüm tehditleri aldığını ancak boyun eğmeyeceğini, başına bir şey gelirse sorumlusunun el Beşir olduğunu ilan etti. Bir süre sonra hesabını kapattı ama çoktan kadınlara mücadele gücünü, tiranlara devrilme korkusunu salarak tarihe geçmişti bile!..

Yazarın Diğer Yazıları

Erkek şiddetine karşı ses ver

Senaristler mağdurla dayanışma içinde olduklarını ilan ederken, moda dergilerinin sürecin başından bu yana sessizliğe gömülmesi beni düşündürüyor; oysa Bulutsuz, bu dergilerde editörlük yapmış bir kadın.

Kadınların topuklu giymeme hakkı

Galiba ihtiyacımız olan, #KuToo’nun global bir harekete dönüşmesi ve kadınların giydikleri üzerinde söz sahibi olmayı kendinde hak gören erkeklere karşı esaslı bir mücadeleye girişilmesi

Cezaevinden Tate Modern’e Zehra Doğan

Güneydoğu’nun yerle bir edilen ilçelerinde olanlara tanıklık ederken yaptığı bir resimden ötürü kendisini cezaevinde bulan Zehra Doğan, “Sanatta politik işler ortaya koyarken, ifade etmekle ajitasyon yapmak arasında çok ince bir çizgi vardır” diyor