Ermenistan’da gelişen siyasal olaylar hakkında, 27 Aralık 2018 tarihteki son yazımıza ‘‘Ermenistan'da ‘Paşinyan dönem’ine kansız geçiş’ nasıl oldu?’’ başlığını ve ‘‘Ne olmuş, ne değişmişti de Putin'in Rusya'sı bu konuda tavrını değiştirmişti?’’ diye de alt başlık atmıştık…
19 Mayıs 2019, Pazar akşamı - gün ve saat itibariyle, zamanlaması da ilginç tabii - aylardır cezaevinde, ciddi suçlamalara maruz kalmış, Robert Koçaryan kefaletle geçici olarak, serbest bırakıldığı haberi, bomba gibi gündeme düştü…
Artsakh (Dağlık Karabağ) kökenli, hatta Artsakh’ın eski Cumhurbaşkanı ve Ermenistan’ın (III. cumhuriyetin ilk) Cumhurbaşkanı, Levon Der Bedrosyan’a ‘Artsakh sorununda çok pasif olmakla’ yaptığı suçlamalar sonucunda, kendisini (Ermenistan’a önce Başbakanı, sonra da Cumhurbaşkanı seçtiren Robert Koçaryan; Paşinyan ve arkadaşlarının yaptıkları ‘kadife iktidar değişikliğinin’ önemli muhaliflerinden gözüküyordu ve hapisteydi.
Artsakh eski Cumhurbaşkanı Arkadi Ghugasyan, bugünkü Cumhurbaşkanı Pago Sahagyan, birlikte Yerevan Başsavcılığına başvurup Robert Koçaryan’ın kefaletle serbest bırakılması için başvurmuş, toplam 1 milyon Tram (yaklaşık 2 bin ABD Doları) ödeyerek, onun aylar sonra ilk kez geçici de olsa serbest kalmasını sağladılar…
Oysa bunca zaman, aynı Koçaryan’ın defalarca başvurmasına rağmen, kefaletle serbest bırakılması, her seferinde reddediliyordu…
Paşinyan taraftarlarının çoktandır ‘(…) İyi güzel ister devrim, ister iktidar değişikliği diyelim ama ve lakin reform mekanizmaları beklenildiği kadar hızlı ilerlemiyor’ homurdanmalarına karşı yine diğer Paşinyan taraftarları ‘(…) iyi de, reform mekanizmalarının, beklenildiği kadar hızlı ilerlemesinin nedeni, bürokraside hala eski kadroların, eski idare, oligark taraftarlarının süreci aksattığını’ söylüyorlardı…
Sanki bir fırsat, bir bahane bekleniyordu…
Diğer taraftan da Paşinyan hareketine taraftar olanların yönelttikleri dostane eleştirilerden biri de ‘neden bahane veya fırsat bekleniyordu ki; seçilmiş hükümet işbaşına gelir gelmez, halktan tüm krediler alınmış haldeyken, popülarite (halkça tutulma) tazeyken, yapılmak istenen, derhal yapılmalı ve yargı sisteminde çöreklenmiş kadrolar temizlenmeliydi’ diye özetlemek mümkün… Üstelik bugünkü iktidar göreve gelir gelmez bunu yaptığı takdirde; haiz olduğu rüzgâr, eleştirilerin hızını kesecekti…
Yine Paşinyan tarzı, halka yolları kapattırma çağrısı…
19 Mayıs 2019, Pazar akşamı, Koçaryan’ın kefaletle serbest bırakılmasından sonra, aniden Paşinyan’ın – her zaman olduğu gibi – kendi Facebook sayfasından, ertesi günü için halka yaptığı bir çağrı, sanki ikinci bir bomba etkisi yaparak, gündemi işgal etti…
‘Sevgili bağımsız ve onur sahibi halkım, sizden ricam, yarın sabah saat 08.30’dan itibaren, ülkenin tüm mahkeme binalarının giriş ve çıkışlarını kapatmanız ve kimseyi içeri girmesi veya dışarı çıkmasına izin vermemeniz. Kadife devrim’in ikinci aşamasına geçiyoruz; saat 12.00’da bununla ilgili önemli bir açıklama yapacağım " diye yazıyordu.
Hakikaten de ertesi gün, tüm Ermenistan’da sabahın erken saatlerinde ülkenin tüm mahkeme binaları önünde ‘etten’ diyeceğimiz insanların vücutlarıyla fiziki duvar oluşturdukları, şahsi araba ve kamyonlarıyla barikatlar kurulmuştu. Pencereden gizli girmek isteyen bir hâkimin yaka paça alaşağı edilerek içeri girmesine engel olunması; ayağı kayarak yere düştüğünde ayağa kalkmasına aynı halkın yardımcı olması, tacizin olmaması İnternetten izleniyordu.
Hiçbir kaba kuvvetin, hiçbir yaralayıcı aletin, silahın kullanılmaması hatta hakaret ve küfrün asla sarf edilmemesi, Paşinyan tarzı mücadelenin imzasını taşıyordu…
Ve saat 12.00’de Paşinyan aldı sazı eline…
Kısaltarak aktarıyoruz…
(…) Ülkenin tüm hâkimleri, VETİNG'e tabi olmaları gerekir; şeffaf halde, mal varlıklarını, bunların kaynağını, geçmişte yaptıklarını beyan etmelidirler. İkincisi, AİHM'in onayladığı gibi, vatandaşlık haklarını ihlal etmiş hâkimler mutlaka yargılanmalıdır. Üçüncüsü, yeni düzene ayak uyduramayacaklarını, içten içe anlamış olan hâkimler istifa etmelidirler. Dördüncüsü, yeni sisteme geçişte, Adalet sisteminde de cerrahi değişiklikler yapılması şart. Önümüzdeki bir-iki ay içinde geçmiş yedi-sekiz ayda, Adalet sisteminde, ne yapabildiğimizi, ne yapamadığımızın bir dökümünü yapmamız şart. Beşincisi,Azgayin Joğov(parlamento)’da bir Bağımsız Yargı sisteminin yerleşebilmesi için, köklü çalışmaların yapılması gerekiyor... Anayasa değişikliği yapmak için; halk oylaması gerekiyorsa, yaparız. Tabi, uluslararası uzman kuruluşların tecrübe, Ermenistan'ın vermiş olduğu taahhütlerin ışığında, yapmamız gerek. Yapılması gereken reformlar için, çoktandır, BM, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Dünya Bankası vs. kuruluşlarla irtibatta ve çalışma içindeyiz. Umarız ülkemizin siyasi ve toplumsal güçleri yanımızda olur. Zira hakikaten artık ‘gülünç’ olmayan, hukuk üstünlüğü kabul edilmiş, muasır medeniyetlerin tatbik ettiği, yaşattığı bir adalet sistemini yerleştirmek istiyoruz... Bunları yaparken, sivil toplum örgütlerinden fikir alacak, tartışacak, asla onlara danışmadan karar almayacağız. Rüşvete karşı mücadele etme vakti gelmiştir. Demokrasiye, bu adalet sistemiyle devam edemezdik; sevgili halkıma bu vurguları hissedilir ve işitilebilir kılmak için bu hareketi yapmam gerekti, teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar... Geçmiş sistemde rüşvetle yaşayanlar, çıkarcı faaliyetlerini gizlemek için ‘Artsakh (Dağlık Karabağ) ve Ermenistan halkı arasında nifak sokmak’ istiyor; amaçları amiyane tabirle ‘gemilerini yürütebilmek için böl - yönet sistemini işletmek’ oluyor... Mevcut ‘rüşveti alışkanlık haline getirmiş’ sistemin her faaliyetinden aslında en çok Artsakh halkı zarar görüyor ve bu sistemin eser sahipleri Ermenistan Hükümeti ve Başbakan'a karşı akıl almaz (kara) propaganda faaliyetleri sürdürüyor. Bunları değerlendirirken ‘komşumuz Azerbaycan ile düşmanlık hisleri yaratmak, kaşımak, savaşa sokmak, kaybedilecek topraklar olursa, bunu hükümetin üzerine yıkmak’ gibi plan ve projelerinin olduğunu görüyorum. Dolayısıyla bu ısrarlı çalışmaları ihanet diye telakki ediyorum... Ermenistan Silahlı Kuvvetlerin Başkomutanı olarak, gereken sert tedbirleri almaya kararlıyım… Bu bağlamda 2016 yılında Nisan ayı savaşları diye bilinen dört günde vuku bulan meseleler hakkında bir Araştırma Komisyonu kurulmasının da vakti geldiğini belirtmek isterim...
Artsakh halkına da sesleniyorum... Halkımızın farklı kolları arasına (Artsakh - Ermenistan) nifak sokmak hatta düşmanlaştırmak amaçlı her tür propaganda içerikli, eylem ve sözleri, elinizin tersiyle geri çevirin... Geçmişte işlemiş oldukları suçları, dar çıkarlarını gizlemek amacıyla, iki halk arasında düşmanlık yaratmak isteyen her teşebbüse tevessül etmeyin...
Sevgili Ermenistan ve Artsakh halkları, Ermenistan içindeki değişikliklerin eser sahibi, sadece bu hükümet değil! Ermenistan'ın özgür ve onur sahibi vatandaşlarıdır... Dün gece bu sabah için, yaptığım çağrının nedeni, değişmesi gereken adalet sistemine dikkat çekmek istiyordum... Teşekkür ediyor ve artık bu eylemi derhal bitirmelerini rica ediyorum...’