11 Eylül 2014

Peki, Obama bize ne dedi?

Obama ne dedi belki meçhul ama Erdoğan’ın sözleri çok açık: “sınırları bozkurtlar korusun.”

Bundan tam bir yıl önce ABD’ye yolculuk arifesinde, Erdoğan “Bunlar bu ülkeye nasıl girdiyseler, çıkış yollarını da zaten kendileri bilirler. Bahçeli’ye söylemek lazım, sen çok güçlüsün, senin bozkurtların var, bu sınırı bozkurtlarınla korumaya al demek lazım” demişti. Ve ABD’deki görüşmeleri sırasında Esad’ın savunmasız halka karşı kimyasal silah kullanarak kırmızı çizgiyi aştığı ve hemen ABD’nin saldırması gerektiği vurgulamıştı Erdoğan ve beraberindeki Davutoğlu ve Fidan. Kırmızı odadaki o meşhur yemek hakkında kaç yazı yazıldı son bir yılda anımsamak güç, ama işte insanlar hem özel hayatlarında hem de devlet idaresinde ne istediklerini neden istediklerini çok iyi bilmemeliler, çünkü bazen bu istekler gerçek olabiliyor.

11 Eylül trajedisinin 13’üncü yıl dönümünün eşiğinde Obama İslam Devleti adı altındaki örgüte karşı ABD’nin geniş bir koalisyona liderlik yaparak savaş açtığını ilan etti. “Başkanlığımın ana prensibi şu: Eğer ABD’yi tehdit ederseniz, sığınabileceğiniz hiçbir güvenli yer olmayacak” dedi. Çok benzer bir cümleyi yakında Erdoğan ya da Davutoğlu’ndan duymamayı temenni ederek devam edelim. ABD kamuoyunun bundan bir yıl önce Suriye’ye saldırıyı onaylamadığını biliyoruz. Ancak iki Amerikalı gazetecinin hunharca kameralar önünde katledilmesinden sonra ABD’de İslam devletine karşı ciddi bir kızgınlık oluştu. Bu aşamada Türkiye’nin 49 rehinesinin kaderi ne olacaktır diye düşünmeden edemiyor insan, bebek çoluk çocuk kadınların da bulunduğu sefaret görevlilerinin canlı kalkan olarak daha ne kadar kullanılabileceğini düşünmek insanın yüreğini eziyor. Diğer yandan ABD’li gazetecilerden birisinin yerini “ılımlı İslamcı” gurupların İslam Devletine bildirdiği söylentileri dolaşıyor. İslam Devletinin de bu gurupların bazılarına karşı öldürücü saldırılarda bulunduğunu, en son İslami Cepheye ciddi kayıplar verdirdiğini göz önünde bulunduralım. Dost ve düşman kavramları İslam devleti için çok farklı. Biat etmeyen herkes yok edilmesi caiz hedef haline geliyor. Bu İslam devletini pek çok yönden sahada daha da çekici yapıyor. Bugüne kadar bildiğimiz kavramların çok dışında savaşıyor İslam devleti, hala eski kavramlarla yorumlamaya çalışan ve “ama rehinelerimiz ellerindeyken bizim bir şey yapmamız uygun değildir” diyenlere şaşkınlıkla sormamız gerekmez mi, yeni rehineler alamayacaklarına emin misiniz? Türkiye sınırları içinde saldırı yapma güçlerinin olmadığına emin misiniz? Türkiye ne yaparsa o rehineler sağ salim geri dönebilirler? O rehinelerin bedeli nedir? Biliyor muyuz?

Obama konuşmasında Yemen ve Somali modelinden ve bölge ülkelerinden destek almaktan bahsetti. Bu modellerin ortak noktaları konvansiyonel savaşların kesin sonuçlarından yoksun olmaları. Kim kazandı Yemende? Bu çete savaşlarında kazanan muğlak. Ancak kaybedenler oldukça açık: O bölgedeki halk, özellikle kadın ve çocuklar.

Obama’nın geniş koalisyon dediği ülkelere baktığımızda maddi desteğin gelebileceği Körfez ülkelerinin, silah sanayini yeniden canlandıracağı kesin. Ancak Suud ordusu ya da Ürdün askerleriyle İslam devletine karşı savaşmak pek mümkün değil. Sahada kim var? Sahada ABD’nin eğiteceğim dediği Suriye ordusundan kaçan sayılarının 4,000 civarı olduğu söylenen askerler var, bunun yanı sıra Irak ordusunun yeniden yapılandırılması tekrarlanıyor, ama anımsayalım, bugün yaşananların en önemli nedeni Saddam’ın eseri olan Irak ordusunun dağıtılması değil miydi? Sonrasında yıllarca ABD desteğiyle “eğitilen” ordunun İslam devletinin Musul’a geleceği haberini veren videoların tamamını izlemeden kaçtıklarını biliyoruz ki haksız da sayılmazlar. Çünkü bu iki grubunda, Suriye ordusundan kaçanların ya da Irak ordusunda yeniden eğitilecek olanların saha tecrübesi yok denecek kadar az. Diğer yanda Kürt güçleri, Peşmerge var, belki de Ortadoğu’nun en organize hareketlerinden, ancak sınırları ve bugüne kadar uyguladığı metotlarla İslam Devleti ile baş edebilir mi? İslam devletinin genişlemesine karşı bir süre duvar görevi görse de hilafet ilan etmiş bu grubu yenebileceğini düşünmek gerçekçi olmaz. Geriye hangi ordu kalıyor zaten sahada olup İslam devletine karşı savaşabilecek? Bunu bir düşünün… Bir de bu savaşın her şeyden önce istihbarat savaşı olduğunu göz önüne aldığımızda en az 5-7 yıllık bir süreçte çok ciddi bir kaosa doğru gittiğimizi görün. Velev ki bu süreç sonunda İslam Devleti yenildi, şu anda hükmettiği topraklarda yerini ne alacak? Başka bir gücün hilafet ilan etmeyeceğini ve İslam devleti örgütünün küllerinden doğmayacağını nasıl garanti edebiliriz?

Ardından Türkiye’ye geri dönelim… Türk Müslüman Kardeşleri ya da siyasi İslamcıları, her zaman siyasi düzen içinde kalıp silahlı yöntemlere başvurmamış oldukları için –yani marjinal gruplar haricinde— Yemen, Suriye, ve Mısırdaki oluşumlardan farklılar. Hatta acaba bir liste yayınlansa AKP’nin üst seviyesinde askerlik bilgisi, donanımını bırakın, kaç ay nerede nasıl askerlik yaptılar diye baksak ne görürüz sizce? 40’larındaki genç AKP’lilerin Türk komandolarından olduğunu düşünmek istiyorum… Düşünemiyorum. Hayal gücü zayıf birisiyim, belki bir araştırmacı gazetecimiz bizlere AKP elitlerinin askerlik yerlerini, yıllarını ve sürelerini yayımlar? Türkiye ne yaparsa o rehineler sağ salim geri dönebilirler? O rehinelerin bedeli nedir? Biliyor muyuz?

Durum böyle iken 2013 Eylülünde, ABD’ye gitmeden önce “sınırı bozkurtlar korusun” diyen Erdoğan’ın ne kadar haklı olduğunu görebiliyor musunuz?  Ben kendisinin bu sözlerini bir yıl önce boğazıma bir yumruk tıkanmış halde izlemiştim, şimdi anlıyorum ki terör örgütlerini usta kuklacı misali yöneten Esad rejimine karşı Erdoğan nereye gittiğimizi çok iyi görmüş. Obama ne dedi belki meçhul ama Erdoğan’ın sözleri çok açık: “sınırları bozkurtlar korusun.”

Yazarın Diğer Yazıları

Eyyy sevgili eskimeyen aşklar için HDP vardır!

Ayrıldıkları sevgililerini arayıp ikna eden AKP’li sayısına bakmamız icap edebilir mi?

İdeolojik halay çekelim mi? HDP'ye oy vermeniz için 6 neden

Beyaz Türkler, Demirtaş’a Cumhurbaşkanlığı için oy verdiler, ve şimdi de daha büyük rakamlarda HDP'ye oy verecekler

Menderes Sendromu ya da thanatophobia

Çocuklarımız kefenle dolaşmanın cesaret göstergesi olmadığı bir dünyayı hak etmiyor mu?

"
"