Oya Baydar ve Gülseren Onanç çağrıcı oldular.
Bir isim koyduk: Barış İçin Kadın Dayanışması; kalktık Cizre'ye gittik.
Ordakilere ''Yalnız değilsiniz'', demek için.
''Acınızdan, uğradığınız zulmden haberimiz var,'' demek için.
Bi sarılıp kucaklayabilelim diye.
Ne desek boş!
Yirmi bir insan (yirmi bir sivil- diyesim yok) katledildi Cizre'de.
Bir ana öldürülen kızını, derin dondurucuya koymak zorunda kaldı.
Derin dondurucunun başında bekledi: Kızının cesedi donarken, bari yalnız kalmasın diye.
Hastaneye kaldırılamayanlar, kan kaybından öldüler.
Çoluk çocuk evlerinin içinde tarandılar.
Cizreliler ''güvensizlik güçleri'' diyor güvenlik güçlerine.
''Susuz bırakıldık; Kerbela'yı yaşadık'' diyorlar.
Dokuz gün bir dehşetin, katliamın orta yerinde tutuldular.
Sokaklara perde germişler, keskin nişancılar seçip de onları sokaklarında vuramasınlar diye.
Evler, duvarlar,camlar kapılar delik deşik; bakkallar, binalar beton yığını. İnanılır gibi değil.
Gazze'ye ağlayanlar, gidip orda ağbi ahkamı kesenler; Cizze'yi Gazze'ye çevirmişler.
Cizze unutulmasın diye, çektiğimiz fotoğraflar burada işte.
Barış İçin Kadın Dayanışması'nın objektifinden Cizre'yi anlatan 20 fotoğrafı görmek için tıklayın