Atina’da Arnavutluk’tan gelen bir çok taksi şoförüyle karşılaşmanız mümkün. Bir tanesi bana soruyor: “Ne için geldin bu ülkeye?”, dürüstçe yanıtlıyorum: “Doktoramı tamamlamak için.” “Çalışacak mısın?” diyor, “Çalışıyorum.” diyorum. Gülüyor: “Bu ülke gezmek ve kahve içmek için iyidir ama çalışmak için asla” diyor. “Çalışıyoruz, diyorlar ama nerede? Ben göremiyorum, sadece söyleniyorlar.” diye ekliyor.
Başka bir zaman, başka bir taksi şoförüyle aşağı yukarı aynı konular konuşularak sohbete giriliyor; önemli bir farkla, o Yunan. “Ne işin var burada krizin ortasında” diye konuya giriyor… “Bizi tembellikle suçluyorlar ama çalışıyoruz. Sorun yönetimde. Aldılar paraları Avrupa Birliği’nden, aldılar rüşvetleri, aldılar hepsini kendi ceplerine aldılar. Tarım yatırımı yok, nerede o verilen krediler? Bunlar nasıl siyasetçi? Dış ülkelere bağladık her şeyimizi.” konuşma yol boyunca sürüyor. Solun yükseleceğini söylüyor. Elbette, burada yaşayanların çoğu Türkiye’nin geçmişte yaşadığı krizi ve Türkiye siyasetini neredeyse ezbere biliyor.
Kısa kısa imajlar yağıyor onlar konuşurken, “tembel” yunan, siesta yapan“devlet memuru” yunan, yukarda “hatırlı tanıdıkları” olan yunan, rüşvetsever yunan bakan… Demokratik haklarını kullanan yunan, sorgulayan yunan… “Biz beraber yedik” diyen bir başka bakan. Peki aslı hangisi?
Yunanistan’a Güç Ver
Atina Ticaret ve Sanayi Odası’nda bir basın toplantısı. Basın toplantısını organize edenlerin arasında kamu ve özel sektörde çalışan “teknokratlar”, akademisyenler ve diplomatlar bulunuyor. Bölgesel Diyalog ve Strateji Enstitüsü’nün (IPEDIS) himayesinde gerçekleşen toplantı, “Yunanistan’a güç vermeyi” hedefleyen bir projeyi tanıtıyor.
“Ülkenin yaratıcı güçlerini harekete geçirmeyi hedefledik” diyor Atina Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kostas Michalos. Yaratıcı güçler Michalos’a göre bu hareketin önemli bir nedeni var. Bu neden, krizden çıkabilmek için yeni kalkınma felsefesini benimseyen bir toplumsal duyarlılığı kapsıyor. Projeye iş dünyası çevreleri, firmalar, bankalar ve medya şirketleri destek veriyor. Proje partnerleri arasında Attica Bank gibi bir banka var mesela ya da Naftemporiki gibi önemli bir gazete de duruyor. Bir de reklamcılık şirketleri, enerji şirketleri, düşünce kuruluşları… Özel sektörden katılan şirketlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Özel sektör, siyasetçileri işin dışında tutarak, Yunanistan’ın içerideki ve dışardaki imajını yeniden şekillendirmek amacıyla yola çıkmış. Hedefi ise hem özel sektördeki şirketler hem de vatandaşlar. Amerikan – Helennic Ticaret Odası Başkanı Yannos Gramatidis, bu projeyi imaj tazeleme adına“tarihsel bir girişim” olarak yorumluyor. İmaj nasıl tazelenecek soru da bu.
Yunanistan’a Güç Ver projesi, bir halkla ilişkiler girişimi. Dünya çapında son iki yılda oluşan hasar tespit çalışmalarının ardından hayata geçirilmesi amaçlanmış. Projeyi yapanlar, ülkenin geliştirilmesi düşünülen ana ticaret faaliyetlerini çıkarmış ve bu alanlarla çalışan şirketlerin de bir listesini çıkarmışlar. Alanları eğitim, kültür, inovasyon (yenilik), sosyal ekonomi, tarım ticareti, enformasyon teknolojileri, Telekom, turizm, enerji ve gemi taşımacılığı olarak belirleyen girişim bu alanlarda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bir yandan da, bireysel katılımı da teşvik ediyor; fikirlerinizi yazın, siz de katılın diyerek… Ancak bir yanıyla da, projenin kendisine de para topluyor.
Değişim ve Gelişim
Projenin temel hedefi, Yunanistan’ın küresel imajını yenileyerek değişim ve gelişime odaklanmak; bir anlamda da güçsüz olan özel sektörü güçlendirmek.
Proje tanıtılırken, IMF’nin Yunanistan masası şefi Poul Thomsen geçtiğimiz hafta Troyka’yı uyardı. Troyka’nın aldığı tasarruf tedbirleri ile vergi arttırımlarının kamu sektöründe “agresif” bir küçülme hedeflenmedikçe başarıya ulaşmayacağıını belirten IMF şefi Thomsen ülkede bir başka tartışmayı daha ateşlemiş durumda.
Aynı zamanda, özel sektör, Yunanistan’a “güç vermek” ve imajını düzeltmek için elele tutuştu.
Bakalım, hangi taksi şoförünün söylediği doğru, bunu zaman gösterecek.