Komşuda gün erken başladı. Sabah 6’dan itibaren Syntagma Meydanı’na çıkan yollar trafiğe kapatıldı. Sayıları gün içinde 100 bini bulacak kalabalık o saatten itibaren meydanlarda toplanmaya başladı. Dükkânlar kepenklerini kapattı. Göçmen mahallesinin dışında yemek yiyecek bir yer dahi bulabilmek imkânsız oldu.
Yunanistan, son bütçe kesintilerinin ardından her gün bir başka sektörün greviyle karşı karşıya. 19 ve 20 Ekim günleri ise kritik. Tüm sendikalar bir araya geldi ve eylem kararı aldı. Atina’ya uçakla geliyorsanız, hava kontrollerinin grevde olduğunu kısa zamanda öğreneceksiniz. Veya bir semtten diğerine toplu taşımayla gitmeye kalktığınızda, sadece belirli saatlerde ve belirli semtlere doğru çalışan bir grev türüyle karşılaşmanız mümkün.
İşgaller
Atina’ya eğitim amaçlı geleli iki gün oldu. Üniversitelerin işgal edilmesinden bakanlıkların işgal edilmesine kadar türlü eyleme –iki gün içinde dahi- tanık olmak mümkün oldu. Binaların önüne uzun siyah bir flama asılıyor. Bina içindekiler de kavga gürültü çıkarmadan binadan ayrılıyor. Syntagma Meydanı’ndaki bir bakanlık işgal altında. Bakanlığın camından o flamalar sallandırılmış, üç büyük megafona bağlanmış bir ses sisteminden direniş şarkıları meydandan sokaklara yayılıyor.
Gün içinde meclis önünde gösteriler devam ediyor. Genelde gösterilerin sakin geçtiği söyleniyor. Örgütlü kesim gösteri yaparken cafelerde oturup bu eylemi izleyenler var. Ama genel bir tedirginlik hali içinde herkes.
Atina’nın Molotofları
Syntagma’dan geçerken herkesin yüzünde gaz maskeleri. Anlamadığım bir dilde, eylemin ortak dilinin içinde yürümeye devam ediyorum. Kalabalık tüm meydanın içinde, çocuklar, yüzünü beyaz boyamış eylemciler, göçmenler, balıkçılar, gençler, insandan bir zincir oluşturmuş elele meydana yürüyorlar.
Uzun bir yürüyüşün ardından vardığımız meydanda, hemen her sektör, kendi bayrağının arkasında yürüyordu. Bir Mayıs’ı andıran bir toparlanma halini gözlemlemek mümkündü. Ama büyük bir farkla, bıçak tamamen kemiğe dayanmış durumda.
Ekonomi nasıl çöker? İnsanlar nereye düşer?
Bir ülkenin ekonomisi nasıl çöker? Kendi ekonomik üretimini sağlayamayınca. Sadece Yunanistan’ın değil, dünyanın her yerinde siyasi krizler ekonomik bir kriz sonucunca çıkar. Bugün Türkiye’de bazı konuları sadece siyasi düzlemde konuşmamızın nedeni, şu anda bulunduğum ülkeye kıyasla daha kuvvetli –ki kuvvetlenmesinin nedenleri başka parametrelere bağlı – ekonomiye bağlı olmamız.
Atina, 2001’de Türkiye’de yaşadığımız krizin daha büyüğünü yaşıyor. Borç batağında bir ülke, kamusal sektörün bütçeye olan etkisi, sosyal devlet olmanın yarattığı bütçe açığı… Ardından, kemer sıkma politikaları diye siyasi lüteratürümüze geçen, halk üzerinden vergi toplama araçları. Dünün zamları, bugünün güncellemeleri…
Zengin semtinde çöp dağları
Kolonaki, Atina’nın Nişantaşı semti. Kolonaki’den yukarı Lykavitos’a çıktığımda, Syntagma’dan gaz bombası sesleri yükseliyordu. Meydandaki coşkulu kalabalığın sesi artmaya başlamış meydandan yükselen dumanlar almıştı. Ambülans sesleri tüm şehri sarmıştı. Bir tepeden, Akropol’e bakarken, duman her yanı sardı.
Kolonaki’nin zenginliğinden bahsetmemin bir nedeni de, çöp yığınlarıyla dolu bir zengin semti olması. Atina’da 9000 ton çöp, çöpçülerin grevinden dolayı toplanmıyor. Çöp tenekelerinin yanında ufak bir yığın olan çöpler, bugün sokakta yürümeyi zorlaştırıyor.
Kolonaki’de iki kadın yürürken burnunu kapatıyor. Binalar ile çöpler arasında sadece bir adam geçecek kadar yer kalmış. Salgın hastalık riski konuşuluyor.
Kaldığım yere yürürken arka sokaklardan geçiyorum. Çöp yığınlarına Molotof kokteylleri atılmış. Çöpler yanıyor sokakta. Kolonaki’ye çıkan sokaklar bunlar…
Yersiz yurtsuzlar
Değişim programı için gelen öğrenciler duruyor. Okul kapalı, dersler sürekli erteleniyor.
Atina bir krizin içinde debelenerek yaşamaya çalışıyor.
Mısır’da Arap Baharı’nı coşkuyla karşılayan Batılı basını ise yer Atina olunca bir endişe havası sarıyor.
Küresel kapitalizmin son özelleştirme dalgalarından biri Yunanistan’ı saracak gibi. Kemer sıkmanın varacağı nokta burası.
Yunanistan’da tüm yaşam kültürü değişecek. 9-18 belki daha uzun çalışma saatleri başlayacak.
Bu geçiş sürecinde toplumsal tepkisi nasıl bastırılacak?
Belki de Yunan devletinin en büyük sıkıntısı da bu.
Kimbilir, dünya ülkelerinin de…
Kriz, her ülkenin kapısını çalmaya çok yakın.
Bugün sokaklardan öğrendiğim bu.
Ve bir de parası yetmediği için 2 euroluk yemeği alamayan göçmen Nijeryalı.
Gündem notları:
26 askerin çatışmada öldürülmesi. Sayının daha da artacak olması. Son zamanların en büyük terör eylemlerinden biri. PKK ve Kürt meselesi, üzerinde yeterince bilgi olmadan yanıt aramanın sadece “vicdan” noktasında kaldığı bir mesele. 30 yılı aşkındır yaşanan bir “terör” halinde, olağanüstü halleri, sokaklarda tedirgin yürümeyi, yakınlarımızı kaybetmeyi öğrendik ve öğretildik.
O gün Hakkari’de, Diyarbakır’da, Van’da doğan bir çocuk bugün 30 yaşında. O da orada yaşamanın bedelini öğrendi.
Bizler bunları öğrendik, değişen siyasiler topluma insanla değil silahla bakmayı öğretti. Bundan sonra olacakların vebali tüm siyasilerin üstündedir.