Eski İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi 16 Ocak 1979'da ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Hemen sonrasında da Ayetullah Humeyni İran'a döndü. Bunca derdin yanında Rıza Pehlevi'de bir tür lenf bezi kanseri olan Hodgkin Hastalığı da mevcuttu. Bu hastalık sıklıkla kansızlığa ve ağrıya neden olur. Fransız ve Amerikalı doktorlar tarafından tedavi edilen şah ABD'de bir de safra kesesi ameliyatı geçirmişti.
ABD'de tedavisi sürerken İran'da Amerikalı rehine krizi patlayınca şah ve ailesi kendilerine başka bir ülke bulmak zorunda kaldılar. Meksika, Panama gibi ülkeleri dolaştıktan sonra Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat, şah ve ailesini kabul etti. İran şahına hastalığı nedeni ile bir ameliyat gerekmekte ve dalağının alınması planlanmaktaydı. Günümüzde artık bu amaçla yapılmayan ameliyat için ABD'den Dr. DeBakey ve asistanları Mısır'a çağrıldı.
Michael DeBakey dünyaca ünlü bir kalp cerrahı olarak tanınıyordu ama Türkiye'de tanınması dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı ameliyat etmesi sonrası gerçekleşti. DeBakey Özal'ın yanında Boris Yeltsin, Tito ve Ürdün Kralı Hüseyin gibi devlet başkanlarını ve birçok Hollywood yıldızı ve multi-milyarderi de ameliyat etmekle haklı bir şöhrete sahipti.
28 Mart 1980'de DeBakey ve ekibi Rıza Pehlevi'nin dalak ameliyatını Mısır'da gerçekleştirir ve hemen ABD'ye geri dönerler. Ameliyat sonrası bakımını Mısırlı hekimler üstlenirler. Önceleri işler iyi giderken daha sonra ateşi yükselen şah iyileşmemeye, hatta kötüleşmeye başlar. 2 Temmuz'da Fransa'dan gelen başka bir cerrah şahın karnından bol miktarda apse boşaltır. Şah bu süreyi karnında apsesi ile birlikte geçirmiştir. Şah 27 Temmuz 1980'de ölür.
Bu türden hikâyeler hep cerrahinin ana prensiplerini hatırlatır. Ameliyat süreci, ameliyat öncesi hazırlık, cerrahi işlem ve ameliyat sonrası bakımdan oluşan bir bütündür ve her aşama titizlikle gerçekleştirilmelidir. 'Apse nasıl fark edilmedi' sorusu akla gelebilir elbette. Sözünü ettiğimiz dönemde tomografi ve ultrason henüz kullanımda değildi. Bu nedenle de hekimlerin klinik deneyimleri çok önem kazanıyordu. Muhtemelen Mısırlı doktorlar durumu DeBakey'e aktarıyor, o da binlerce kilometre uzaktan direktifler veriyordu.
Bu hata günümüzde de tekrarlanıyor, hastalar telefonda bilgi verip tedavi istiyor ve hekimler de buna uyuyorlar. Daha kötüsü de hekim meslektaşlarımızın başka bir hekimin hastası hakkında telefonda öneriler ve eleştiriler yapmaktan geri durmuyor olmaları.
Şah'ın ölümünde sorun Mısırlı doktorların yetersizliği değil, karar vericinin çok uzaktan, hastayı görmeden yorum yapmış olmasıymış gibi gözüküyor.
Türkiye'den de son yıllarda birçok cerrah özellikle Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine giderek ameliyatlar yapmakta ve bakımı yerel hekimlere bırakarak geri dönmekteler. Ayrıca zincir hastane cerrahları da yaşadıkları ilden çok uzaklarda işlemler yapıp geri dönüyorlar. Tıptaki hatalar bazen bir İsviçre peynirine benzetilir: Normalde İsviçre peynirindeki delikler üst üste gelmez, bu nedenle de bir oluk oluşmaz. Ancak bazen tıpta olaylar o kadar üst üste gelir ki bir oluk oluşur ve ciddi sorunlar yaşanır. Bu da hemen her zaman prensiplerden ödün verildiğinde olur.
Bir diğer soru da ünlülerin ve devleti yönetenlerin neden tedavilerini yurt dışında yaptırdığıdır. Buradaki sorun yerel hekimlere güvenmemek mi, yoksa yerel hekimlerin isteksizliği midir acaba? Her cerrahi işlemin komplikasyon denilen istenmeyen sonuçları olabilir, bunu sıfır düzeyine indirmek de mümkün olmaz. Ünlü birini ameliyat edip sorun yaşamak her iki taraf için de üzücü ve korkutucu olabilir. Ameliyatı gereken kişi de ünü nedeniyle cerrahın yeterince objektif olamayabileceğini mi düşünür acaba?
Bunun tersi bir örnek dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sindirim sistemi" ameliyatını Türkiye'deki bir cerrahın gerçekleştirmiş olmasıdır. Her cerrahi işlem, cerrah için bir sınav ve dolayısı ile de bir tedirginlik nedenidir. Eminim ki başbakanı ameliyat eden cerrahın tedirginlik katsayısı epeyce yüksek olmuştur.
Akla bir de Cleveland/ABD'de by-pass ameliyatı olan eski maliye bakanı Kemal Unakıtan geliyor. Ameliyat için neden ABD'ye gittiği sorulduğunda eşi "Rabbim Cleveland dedi" demişti.
Hastaların kabul edemediği bir durum, tüm cerrahi işlemlerin sorunsuz geçemeyeceği gerçeğidir. Bu sorunları en aza indiren ve sorunları çözmede başarılı olan cerrahlar "iyi" cerrahlardır. İyi cerrahlar da cerrahi prensipleri titizlikle uygulayanlardır.
Michael DeBakey, 2008 yılında tam 100 yaşında vefat etti.