Kafa karıştıran tıbbi terimlerin ön sıralarında "alternatif tıp" geliyor. Benzer anlamlarda "geleneksel tıp" ve "tamamlayıcı tıp" da kullanılıyor ama öncelikle "alternatif tıp" kavramından kurtulmamız gerekiyor. Bu terimle bilimsel anlamda kabul edilmiş tedavilerin yerine konulabilecek başka bir tedaviden söz ediyor oluyoruz ki bu çok tehlikeli bir yaklaşım.
"Tamamlayıcı tıp" denildiğinde ise modern tedavi yöntemlerine ek olarak yapılan tedaviler akla geliyor. Buradaki sorun da bu alanın kötü amaçlarla sıkça kullanılmasından kaynaklanıyor. Bilimsel yöntemle tedavi sürerken ikinci düzeyde uygulandığı için bir olumsuzluk durumunda tamamlayıcı tıp uygulayıcıları sorumluluk altına girmemiş oluyor. Zaten bu alanda piyasada bulunanların birçoğu hekim bile değil. Bir umuda sarılmak isteyenlerin sıklıkla kandırıldığı ve maddi/manevi açıdan sömürüldüğü bir alan burası.
Biz en iyisi gelin geleneksel tıbba bakalım. "Geleneksel tıp" terimi kanıta dayalı, bilimsel metotlarla yapılan araştırma yöntemlerinin kullanıldığı modern tıp döneminden önce uygulanan tedaviler için kullanılıyor. Bu bilgiler farklı toplumlarda usta-çırak ilişkileri sonucu ortaya çıktığından güvenilirlikleri sınırlıdır.
Dünya Sağlık Örgütü geleneksel tıbbı, hastalıkları teşhis ve tedavi veya sağlığı korumaya yönelik bitki, hayvan ve mineral temelli sağlık uygulamaları, yaklaşımları, bilgi ve inançları, ruhsal terapiler, elle uygulanan tedavi teknikleri, egzersizler bütünü olarak tanımlıyor.
Türkiye'de de 2014 yılında yayımlanmış "Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği" var. Madde 9 çok açık: "Uygulamalar, bakanlıkça yetkilendirilmiş ünite ile uygulama merkezlerinde ve ilgili alanda 'uygulama sertifikası' bulunan tabip tarafından yapılabilir. Uygulama alanında temel eğitimi bulunan sağlık meslek mensupları merkez ve ünitelerde sertifikalı tabiplere uygulamada yardımcı olabilirler." Özetle, tedavi ünitesi uygun olmalı ve sadece sertifikalı hekimler tarafından yapılmalı diyor yönetmelik. Her alanda olduğu gibi denetim yetersizliğinden her isteyen, istediği yerde tedavi uyguluyor ve buna ses çıkarılmıyor.
Geleneksel tıp içinde en yaygın olarak bilineni ve uygulananı akupunktur olsa gerek. Akupunktur işlemi vücudun stratejik bazı noktalarına batırılan ince iğnelerle gerçekleştiriliyor. Geleneksel Çin tıbbının önemli bir ögesi olan uygulamanın en çok uygulandığı ve sonuç alındığı alan ağrı tedavisi. Bu alanda etkili olduğu gösterilmiş. Ama bundan sonra işler karışıyor, çünkü akupunktur stres yönetiminden sigara bıraktırmaya, kilo verdirmeye kadar akla gelen her sorun için deneniyor.
Bir süre önce çok sigara içen ve bırakmak için çaba sarf eden bir meslektaş abimiz son çare olarak akupunktura başvurmuştu. Karşılaştığımızda kulağının değişik yerlerine batırılmış iğneler eşliğinde sigara içiyordu. "Bu nasıl iş?" diye sorduğumuzda "Valla içiyorum ama istemeye istemeye içiyorum" demişti. Kulağındaki iğnelere hâlâ güveni vardı sanki. Ne yazık ki bu yöntem de sigarayı bırakmasını sağlayamadı.
Akupunktur tedavisinin belli alanlarda yararlı olduğu kabul ediliyor ama bu etkisini nasıl oluşturduğu konusunda değişik görüşler var. Geleneksel Çin tıbbı akupunkturu vücuttaki enerjiyi dengeleyerek fayda sağlayan bir yöntem olarak tanımlıyor. Çin inanışına göre sağlık, Yin ve Yang olarak adlandırılan iki aşırı ucun dengesi ile oluşuyor. Rahatsızlık ise organsal iç enerjiyle (Çi) dış enerjilerin uyumunun bozulması durumu olarak tariflenmiş. Çi'nin direnç noktalarında tıkanmasını gidermek için belirlenmiş 360 nokta iğnelerle uyarıldığında sorunun giderileceğine inanılıyor.
Diğer görüş ise akupunktur tedavisi sırasında batırılan iğnelerin sinir iletimini düzenlediği şeklindedir. Bu tedavinin psikolojik destek sağlamaktan öte bir faydasının olmadığına inananların sayısı da oldukça çok.
Gerçek olan şu ki, işlem doğru uygulandığında güvenilir ve yan etkilerden uzak. Diğer tedavilerle birlikte kullanılmasında da bir sakınca ortaya çıkmamış. İnsanları boş yere umutlandırıp kandıranlara ise maalesef bir şey yapılamıyor.