Geçen haftaki yazımda 31 Mart’ta yapılan yerel seçimle ilgili olarak şunları yazmıştım:
“Türkiye’nin bugünkü ortamında bir hafta çok uzun bir süre, bu bir hafta içinde kimin ne yapacağını, seçmenlerin aklını çelmek ve oylarını kapmak için hangi çılgın vaatlerde bulunacağını, kimler hakkında uydurmasyon haberler uçurulacağını ve hangi fantastik hikayelerin anlatılacağını kestirmek olanaksız.”
Seçim öncesi kim ne dedi?
Eğri oturup doğru konuşalım, benim o yazıyı yazdığım tarihte yani 25 Mart günü, 31 Mart’ta ortaya çıkacak olan tabloyu öngörecek kaç kişi vardı acaba?
Geçen hafta içinde astrologlardan siyaset yorumcularına kadar pek çok kişinin seçim tahminini gördüm. Bu tahmincilerden hiçbiri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gecesi saat 00.30’da farklı bir balkon konuşması yaparak yenilgiyi kabullenmek zorunda kalacağını öngörmemişti.
CHP’nin seçimden birinci parti olarak çıkacağını ve yüzde 25 sınırını aşarak Türkiye haritasını kırmızıya boyayacağını tahmin edene de hiç rastlamadım. CHP’ye yakın görüşte olan tanıdıklarımın çoğu CHP’nin Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile bir yere varamayacağını iddia ediyordu.
Erdoğan meydanları boş bırakmadı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 14 ve 28 Mayıs zaferlerinden sonra özgüven tazelemişti ama gene de seçim meydanlarını boş bırakmadı, yerel seçimler öncesinde zengin gardrobunu sergileme olanağını buldu bir kez daha. AKP’nin istediği sonucu alacağına emindi ama garantiye almak istediği iller vardı ve bunlar arasında İstanbul başı çekiyordu. Bakan olarak göz doldurmuş olan Murat Kurum, Sayın Erdoğan’ın “aşığım” dediği İstanbul’un yeni belediye başkanı olacaktı. Murat Kurum’un yanlış seçim olduğunu düşünen Ak Partililer de vardı ama ‘Tek Adam’ rejimlerinde lidere karşı çıkmak adetten değildi. Siyasi kariyerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak başlayan Erdoğan, İstanbul’un yeniden fethedilmesine büyük önem veriyor ve Murat Kurum’a çok güveniyordu.
Erken seçim rüyası
Seçim günü yaklaşırken Erdoğan’ın yakın çevresinden sızan bilgiler Sayın Cumhurbaşkanı’nın yerel seçimlerde İstanbul’u yeniden fethetmenin rüzgarıyla bir erken seçime gitmeyi düşünebileceğini gösteriyordu.
31 Mart’ta ortaya çıkan tablo Sayın Erdoğan’a siyasi hayatının en büyük şokunu yaşatmış olabilir. Seçim sonuçlarının AKP için hiç de parlak olmadığını itiraf etmek zorunda kalan Sayın Erdoğan'ın erken seçimi ise ağzına bile almak istemediği görüldü. “Önümüzde dört yıldan fazla sürecek bir seçimsiz bir dönem var” diyerek üzgün yandaşlarını avutmaya çalıştı.