26 Ekim 2022

Erdoğan'ın 2012 müjdesi ve 2023 seçimi

Sayın Erdoğan'ın "Türkiye yüzyılı" hayalinin karşısına, önümüzdeki seçimde belirleyici rol oynayacak olan genç seçmenleri yerinden sıçratacak bir hikâye çıkartmak gerekiyor

Sıkı durun, hazır olun, Cumhurbaşkanı Erdoğan müthiş iddialı bir projeyi, "Türkiye yüzyılı" projesini 28 Ekim'de Ankara'da düzenlenecek büyük bir törenle açıklayacakmış. Özenle hazırlanan "yeni Türkiye hikâyesi" tanıtılacakmış bu törende. Bu yeni Türkiye'nin bugünkü Türkiye'den çok farklı olacağını kanıtlamak için muhalif olarak bilinen bazı gazeteciler bile davet edilmiş bu törene.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı dolarken, 20 yıldır bu ülkeyi yönetmekte olan Sayın Erdoğan'ın Türkiye'nin yeni bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu iddia etmesi ve bu misyonu üstlenmek istemesi hiç şaşırtıcı değil. Erdoğan iddialı hedefler ortaya koyup insanlara umut aşılamayı çok seviyor ve bu hedeflere ancak kendi liderliği altında varılabileceğini sürekli olarak vurguluyor.

Erdoğan'ın 2012 müjdeleri

Yeni bir merak değil bu. AK Parti'nin (AKP) özenle hazırlanmış olan 2012 yılı ajandası bunun çarpıcı bir kanıtı. Kaliteli kağıda basılmış olan bu ajandada 24. Dönem AKP milletvekillerinin fotoğrafları ve AKP'nin ülke çapındaki tüm kadrolarının listesi yer alıyor. Ajandanın içine serpiştirilmiş ve renkli basılmış olan sayfalarda ise Sayın Erdoğan'ın ufka bakan fotoğrafları eşliğinde iddialı vizyonunu ortaya koyan beyanları, daha doğrusu müjdeleri yer alıyor.

Sayın Erdoğan "CUMHURİYETİMİZİN 100'ÜNCÜ YILINDA KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİRİ 25 BİN DOLARA ÇIKARIYORUZ" diyor.

Sayın Erdoğan, "2023'e KADAR DÜNYANIN İLK 10 EKONOMİSİ ARASINA GİRİYORUZ", diyor.

Sayın Erdoğan "TARIM İHRACATIMIZI 2023 YILINDA 150 MİLYAR DOLARA ÇIKARIYORUZ", diyor.

Sayın Erdoğan, "İŞSİZLİĞİ SORUN OLMAKTAN ÇIKaRTIYORUZ, 2023'DE yüzde 5'E İNDİRMEYİ PLANLIYORUZ", diyor.

Sayın Erdoğan,"İNSAN ODAKLI, ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR ANAYASA YAPIYORUZ", diyor.

İddialı hedefler ve müjdeler bunlarla bitmiyor ama ben bunları aktarmakla yetineyim şimdilik.

2023'e girerken hedefler ne durumda?

Pekiyi bu iddialı hedefler kondu ama Sayın Erdoğan'ın başına buyruk olarak yönettiği Türkiye 2023 yılına girerken ne durumda? 2012'ye girerken konan hedeflere varılabildi mi?

Kişi başına milli geliri 25 bin dolara çıkartacaktık ama hâlâ 10 bin doların altında sürünüyoruz.

Dünyada en büyük ilk 10 ekonomi arasına girecektik ama ilk 20'nin bile dışında kaldık.

Tarım ihracatımız 150 milyar doları bulacaktı ama 2021 sonunda 30 milyar doları bile bulmadı, 2022 Eylül ayı sonunda da 25 milyar doların altında kaldı.

İşsizlik oranı yüzde 5'e inecekti ama geçen ay yüzde 9.6'ya indi diye neredeyse bayram ilan edilecekti.

Türkiye dezenformasyon yasasının şokunu yaşarken ve demokrasi liginde küme düşerken "İNSAN ODAKLI ÖZGÜRLÜKÇÜ ANAYASA"yı hayal etmek bile olanaksız.

Seçmen ve muhalefet büyük sınav verecek

Sayın Cumhurbaşkanı'nın 28 Ekim'de açıklayacağı 'Türkiye yüzyılı' projesi bu büyük kandırmacayı sürdürmek için atılacak yeni bir adım olacak herhalde. Parası pul edilen Türkiye'nin şu anda içinde yaşamakta olduğu kaotik ortam, boş hayallerin peşinde koşmak yerine gerçekçi hedeflere yönelmenin ne kadar önem kazandığını gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında yapılması beklenen genel seçim bu konuda büyük bir fırsat sunuyor bize. Muhalefet partilerine ve seçmene büyük bir görev düşüyor bu noktada. Sayın Erdoğan'ın "Türkiye yüzyılı" hayalinin karşısına, önümüzdeki seçimde belirleyici rol oynayacak olan genç seçmenleri yerinden sıçratacak bir hikâye çıkartmak gerekiyor.


Dünya'dan alınmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları

AKP'nin ve Erdoğan'ın geleceği tartışılıyor

Bu gidişatın AKP'nin hatta bir sonraki aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi geleceğine gölge düşürecek boyutlar kazanmasından endişe duyanlar arasında Erdoğan'ın yakınındaki kimselerin de bulunduğu ve rahatsız olmaya başladığı söyleniyor

AKP yandaşlar cennetinde "normalleşme" korkusu

Yandaşlar cennetinin nimetlerinden yararlanmış olanların "normalleşmeyi" önlemek için her şeyi göze almaları beklenebilir. Destekledikleri parti yani AKP, iktidarı ele geçirince devletin sahip olduğu olanaklardan yararlanarak kur garantili ihaleleri kapmaya, ormanları ve değerli arsaları ele geçirip malikanelere çevirerek sınıf atlamaya alışan büyük taahhüt ve inşaat şirketlerinden söz ediyorum. İktidarın ve yandaşlarının "normalleşme"ye hiç sıcak bakmamaları da gayet doğal bu nedenle

Sen ne efsunkâr imişsin ey demokrasi

Galiba küreselleşmenin ve dijital devrimin dönüştürdüğü bir dünyada çoğulcu demokrasinin de ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Bunu erken kavrayan ülkeler ve liderler geleceğe damga vurabilir belki de

"
"