26 Mart 2024

Büyük Kumarhane’de yerel seçim heyecanı

Türkiye'de 200 TL'nin ve 100 TL'nin altındaki banknotlar bahşiş olarak bile kabul görmüyor artık. Bir ülkede ekonomiyi yönetme iddiasında olanların ülkeye yapabileceği en büyük kötülük ülke parasını bu duruma düşürmektir

Gelecek hafta pazar günü yerel seçimler yapılacak Türkiye’de. Seçimden önce bu köşede yayınlanacak olan son yazı bu. Seçim gecesi nelerin yaşanabileceği konusunda düşündüklerimi bugünden yazıp bir hafta önceden kimsenin moralini bozmak istemem ama  şu kadarını söyleyeyim, Türkiye’nin bugünkü ortamında bir hafta çok uzun bir süre, bu bir hafta içinde kimin ne yapacağını, seçmenlerin aklını çelmek ve oylarını kapmak için hangi çılgın vaatlerde bulunacağını, kimler hakkında uydurmasyon haberler uçurulacağını ve hangi fantastik hikayelerin anlatılacağını kestirmek olanaksız.

Ekonomide neler yaşanabilir?

Ekonomiden bir pencere açayım önce, o cephede her kafadan bir ses çıkıyor, seçime kadar ve seçimden sonra olabilecekler konusunda çok farklı senaryolar yazılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyuncağı olmaktan kurtulduktan sonra faizleri yükselterek Türkiye’nin finans dünyasındaki itibarını az da olsa yükselten yeni TC Merkez Bankası yönetiminin seçimlere kadar bu duruşu sürdüreceği sanılıyor. 

Öte yandan bu programın güçlü bir dış finansman desteği olmadan amacına varamayacağını, Türkiye’nin acilen dış kaynak ihtiyacını karşılaması gerektiğini söyleyenler de var. Seçimden sonra bir zam sağanağının kaçınılmaz olduğunu iddia edenler de sesini duyuruyor. 

Astrologlar kaygılı, altın karaborsada   

Pazar akşamı bir TV kanalında tanınmış bir astrologun uyarılarını dinledim, tehlikeli astrolojik olaylara gebe olan nisan ayında Türkiye’de 1994 Çiller krizini gölgede bırakacak boyutta büyük bir şok yaşanabileceğini iddia ediyordu.

Önümüzdeki bir hafta içinde emeklilere yapılacak yeni vaatler ve sağlanacak promosyonlar konusunda yeni gelişmeler yaşanacak gibi görünüyor. Kimilerini en çok tedirgin eden haber ise altın piyasasından geldi. Altın karaborsaya düşmüştü ve kısa sürede ucuzlaması da pek mümkün görünmüyordu.

Büyük bir kumarhanede yaşıyoruz

Şu anda Türkiye’de büyük bir kumarhanede yaşıyoruz aslında. Küçük bir çocukken pul koleksiyonu yapmamı özendirmek için bana hediye edilen eski Almanya pullarının üzerindeki 6-7 sıfırlı rakamları görünce şaşırmıştım. Türkiye’deki hiçbir fiyata şaşırmıyorum artık, çünkü enflasyon iyice çığırından çıktı, Türk lirası maskara oldu. Çarşıda, pazarda, kafede, restoranda fiyatlar müşterinin kılığına, kıyafetine ve tabii cüzdanının tahmini büyüklüğüne göre belirleniyor. 200 TL'nin ve 100 TL'nin altındaki banknotlar bahşiş olarak bile kabul görmüyor artık.

Bir ülkede ekonomiyi yönetme iddiasında olanların ülkeye yapabileceği en büyük kötülük ülke parasını bu duruma düşürmektir. Ülke parasını bu duruma düşürenler ülkeyi büyük bir kumarhaneye çevirir. Türkiye ne yazık ki bu duruma düşürülmüştür ve ülkeyi bu duruma düşürenler şimdi promosyon bahşişiyle seçmenden oy istemektedir.

Osman Ulagay kimdir?

Osman Ulagay, İstanbul'da sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Robert Kolej Lisesi'ni ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen Robert Kolej Yüksek Okulu'nun ekonomi bölümünü bitirdi.

İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu.

1992 yılında Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra köşe yazarı olarak Sabah gazetesine geçti. Köşe yazarlığını 1993'ten itibaren Milliyet gazetesinde sürdürdü.

2013 yılında Dünya gazetesinde ekonomi yazılarına başladı. Bir dönem T24'te de yazdıktan sonra Mayıs 2016'da, 24 yıl aradan sonra Cumhuriyet gazetesine döndü, ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte Dünya gazetesindeki yazılarına devam etti.

Osman Ulagay, gazete yazılarının yanı sıra çok sayıda kitap çalışmasına imza attı. "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı kitabıyla 2001 yılında Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.

Kitapları

- Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi

24 Ocak Deneyimi Üzerine

Özal Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Kim Kazandı Kim Kaybetti?

Özal'ı Aşmak İçin

Enflasyonu Aşmak İçin

- Krize Adım Adım / Günah Sayılan Kehanet

Aklınla Uçur Beni

Küreselleşme Korkusu

Quo Vadis? Küreselleşmenin İki Yüzü

- Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği

- Hedefteki Amerika / 11 Eylül Şoku

Tepki Cephesi / Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB-Türkiye Yol Ayrımı

AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu

- Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak

Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap

- Dünya Trump'a mı Kalacak?

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

AKP'nin ve Erdoğan'ın geleceği tartışılıyor

Bu gidişatın AKP'nin hatta bir sonraki aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi geleceğine gölge düşürecek boyutlar kazanmasından endişe duyanlar arasında Erdoğan'ın yakınındaki kimselerin de bulunduğu ve rahatsız olmaya başladığı söyleniyor

AKP yandaşlar cennetinde "normalleşme" korkusu

Yandaşlar cennetinin nimetlerinden yararlanmış olanların "normalleşmeyi" önlemek için her şeyi göze almaları beklenebilir. Destekledikleri parti yani AKP, iktidarı ele geçirince devletin sahip olduğu olanaklardan yararlanarak kur garantili ihaleleri kapmaya, ormanları ve değerli arsaları ele geçirip malikanelere çevirerek sınıf atlamaya alışan büyük taahhüt ve inşaat şirketlerinden söz ediyorum. İktidarın ve yandaşlarının "normalleşme"ye hiç sıcak bakmamaları da gayet doğal bu nedenle

Sen ne efsunkâr imişsin ey demokrasi

Galiba küreselleşmenin ve dijital devrimin dönüştürdüğü bir dünyada çoğulcu demokrasinin de ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Bunu erken kavrayan ülkeler ve liderler geleceğe damga vurabilir belki de

"
"