P24 bağımsız gazetecilik platformunun organize ettiği Cumhurbaşkanlığı seçimi araştırma çalışması için Kırklareli'ndeyiz. İlk olarak CHP'yi ziyaret ediyoruz. Kırklareli CHP il Başkanı Recep Zengin bize ilk olarak sokaklarda birileri tarafından dağıtılan CHP seçmenine yönelik hazırlanmış bir broşürü gösteriyor. Bu broşürde CHP'nin muhafazakar kesimden bir aday bulması "gaflet ve ihanet" vb. sıfatlarla tanımlanıyor. Başkan, bu broşürün Ak Partililer tarafından hazırlandığını düşünüyor ve oldukça öfkeli. "Trakya Atatürkçü demokratlar platformu" imzalı broşürdeki söylem tarzı hakikaten kuşkulu. Muhafazakar bir dille hazırlandığı kokusu olan bu broşürdeki imza ile ilgili herhangi bir somut oluşumu kimse tanınmıyor. İl Başkanı bu broşürün gerginliği mi nedir bilinmez P24 bağımsız gazeteciler platformunu da kuşkuyla karşılıyor. Epeyi bir kabir sorusundan sonra ikna oluyor. Ama bu tavır Türkiye'nin 2. büyük partisinin kendisini kabuğuna büzüştüren halini kolay kolay kıramayacağını bize fısıldıyor.
Kırklareli CHP il Başkanı Recep Zengin, Doğu Perinçek'in Tayyip Erdoğan'ı desteklediğine inanıyor. Ergenekon'dan salıverilmelerine karşılık bir pazarlık yapıldığını düşünüyor. HDP'nin de barış süreci sonrası oluşturulmuş yeni bir pazarlığın sonucu oluştuğuna inanıyor. Her iki oluşumun CHP'nin önünü kesmek, oyunu çalmak için oluşturulmuş bir proje çalışması olduğunu düşünüyor.
Kırklareli Trakya'nın diğer illeri gibi referandumda %75 "hayır" oyu veren bir il. Son yerel seçimlerde bu oran CHP %53, Ak Parti %27 şeklinde olmuş. Kırklareli CHP kendisine güveniyor. İktidar partisine önemli bir farkı bu seçimde de atacaklarını düşünüyorlar, "Kırıkkale'de % 75 Ekmeleddin bey alır" diyorlar.
Kırklareli CHP milletvekili Turgut Dibek gecikmeli olarak katıldığı toplantıda sözü devralıyor. Dibek'e Alevi oylarının Demirtaş'a kaçış ihtimalini sorduğumuzda ilk olarak bunun kesinlikle mümkün olmayacağını söylediği halde daha sonra cümle aralarında bu kaçış ihtimalinin tedirginliğini yaşadığını hissediyorum. Aynı zamanda Meclis Adalet komisyonu üyesi de olan Dibek'e barış sürecinin Kırklareli'nde nasıl karşılandığı, Öcalan'ın ev hapsi veya serbest bırakılma ihtimalinin hemşehrilerince nasıl karşılandığını sorduğumuzda önemli anektodlar aktarıyor. Tüm el sıkışmaların yapıldığını iddia ediyor. Adalet komisyonunda beraber çalıştığı HDP milletvekili Hasip Kaplan'ın "sürecin anayasası bile yazıldı, seçim sonrası 8 komisyon kurulacak ve çeşitli aşamalar karara bağlanacak" dediğini aktarıyor. Erdoğan, Hakan Fidan ve Beşir Atalay dışında kimsenin sürecin akıbetinden haberdar olmadığını, aslında sürece karşı olmadıklarını, ancak sürecin şeffaf olması yönündeki isteklerinin umursanmadığından şikayetleniyor.
Daha sonra uğradığımız Ak Parti il binası daha hareketli. Seçim işleri Yönetim kurulu Başkanı emekli Veteriner hekim Erol Başatak, Kırklareli'nde son seçimlerde yaşadıkları farklı yenilginin mahcubiyetini yaşıyor. Kendisine referandumda Edirne ile aynı oranda oy almalarına rağmen neden yerel seçimlerde Edirne'deki Ak Parti oy oranından çok daha düşük bir oy aldıklarını sorarak sıkıştırıyoruz. Kırklareli halkının ideolojik tercih yaptığını, cazip projelerine kulak asılmadığını ifade ediyor. Ama bu seçimde yerel seçimlere göre daha şanslı olduklarını, adaylardan kaynaklanabilen oy kaybettirme dezavantajı yaşamayacaklarını, çünkü 3 kişilik bir yarışmada "dünya lideri" Erdoğan gibi bir adayın diğerlerine göre şanslı olduğunu ve yerel seçimlerde Kırıkkale halkından daha çok oy alacaklarını iddia ediyor. "Başbakanımıza söz vermiştik, yerel seçimde olmadı, mahcubiyetimizi gidereceğiz" diyor.
Başataç Kırklareli halkının sakin bir hayatı tercih ettiğini, riski sevmediğini söylüyor. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan ve geri kalanını emeklilerin oluşturduğu Kırklareli 'nde çok fazla müteşebbis ruhunun olmadığını söylüyor. Başataç'a kimlerden oy aldıklarını sorduğumuzda Kırklareli'nde oturan farklı illerden gelenleri tarif ediyor. Bu cevap aslında Ak Partililerin işinin zor olduğunu, Kırklareli'nin yerel halkını ikna etmede çok zorlandıklarını gösteriyor. Emeklilerden yeterli oyu alamadıklarından şikayet ediyor ama köylülerin faeklı olduğunu, onları azimli çalışmalarıyla bir süre sonra ikna edeceklerini iddia ediyor. Barış sürecinin Kırklareli'nde nasıl karşılandığını sorduğumuzda herkesin tuttuğu partisinin politikasına göre şekillendiğini söylüyor.
Kırklareli'nde de Edirne'de gördüğümüz tabloyu görüyoruz. Sahada Ak Parti daha çok var. Buna Başatak da değiniyor. "Köylere gidiyoruz, bize sırtını çeviren vatandaşa dokunuyoruz, bizi bir dinle diyoruz" diye ekliyor. "Siyaset insan kazanma sanatıdır" diyor Başataç. CHP'nin sahada çok zayıf kaldığını, potansiyel gücüne güvenmemesi gerektiğini söylüyor. Ancak yemek yediğimiz lokantadaki garson CHP'lileri haklı çıkarıyor "abi, burada sadece "Atatürk'ün partisi" faktörü vardır. Seçmen, adaya bakmaz, partinin işaret ettiğine bakar." Kırklareli'nde genel olarak böyle bir görüntü olmasına rağmen CHP'lilerin her geçen gün komplocu mantıklarla genel başarısızlıklarını açıklama çabası zamanla kendilerine oy kaybettirecek gibi görünüyor.