Paris katliamı ikinci bir 11 Eylül'dü ve IŞİD gibi yapıların artık bölgesel değil uluslararası bir sorun haline geldiğini gösterdi.
İslam dünyasında bunca yara var ve tedavisiz bırakılmışsa IŞİD vb. yapıların çıkması kaçınılmaz. Önemli olan ilk önce Müslümanların yaranın var olduğunu görmesi, sorunu hasıraltı etmemesidir. İşin doğrusu sıkışan, sorunlarına çare bulamayan tüm toplumlarda böylesi reaktif gruplar ortaya çıkar. Hristiyan bir toplum da bu travmaları yaşasaydı ve içinden çıkılamayacağını düşünseydi onların da arasından buna benzer yönelişler çıkabilirdi.
Kriz zamanlarında IŞİD gibi yapılar ortaya çıkar. İslam dünyasının Peygamberin ölümünden sonra öksüz ve yetim kaldığı kriz zamanlarında nasıl ki Hariciler çıkmışsa şu anda da İslam toplumlarının yaşadığı büyük krizlerde IŞİD benzeri yapıların çıkması kaçınılmazdır maalesef. Krizden çıkış için kalabalıklar derin düşünceler aramaz. Çünkü yüzeysel, basit, kesin sonuç alıcı yaklaşımlar öfkeli kalabalıklara kolay gelir.
IŞİD yapılanmasının sosyolojik incelemesine bakıldığında çoğunlukla önceden alt kültür seviyesinde İslam'dan uzak, lümpen bir hayat yaşayan bir gençlik görüyoruz. İçinde yaşadığı toplumda dışlanan, yaşadığı dünyada Müslümanların sürekli ezildiğini gören böyle bir genç için IŞİD vb. yapılar kolay ve uygun bir seçenektir. Bir şekilde tepkisel, öfkeli kişilerle tanışan eski uyuşturucu bağımlısı bir genç artık yeni bir IŞİD gerillası olabilir. Ankaralı eski bir IŞİD'çiyle yapılan söyleşide okuduğum genç "önceden uyuşturucu kullandığını sonra hidayete erdiğini ama Suriye'de savaşırken bile uyuşturucudan kurtulamadığını" anlatıyordu. Hariciler de böyleydi, alt kültür grubu olan Bedevilerdi ve uzun sözlere, derin analizlere vakitleri yoktu. Zaten toplumda gerçek anlamda sorun çözücü bir irfan hakim olsaydı onların güçlü bir taraftar kitlesi bulmaları da zor olacaktı. Bu yüzden sorunun kaynağını sadece alt kültür grubuna da tahsis edilmemesi gerekir. Hangi kültür grubu olursa olsun kriz anından doğru metodlarla çıkışın nasıl olacağını bilmeyenler de Haricileşebiliyor, IŞİD'leşebiliyor.
IŞİD şu anda uyguladığı çok sert vahşet politikasıyla uyuyan düşmanlıkları uyandırmayı başarabilecektir. IŞİD zaten statükodan nefret etmekte ve lehine değişimi sağlayacak herşeyi mübah görmektedir. Hollande, "savaş halindeyiz" açıklamasıyla bu tuzağa düşebileceğini göstermiştir. ABD ve Avrupa bilmedikleri bir konuda uluorta konuşuyorlar. ABD'nin Afganistan'a ilan ettiği savaştan ne çıkmışsa Fransa'nın öfkeyle ve dolu dizgin IŞİD'e savaş ilan etmesinden o çıkar. IŞİD zaten meydan okumakta ve üzerine gelinmesini istemektedir. IŞİD'i savaşla durdurmaya çalışmanız ateşin üzerine benzin dökmenizdir.
Ayrıca IŞİD ile mücadelede çarpıtılmış İslami kavramları suçlayıcı öğe olarak kullanmakta yanlıştır. "Cihadist" diye bir tanımlama oluşturduğunuzda tüm Müslüman camiayı da karşınıza alma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğinizi göz önünde bulundurmalısınız. Çünkü Cihad temel İslami kavramlardandır ama bugün yanlış anlaşılması ve uygulanmasının faturası Müslümanlara kesilirse bu büyük bir hata olur.
Paris katliamından sonra Le Monde gazetesi'nde çıkan bir yazıda "Ne yapıp yapmadığımıza bakmadan bizimle biz olduğumuz için savaşıyorlar. Bu fanatizme karşı savaşta başarının şartlarından birisi de olduğumuz gibi kalabilmemizdir." deniyor. Bu kafa yapısı da yanlıştır çünkü sorunu yanlış teşhis etmektedir. Sorun Müslüman dünyanın Hristiyan veya modern dünyaya karşı bir alerjisi ve savaşı değildir. Adaletsizliğe isyanı ve kendi içindeki sorunlarını, krizini görememesi, çare bulamaması ve aşırılığa, çıldırmışlığa, fanatizme, yenik düşmesidir.
Hangi savaş taktiği, hangi stratejiyi uygularsanız uygulayın IŞİD vb. yapıları durdurmanız mümkün değil, çünkü adaletsizliğin esas olduğu ve bunun da en çok tepesine bombalar yağan İslam toplumunda olduğu bir dünyada tepki ister istemez oluşacaktır. Adaletsizliklerin kısa sürede yok olmayacağını tahmin edebiliyorsak somut çözümler bulmakta gecikmememiz gerektiği iyice belirginleşir. En önemli teşhis burada açığa çıkmaktadır. IŞİD'i ancak ve ancak İslam toplumundaki anlayışı ıslah ederek durdurabilirsiniz. Bunu da en başta sağlayacak olanlar Müslümanlardır. Müslümanlar hem kendileri hem de tüm dünya için çok önemli bir büyük sorunu ancak böyle durdurabilir. İslami kamuoyu çok kuvvetli bir sesle IŞİD'in yaptıklarını lanetlemedikçe bu paramparça etmeyi cihad gören anlayışın kökü kurumayacak.
Ancak Müslümanlar şu anda bile konunun vehametinden habersizdir. Komplo teorileriyle uğraşmakta ve bu örgütü İslam'a nispet etmemekte, "dış mihrakların" oyununa bağlamaktadır. Sorununu bilinmez güçlere atfetmek bir insan için psikolojik sorun iken bu, günümüzde Müslümanlar için sosyolojik bir sorun halini almıştır. Felsefeyi, estetiği, şiiri, müziği, sanatı dini yaşamı zenginleştiren değil körelten ve boğan bir anlayış olarak gören kafa yapısından IŞİD için sağlıklı tahliller yapmasını bekleyemezsiniz. IŞİD anlaşılan en çok yanlış teşhislerle büyüyecek.