Engellemelere boyun eğmemek gerekir. Daha önceki makalelerimde bahsettiğim 2 engelli çocuğu olan tutuklu eski Kocaeli savcısı Seyfullah Çakmak'ın çocuklarıyla ilgili yeni bir gelişme oldu. Engelli aylığı başvurusu aylardır reddedilen ileri derecede engelli çocukların engelli aylığı bağlandı.
Önceden neler yaşandığını kısaca özetlemeye çalışayım. Eski savcının eşi Hacer Çakmak bana bir mektup yazıp konuyu bildirdiğinde çok üzülmüş ve vicdan sızlatan durum ağırıma gitmişti. Eski savcının %98 engelli 2 çocuğu vardı ve ihraç edilmeden önce bakıcı, anne ve babanın sayesinde bakılabilen çocuklardı bunlar. Aileyi evlerinde ziyaret ederek durumu yakından incelemek istedim. 3 çocuğu olan Hacer hanım'ı çok üzgün görmüştüm. Bir cezaevi ziyaretinden dönüyordu ve gerek kendi anne babasının yaşlılığı, kızkardeşiğnin hastalığı gerekse de eşinin anne babasının vefatı ve eşinin tek erkek kardeşinin vefat etmiş olması nedeniyle çok zor durumdaydı. Çocukların halini gördüğümde her vicdan sahibi insan gibi içim çok sızlamıştı. Zira adeta bir et külçesi gibi, sadece yaşayan, karnından gastrostomi yoluyla beslenen yatalak, ileri derecede bakıma muhtaç çocuklar vardı karşımda. Çocukların babası 17 Temmuz'den beri tutukluydu ve sonrasında ihraç edilmişti. Büyük kız baba tarafından iyi yapılabilen postüral drenaj bakımının anne tarafından yeterli düzeyde yapılamaması nedeniyle enfeksiyon kapmış, antibiotik alımına rağmen iyileşemiyordu. Eşimle beraber bu çok üzücü tabloyu görmüş ve elimizden gelen ne varsa yapmaya karar vermiştik.
İlk olarak bir makale yazarak konuyu gündem etmiştim. Eski savcının tutuklandıktan sonra defalarca yazdığı elektronik kelepçeyle tutuksuz yargılanma talebinin kabul edilmediğini, Kocaeli üniversitesi Tıp Fakültesi psikiatri heyet raporunda tutuklunun "major depresyon" tanısıyla tek kişilik odada kalamaz raporuna rağmen 7 aydır aynı odada tutulmaya devam edildiğini, annenin Ocak 2017 tarihinde 2 çocuğu için yaptığı engelli aylığı başvurusunun (yazıyla bile değil) sözel olarak kabul edilmediğini, bunun üzerine yaptığı itiraz başvurusuna 4 aydır cevap bile verilmediğini yazmıştım. Çocukların engelli aylığının biran evvel bağlanmasını, tek kişilik odada kalan ağır depresyon hastasının en azından koğuşa çıkarılmasını ve tutuksuz yargılanmasını istemiştim. Bu makalem yayınlanmıştı ve çok dikkat çekmişti, iyi gelişme beklerken eski savcının bu sefer Silivri Cezaevi'ne nakledildiği haberini beni ağlayarak arayan eşinden öğrenmiştim. Silivri Cezaev'nde de yine koğuş yerine tek kişilik odaya konmuştu. Engelli çocuklarıyla Kocaeli'de bile ziyaret için zorlanan anneye yapılabilecek en büyük kötülüktü bu. Anne Silivri cezaevi ziyaretinde eşinin perişan bir halde olduğunu aktarmıştı bana. Büyük kamuoyu tepkisi sonrası 1 hafta sonra savcı tekrar Kocaeli'ne gönderilmiş ve bu sefer koğuşa verilmişti.
Engelli aylığı için yapılan başvuruyu gündem ettiğimizde oluşan büyük tepki üzerine Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da açıklama yapmıştı. Bakım ücreti aldığı için engelli aylığı verilmediği iddia edilmişti. Bu bilgi doğru değildi. Bakım ücreti ve engelli aylığı şartlar uygunsa birlikte alınabilirdi. İleri derecede engelli 2 çocuk ve başka hiçbir geliri olmayan bu 5 kişilik ailenin engelli aylığı alması da yasal haklarıydı. Kocaeli Barosu engelli hakları masasından bir avukat arkadaşımız da yazımı okumuş, beni arayarak ailenin adresini öğrenmiş ve ziyaret ettiği ailenin halini ve mevzuatı inceleyince idare mahkemesinde dava açmıştı.
Sosyal medyada bir kısım yazarlarda öylesine bir tarafgirlik oluşmuştu ki bu vicdan sızlatan olayda bile hükümeti savunma telaşına düşmüşlerdi. Bunun gibi binlerce keyfiliği, hukuksuzluğu görmezden gelen bazı yazarlar bu vahim tabloyu bile savunmaya çalışıyor, mekanik bir taraftarlığı tercih ediyordu. Oysa gücün değil, hakkın avukatı olmak gerekliydi.
Kaymakamlık yetkililerine sorduğumuzda 4 aydır Ankara'dan cevap beklendiği belirtiliyor ama konunun tekrar değerlendirileceği de ifade ediliyordu. Bunun üzerine sonucu beklemeye başladık. Tekrar verilen 23 Mayıs 2017 tarihli dilekçeye bu sefer cevap gecikmiyor, 30 Mayıs 2017 tarihli Başiskele kaymakamlığının cevabi yazısıyla 2 çocuğa da engelli aylığının verileceği açıklanıyordu.
İşte böyle... 4 ay boyunca verilmeyeceği açıklanan, itiraz dilekçesine 4 aydır cevap bile verilmeyen engelli aylığı alınmış oldu. Masum yavruların hakkı iade edildi. Olumsuz gelişmeler olumluya döndü. Şimdi olması gereken engelli 2 çocuğun bakımının daha iyi sağlanabilmesi için eski Savcı seyfullah Çakmak'ın tutuksuz yargılanmasıdır. Elektronik kelepçeyle yargılanabilecek bir kişinin ilk duruşma tarihi 2 Ekim'dir ve Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın tahliyesindeki nedenden çok daha kuvvetli tahliye gerekçesi vardır. Tutukluluk bir tedbirdir, cezalandırmaya dönmüşse, her zaman ve durumda itiraz etmek herkesin boynunun borcudur. Cezalandırılan bir de masum yavrular olunca işin önemi daha da artar.
Aylık hakkının iadesini başardık ama daha çok haksızlık var. Artık hukuk işlesin, yurdun dört bir tarafından yükselen binlerce keyfilik, hukuksuzluk vakası yüreklerin kaldırabileceğini aşmıştır. Doğumhanenin kapısında polislerin gözaltına almak için bebeğiyle beraber anneleri beklediği ve karakola götürdüğü, hasta tutukluların tahliye edilmediği, engelli tutukluların ve ailelerinin büyük zorluk çektiği olayları artık duymak istemiyoruz. Bu akıl tutulması ve hukuku rafa kaldırma hali bitmezse depresyon vakalarının ve intihar vakalarının artacağı kesindir.
@gergerliogluof
www.omerfarukgergerlioglu.com