Ayasofya'nın tekrar cami olması için yıllardır İslami camiada büyük bir istek vardır. "Zincirler kırılsın Ayasofya açılsın" sloganı bir zamanlar dindarların en önemli sloganlarından birisiydi. Son günlerde de Ayasofya üzerinde yine farklı yönlerde kampanyalar yapılıyor. Bir kısım İslami kesim Ayasofya'nın tekrar cami olması için çeşitli kampanyalar düzenlerken diğer bir kısım kişiler ise "Ayasofya müze kalsın" kampanyaları yürütüyor.
Ayasofya konusunu rövanşist duygularla düşünmek doğru değildir. Cumhuriyet döneminde dine ait birçok duygu,düşünce ve uygulamanın idareciler eliyle hayatın dışına itildiğini gözlemledik. Müdahalesi son derece haşin olan bu tavırdan nasibini alan bir yapı da Ayasofya idi. Ayasofya'nın ibadete kapatılması, müze yapılması diğer yasaklamalar yanında somut bir yasaklama olduğu için önemli ses getirdi. Aslında dini düşüncenin yeniden ihyası ve yapılandırması gereksinimi büyük bir zaruretken makas değişti ve T.C'nin bu tavrı somut cami yapısı üzerinden bir inatlaşmayla sonuçlandı. Böylece müslümanlar arası asli tartışma konusu unutuldu karşıtlık düşüncesi üzerinden değerlendirmeler alışkanlık haline geldi.
Ayasofya açılsa ne değişecek? Orası zaten eskiden kiliseydi cami yapılmıştı. Cami yapılırsa hangi iz silinmiş olacak? Muhalif dindarlar yıllardır sürdürdükleri argümanları durup tekrar tahlil etmek zorundadır. Çünkü bu istek hem dini açıdan hem de sosyolojik açıdan doğru bir istek değildir.
Cumhuriyet dönemi uygulamalarına karşı tamamen rövanşist durmak ne kadar doğrudur? Cumhuriyet döneminin dinin izlerini tamamen ortadan kaldırmaya yönelik politikalarına bakıp heyecana kapılmak ve rövanşı almaya odaklanmak ne derece doğru? Yoksa ibadethanelerin aslına saygı duymak ve onlar üzerinden siyasi kavga yapmamayı becermek mi doğru olan? Dine alerjik bir devletin uygulamalarına gösterilecek tepki bir başka dinin ibadethanesinin işlev değiştirmesine talip olmak mıdır?
Birileri ibadethaneleri simge olarak görüp oradan iç ve dış etkenlerle siyasi tavırlar geliştirebilirler. Bu tavra tepki aynı mentalite üzerinden olmamalıdır. Adalet ve hakkaniyet üzerinden olmalıdır.
Zaten şu anda camiler gereği gibi işlev yerine getirmiyor. Ayasofya cami olup da İslam'a, dine bir artı mı katacak? Camilerde insanlığa yeni bir alternatif olarak dini sunmadan, Müslümanların din algısındaki yanlışlıkları gidermeden cami kavgasına girmek ne derece doğru?
Dini açıdan da Hz. Peygamber veya raşid halifelerin kiliseyi Camiye çevirme girişimine şahit olmamışızdır. Hatta Hz. Ömer'in gösterdiği tarihi bir tavır dindar bir müslümanın konuyu ne derece hassasiyetle algılaması gerektiğini göstermesi açısından manidardır. Hazret-i Ömer, Kudüs'te iken, Müslümanların imzaladıkları dokunulmazlık antlaşmasına ne derece bağlı kaldıklarını gösteren enteresan bir olay cereyan etmiştir;
' Halife Hazret-i Ömer'le Patrik, Kıyamet Kilisesini ziyaret etmekte bulundukları bir sırada, namaz vakti gelir.
Patrik, namazı hemen oracıkta, kilisenin içinde kılması için Hazret-i Ömer'e ricada bulunur.
Fakat Hazret-i Ömer, bu ricayı kabul etmeyerek, namazı kilisenin içinde kılmaz. Dışarı çıkarak avluda kılar.
Patrik, Hazret-i Ömer'den bu şekilde hareket etmesinin, yani, namazı içerde kılmayıp, dışarıda kılmasının sebebini sorar.
Hazret-i Ömer'in verdiği cevap son derece düşündürücüdür;
— Eğer ısrarlarınıza uyarak namazı kilisenin içinde kılsaydım, belki ilerde Müslümanlar, 'Ömer burada namaz kılmıştı' diyerek kiliseyi camiye çevirmeye kalkabilirlerdi. Böyle bir durum ise, size verdiğimiz, 'mâbedlerinize dokunmamak' söz ve ahdimize aykırı düşer. Kur'an bize, verdiğimiz söz ve yaptığımız andlaşmaları yerine getirmeyi emrediyor. Bu sebeple ben, içeride namaz kılıp da ilerde andlaşma şartlarını bozmaya sebebiyet verecek bir durum ortaya çıkarmak istemedim.
Müslüman uğradığı mağduriyeti bir başkasını veya dini mağdur ederek gideremez. Hakların daha çok gündeme geldiği günümüzde din ve vicdan özgürlüğü konusunda samimi, ayrımsız duruşlar göstermek herkes için bir zorunluluktur.
Aslında bu tartışma konusu artık aşılması gereken konulardır. Müslümanlar olarak İnsanlığa ve dünyaya ne verebiliyoruz, onu konuşalım. Ayasofya açılınca Hristiyanlar üzerindeki galibiyetimizi mi tescillemiş olacağız? Şu anda sırf Ayasofya cami olmadığı için mi Hristiyan alemine mağlubuz, Ayasofya açılınca mı yeneceğiz? Simgeselleştirilip inat konusu haline getirileni siyasi tavırlar üzerinden mi devam ettireceğiz, dini ve sosyolojik bilimsel araştırmalar ve hakkaniyet esasları üzerinden mi?
Zulme uğrayanlar, başka zulme uğrayanlarla beraber zalime karşı durmadığı müddetçe zulmün tamamen ortadan kalkmasında başarılı olamazlar. İslami camia Heybeliada ruhban okulunun kapatılması konusundaki haksızlığa susmasaydı hem din ve vicdan özgürlüğü sınavından başarıyla geçecekti hem de zulme karşı ortak bir ses çıkarılabilecekti. Farklı din ve mezhep mensuplarının uğradığı ayrımcılık ve ötekileştirmelere ilk başta karşı çıkması gereken dindarlar artık Ayasofya konusunda da hakkaniyetli ve net bir düşünce oluşturmalıdır.
www.omerfarukgergerlioglu.com