Diyarbakır
Çeşitli insan hakları kuruluşlarından temsilciler 5 Temmuz günü Büyükada’da bir atölye çalışması sırasında gözaltına alındılar. Atölye çalışmasının konusu insan hakları savunucularının çalışma, iletişim ve bilişim güvenliği alanında kapasitelerinin arttırılmasıydı. Çalışmanın içeriğini Türkiye’de hak savunuculuğu alanında çalışan birçok insan biliyor, çünkü toplantıya hak savunucusu ve insan hakları alanında çalışan farklı kişi ve kurumlar da davet edilmişti.
Elbette bu atölye çalışmasının içeriğini bu operasyonu yapan güvenlik güçleri de biliyor. Yandaş basında yazılıp çizilen iftira ve karalamaların doğru olmadığını gayet net biliyorlar. Gizli toplantı falan olmadığını, ajan olmadığını, ortada bir komplo ve iftira olduğunu biliyorlar.
Bu atölye çalışmasına katılan arkadaşlarımız çalışma sırasında bol bol resim çektirip Instragam'a koymuşlar. Kimse herhangi bir şeyi gizlemeye çalışmamış. Zaten bir ajanlık faaliyeti bu kadar göz önünde, bir otelde, sivil toplum örgütleri çağrılarak yapılmaz.
Yandaş medyada rezilce bir şekilde bu insanlarla ilgili algı operasyonu başlatıldı. Arkadaşlarımıza bu iftiraları atanlara diyecek hiçbir şey bulamıyorum. İnsanların hayatlarını karartmak bu kadar kolay olmamalı. Bir gün bu yalan ve iftiraları atanların hakları ayaklar altına alınacak olsa, onların haklarını savunacak olanlar yine bu insanlar, bu hak örgütleri olacak.
Polis tutanağına baktığımızda, herhangi bir delil toplanmadığını, bu insanlar hakkında şaibe yaratmanın amaçlandığını görüyoruz. Belli ki bu insanlar nezdinde insan hakları mücadelesine ket vurmak, hak mücadelesi verenlere gözdağı vermek isteniyor!
Bu arkadaşlarımızı gözaltına alanlar iyi bilsinler. Ah vah etmiyoruz! Doğu'dan Batı'ya tüm ülkede her gün insanlar haksız hukuksuz yere gözaltına alınıyorlar. Ve de aynı tip insanlar alınıyorlar. İnsan haklarını savunanlar, barış isteyenler, çocuklar ölmesin diyenler, bu ülke için daha iyi bir gelecek isteyenler cezaevine konuluyor.
Ah vah etmiyoruz, etmeyeceğiz de! Çünkü haklı bir mücadelenin parçası olduğumuzu biliyoruz. İnsan hak ve onurunun kıymetini biliyoruz. Bunu en yüksek değer olarak görüyoruz. Doğudan Batıya, insan hakları mücadelesine inanan insanlar olarak biriz, beraberiz! Arkadaşlarımızın yanındayız! Evet, bizler emniyette değiliz, ama insan hakları ayaklar altında oldukça aslında kimse emniyette değil!
Tekrar etmek istiyorum: Bu insanlar, insan haklarını savunanları korumak için neler yapabiliriz sorusuna cevap arıyorlardı. Hakikat bu. Biz bu hakikati biliyoruz. Bu insanları gözaltına alanlar da biliyorlar bu hakikati.
Hükümetin içinde aklı başında kalmış birileri varsa hala onlara sesleniyorum. Bu komployu yapanları durdurun! Bu insanların, insan haklarını savunmak dışında bir suçları yok.
Gizli toplantı falan yok, ajan yok. Komplo var, iftira var!