Cizre’de 3 gündür devam eden sokağa çıkma yasağının bilançosu korkunç. Şuan için 5’i çocuk 7 vatandaş devlet güçlerince katledilmiş durumda. 4 Eylülden beri Cizre’ye girmeye çalışan HDP milletvekillerinin çabalarını özgür medyadan izleme olanağımız oldu. Barikatları aşamayan milletvekilleri yürüyerek ilçeye ulaşmaya çalıştılar. Uzun uğraşlardan sonra ilçeye girebilen HDP milletvekilleri elektriğin ve suyun olmadığını, kamu kurumlarının kapalı olduğunu, yaralıların hastaneye götürülemediğini, Cizre devlet hastanesinin boşaltılmış olduğunu, yoğun bakımdaki hastaların öylece bırakıldığını, eczane ve fırınların dahi ilçede kapatıldığını, Kaymakamlık binasının asker polis üssüne dönüştürüldüğünü, Kaymakamın yerinde olmadığını belirttiler.
Sokağa çıkma yasağının hemen ardından sosyal medyaya Cizre’de katledilen sivillerin resimleri düşmeye başladı. Önce 19 yaşındaki Sait Çağdavul’un öldürüldüğü bilgisi geldi. Said kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Daha sonra sadece 35 günlük bebek olan Muhammed Tahir Yaramış’ın rahatsızlandığını ve polisin hastaneye gitmesine izin vermediği için küçük Muhammed’in öldüğünü öğrendik. Sosyal medyaya düşen bir sonraki resimde ise 19 yaşındaki Said ve 35 günlük Muhammed bebeğin ölü bedenleri bir teneşir taşında yan yana yatmaktaydılar. Devlet ölülerini gömmek için bile Cizrelilerin dışarı çıkmasına izin vermiyor, Said ve Muhammed’in bedenleri bekletiliyordu.
Hemen birkaç saat sonra Cudi mahallesinde tepelere yerleştirilen zırhlı araçlardan gelen ateş sonucu 10 yaşındaki Cemile Çağırga hayatını kaybetti. Cemile evinde yakalanmıştı devletin kurşunlarına. Ailenin yaşadığı evin dış cephesinde uçaksavar, doçka mermisine benzer büyüklükte delikler açılmıştı. Evden çekilen resimde Cemile’nin cansız bedeni bir battaniyenin üzerinde bekletiliyor, annesi başında ağıt yakıyordu. Polis ablukası nedeniyle Cemile’nin cenazesi evden çıkartılamıyordu. Kızının yanı başındaki acılı baba Ramazan Çağırca’nın 1992 yılında da evine top mermisi isabet etmesi sonucu ailesinden 7 kişiyi kaybettiğini öğreniyoruz. 23 yıl sonra şimdi de küçük kızı Cemile aynı kaderi paylaşıyor.
Sosyal medyaya düşen bir sonraki resimde, Cizre’nin 40 derece sıcağında kokmasın diye annesinin biricik yavrusunun cansız bedenine buzlar sürdüğünü görüyoruz. Cemile’nin annesi daha bir gün önce kokusunu içine çektiği evladının cansız bedenini bir yandan öpüyor, bir yandan buzla ovalıyor. Daha sonra gelen resim Cemile’nin cansız bedeninin buzluktaki görüntüsü... Devlet cenazenin kaldırılmasına izin vermediği için, Cemile’nin bedeni bir buzlukta bekletiliyor.
Çocuklarımızın cansız bedenlerine bile tahammül etmedi bu devlet! Ya ortada beden bırakmadı, ya da bir avuç kemik bıraktı!
Şimdi 90’lardan onca yıl sonra devlet yine Kürtlerin ölüsüne zulmediyor! Aylardır sınırlarda bekletilen Kürt gençlerin bedenlerinden sonra, şimdi de kendi evimizde kendi toprağımızda kendi yuvamızda bile sevdiklerimizi gömemiyoruz.
Devletin Kürtlere yaptığı zulmü anlamanız için, Cizre’de, Şırnak’ta, Dersim’de, Nusaybin’de ne yaşandığını anlamanız için, bu tek kare resme bakmanız yeterli!
Cemile, 10 yaşında, ölü, bir buzlukta…