14 Kasım 2024

Yapay zekânın karanlık yüzü

Yapay zekâ ile ilgili yasal düzenlemeler, etik kurallar ve uluslararası iş birliği şarttır. Eğer insanlık bu tehlikelerin farkında olup gerekli önlemleri almazsa bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz karanlık senaryolar bir gün gerçek olabilir

Yine bir perşembe gününden selamlar dostlar!

Bu hafta izlediğim bir filmin etkisiyle (film adı: CTRL) yine yapay zekâ (AI) hakkında yazmak istedim. Maalesef çoğu insan gibi bu konuda güzelleme yapamayacağım.

Öncelikle okumayanlarınız için “Büyük Tehlikedeyiz” başlıklı yazımı buraya ekliyorum. Bu yazımın ardından bazı okurlarımla fikir alışverişinde bulunduk. Yapay zekâ algoritmalarının teknik altyapısı nedeniyle nasıl kurulduğunu ve ne üzerine tahminler verdiğini anlamak gerçekten kolay değil. Bunun doğru anlaşılamaması da AI’ın kapasitesini kavramamızı engelliyor. Yazımda buna özellikle vurgu yapmıştım. Tahmin ettiğim üzere, bana dönen maillerde de bazı dostların AI’ı ‘kurtarıcı’ olarak görmesi beni şaşırtmadı.

Bu mevzu ciddi!

  1. Evet, AI insan bağımsızlığını azaltıyor…
  2. Evet, AI bilgi manipülasyonu ve yanlış bilgi yayılımına sebep oluyor…

Facebook gibi sosyal medya platformlarının kullanıcı verilerini yapay zekâ ile analiz ederek seçim sonuçlarını manipüle edebilecek hedefli reklamlar oluşturduğu ortaya çıktı. Cambridge Analytica skandalı, bu sorunun bir örneği. İzlemediyseniz Netflix’te bu olayı anlatan bir belgesel film var: “The Great Hack”. İzlediğinizde çok şaşıracaksınız!

  1. Evet, AI işsizlik ve sosyoekonomik dengesizlik yaratıyor…
  2. Ama hayır, AI sanayi devriminde makinelerin icadı gibi bir şey değil!

Uyanmak zorundayız

Fikirlerine değer verdiğim, toplumun ilerisinde gördüğüm insanlar bile farkında değil Lütfen biraz olsun yapay zekâ algoritmalarının teknik altyapısını anlamaya çalışın. İleride en çok hem yapay zekâyı anlayan hem de insanları bu mağduriyetlerden kurtaracak güçlü hukukçulara ihtiyaç olacak. Eğer bu noktada hazırlıklı olmazsak, verilerimizi toplayarak bize karşı AI kullanan şirketlerin güçleri karşısında durmak tamamen imkansız hale gelecek.

Netflix’te izlediğim Hint yapımı “CTRL” isimli film bu konuya harika bir şekilde parmak basmış. Filmin sıkıcı bir başlangıcı var; fakat bu, filmi daha da gerçekçi kılmış. Teknik altyapısı olmayan veya konuyla ilgili öngörüsü bulunmayan kişilere yapay zekânın gücünü ve potansiyel tehlikelerini çok iyi anlatmış. Spoiler vermemek için detaylara girmiyorum. Ancak filmi izlerken şunu aklınızdan çıkarmayın: Bu film bize geleceği anlatmıyor. Filmdeki olaylar, bugünlerde yaşanmış ve bizim(ya da benim) haberimiz bile olmamış olabilir.

Filmi izledikten sonra yorumlarınızı merakla bekliyorum: [email protected]

AI ve etik sorunlar

Yapay zekânın en çok eleştirilen yönlerinden biri, etik kuralların ihlal edilmesine neden olmasıdır. AI algoritmaları, genellikle büyük miktarda veriyle beslenir. Bu veriler, kullanıcıların izni olmadan toplanabilir ve kötü niyetle kullanılabilir. Hatta bu durumdan sizin haberiniz bile olmayabilir!

Uzun sözleşmeler: Gizli tehdit

Web sitelerine yazdıkları uzun sözleşmeleri okumadan kabul ediyoruz. Okusak bile çoğu zaman bir şey anlamıyoruz. Daha anlaşılır ve kısa yazamazlar mı? Tabii ki yazabilirler... Bunların hepsi bilinçli dostlar. Kendilerini yarınlar için garantiye alıyor. Eğer “CTRL” filmini izlemezseniz, bu söylediklerim havada kalabilir.

AI’ın getirdiği majör problemler

İşsizlik dışında yapay zekânın getirdiği bazı önemli sorunlar şöyle:

1. Sağlık Verilerinin Kötüye Kullanımı

Sağlık sektöründe yapay zekâ, hastalıkların erken teşhisi ve tedavisinde devrim yaratıyor. Ancak, sağlık verilerinin kötü niyetli kişilerin eline geçtiğini düşünün. Bunu düşünmek çok imkansız olmasa gerek! Bir sigorta şirketinin yapay zekâ kullanarak bireylerin hastalıklarını 90% güvenirlilikle öngördüğünü ve buna göre primlerini artırdığını hayal edin.Bu etik bir felakettir.Uzak bir gelecekten bahsetmiyorum, güncel durumda çalışmaları zaten buna yönelik.

2. E-Ticaret ve Dinamik Fiyatlandırma

E-ticaret siteleri, yapay zekâ algoritmalarını kullanarak tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını analiz ediyor. Ancak bu durum, fiyat ayrımcılığına neden oluyor. Örneğin, bir müşteri düzenli olarak bir ürün arıyorsa, yapay zekâ bu müşteriye o ürün için daha yüksek bir fiyat gösterecektir. Amazon gibi platformlarda dinamik fiyatlandırma uygulamalarının yapay zekâ sayesinde kullanıldığına dair örnekler bulunmaktadır. Bu da tüketici haklarını zedeler ve etik tartışmaları beraberinde getirir. Eee bu Amazon deyip geçmeyin. Türkiye’deki siteler de yeterli veri topladığında aynı durum oluşacak. Hatta oluştu bile!

3. Çin’in Sosyal Kredi Sistemi

Çin’in sosyal kredi sistemi, yapay zekânın etik olmayan kullanımına bir başka örnek. Bu sistem, vatandaşların davranışlarını izler ve puanlar. Trafik kurallarını ihlal etmek veya bir faturayı geç ödemek gibi durumlar, kişinin sosyal kredi puanını düşürüyor. Düşük puanlı bireyler, banka kredisi alamayabilir veya seyahat edemeyebilir. Ev tutmaları bile önlenebilir. Hükümet bunu kendi çıkarına kullanıyor. Güce bakar mısınız? Türkiye’de olmaz diyebilir misiniz?

4. Sosyal Medya Manipülasyonu

Yapay zekâ, sosyal medya platformlarında kullanıcı davranışlarını analiz ederek hedefli reklamlar ve içerik önerileri sunar. Örneğin, Facebook’un algoritmalarının kullanıcıları daha fazla platformda tutmak için aşırı kutuplaştırıcı içerikler sunduğu iddia edilmiştir. Bu, sadece bireylerin değil, toplulukların da algısını değiştirebilir. (Cambridge Analytica skandalı Facebook’un gücüne bir örnek. O güç ki, Amerika başkanını seçtiriyor! )

Sonuç: Önlemler almazsak karanlık bir gelecek bizleri bekliyor

Bu nedenle, yapay zekâ ile ilgili yasal düzenlemeler, etik kurallar ve uluslararası iş birliği şarttır. Eğer insanlık bu tehlikelerin farkında olup gerekli önlemleri almazsa bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz karanlık senaryolar bir gün gerçek olabilir.

Amacım, size gerçekleri göstermek. Topluma bu konuda bir aydınlanma gerek.

Moraliniz çok bozulduysa Youtube açın. Yapay zekânın faydalarını anlatanları izleyin. Çok var.

İki hafta sonra görüşmek dileğiyle…

Nehir Günce Daşcı

[email protected]

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir tepsi kekle kapanmayan mesafeler: Amerika’da komşuluk

Türkiye’de özel hayatın gizliliği yok, hadsizlik hat safhada. Ama Amerika'da da ilişkileri ilerletmek hayli zor. Bu ikisinin ortası yok mu?

Büyük tehlikedeyiz!

Haklarımız, iş ve yaşam koşullarımız elden gidiyor. Unutmayın, bugün Youtube, IG ya da başka bir firma… Size bugün para kazandırıyor olabilir; ama yarın öyle olmayacak. Onlar için siz sadece verisiniz. Yeterli veriye ulaştıklarında size bir daha ihtiyaçları olmayacak

51 yaşında yeniden başlamak: Lena’nın Amerika mücadelesi

Her göçmenin bir hikayesi var. Kimisi güler yüzle başlıyor yeni hayatına, kimisi savaş veriyor ayakta kalmak için. Lena da o savaşanlardan biri. Amerika onun hayal ettiği gibi mi, henüz bilmiyorum. Ama umudunu kaybetmemiş bir kadının her şeyin üstesinden geleceğine inancım tam

"
"