Bu Shakespeare'in Hamlet'inden.
Muhtemelen iyi bir çeviri değil.
Ama, ne yapalım, elimizde bu var.
Aslı şöyle:
O most pernicious woman!
O villain, villain, smiling, damned villain!
My tables, – meet it is I set it down,
That one may smile, and smile, and be a villain.
(Hamlet, 1. Perde 5. Sahne)
Ah, ey azgın kadın!
Ah, alçak, alçak, yüze gülen, lanetli alçak!
Kayıtlayın-bunu yazmalı bir kenara:
Güler insanoğlu, hem güler, hem alçaklığını da yapar.
(Bülent Bozkurt çevirisi)
Hamlet bu sözleri, Hayalet ile buluşmasında,
babasının öz kardeşi Claudius tarafından zehirlenerek öldürüldüğünü,
Claudius'un tacı ele geçirerek annesi Gertrude ile evlendiğini öğrenince,
öfkesi kabararak söyler. Güç ve iktidar için en yakınındakilerin
alçaklıkları, cinayet, ihanet… Annesine kötü kadın, Claudius'a sırıtkan alçak, diyerek.
Hamlet'in sözleri, insanın bir yandan yüzünde gülücük,
bir yandan alçak olabildiğinin veciz ifadesi.
İnsanın iki yüzlü, sahtekar olabilmesine,
gerçek kişiliğini dünya alemden böyle gizleyebilmesine isyan...
Vilyem Şekispiyer Efendi bu!
500 yıl öncesinden bütün zamanlara yetecek bir söz söylüyor.
Söylediği öyle yüzlerce söz gibi. İşte halimiz, yaşadıklarımız…
Bugün yüzümüze yüzümüze söylenen yalanlar…
Yüzlerinde beşuş ifadelerle söylenen yalanlar!
İnsanı, hepimizi aptal yerine koyan yalanlar!
Ve bizim, hepimizin aptal aptal yutkunarak yuttuğumuz yalanlar!
Riyakarlık öylesine almış yürümüş ki, biz, hepimiz,
kurnazlığı, madrabazlığı marifet gören, siyaset sayan,
o alanda ustalaşmış şaklabanları ve onların
şaklabanlıklarını şak şak alkışlayan bizler!
Ne dersiniz, bu afet, bu felaket, bu kıyamet,
bütün sahtekarlıkları çırılçıplak ortaya serip döken
bu musibet bize nasihat olur mu?
Bize bir nebze akıl, sağduyu, izan getirir mi?
Direnmeyi, soru sormayı, hesap sormayı öğrenebilir miyiz?
Umut var mı?