Kiev yakınlarında bir vadide Nazi Almanya Hitler'inin ordusu iki gün tam gün dur durak bilmeden gece gündüz o menfur mesaileriyle 34.000 Yahudiyi katlettiler. Tam sayı 33.771. Orası Babi Yar'dı. Yıl 1941, tarih 29-30 Eylül. Sonraki günlerde orada katledilen öteki Sovyet yurttaşlarıyla katledilenlerin sayısı 60.000'e ulaştı.
1976'da Babi Yar için bir anıt yapıldı. O anıt 1991'de bir parka yerleştirildi. O parka Babi Yar Parkı adı verildi.
Şimdi… Rusya'nın Putin'i Ukrayna'yı ve o ülkenin yönetimini Nazi olmakla suçluyor, aylardır, günlerdir, durmadan. Ve o Putin'in ordusu dün Babi Yar Parkı'nı bombaladı, Nazi Almanyası Hitleri'nin katlettiği insanlar için dikilen anıtın bulunduğu parkı, Rusya'nın Putin'i bombaladı; bir bakıma Hitler'in bir nefretlik izini silmek istedi, bir bakıma Hitler'in kalıtını onayladı, üstlendi.
Yevgeni Yevtuşenko Babi Yar için bir destan yazdı, yayımladı. Hasretle andığım arkadaşım Ülkü Tamer o şiirleri Türkçeleştirdi, kitap olarak yayımladı. Başka söze gerek yok, kitaptan bir şiire bakalım.
Babi Yar
Hiç anıt yok Babi Yar'da.
Tek mezar taşı o dik yamaç.
Korkuyorum.
Yahudiler kadar yaşlıyım şimdi.
Şimdi bir Yahudi gibi görüyorum kendimi.
Şimdi Eski Mısır'da dolaşıyorum.
Çarmıha geriliyorum şimdi, ölüyorum,
çivilerin bile izi var üstümde şimdi.
Dreyfus geliyor aklıma. Ben oyum.
Kof adamlar suçluyor, yargılıyor beni.
Parmaklıklar ardındayım ansızın,
kıstırılmışım, tutulmuşum, sövmüşler bana;
Brüksel dantelinden elbiseler giymiş hanımlar
bağırarak şemsiyelerini çarpıyor suratıma.
Belostok'da bir çocuğum şimdi,
yere yayılıyor damlayan kan,
öfkeyle saldırıyor meyhanenin
soğan ve votka kokan fedaileri.
Tekmelenmişim, elimden bir şey gelmiyor,
yalvarıyorum, dinlemiyorlar bile,
"Gebertin çıfıtları, Rusya'yı kurtarın," diye
haykırarak bir aktar dövüyor annemi.
Anna Frank olarak görüyorum kendimi,
nisan dalları kadar inceyim,
sevgiyle dolu içim;
boş sözler söylemeyin bana,
birbirimize bakalım istiyorum.
Gülecek, koklayacak ne var ki
yapraklardan, gökyüzünden başka.
Ama çok şey yaparız sen istersen,
usulca sarılırız birbirimize
karanlık bir odada.
Bir gelen mi var? Korkma.
Bu gelen, baharın sesi.
Gel bana, dudaklarını uzat bana.
Biri kapıyı zorluyor.
Yok yok, kırılan buzların sesi.
Yaban otları hışırdıyor Babi Yar'da.
Ağaçlar sert sert bakıyor, yargıçlar gibi.
Her şey sessizce çığlık atıyor.
Şapkamı çıkarıyorum,
anlıyorum, gittikçe yaşlanmışım.
Burada gömülü bu binlerce insanın,
bu binlerce insanın ardından koparılmış
sessiz bir çığlıktan başka neyim ki şimdi;
burada vurulmuş her ihtiyarım ben,
burada vurulmuş her çocuğum ben.
Ey Ruslar, vatandaşlarım, bilirim hepinizi.
Kötü eller kirletiyor temiz adınızı sizin.
Ülkem nasıl güzeldir, hep bilirim,
nasıl korkunçtur kendilerine, hiç titremeden,
"Rus Birliği" adını takan Yahudi düşmanları.
Hiçbir yerim unutamaz bütün bunları.
Çınlasın "Enternasyonal"
yeryüzündeki
son Yahudi düşmanı gömüldüğü zaman.
Kanımda Yahudi kanı yok,
ama öyleymişim gibi beni
hor görüyor, aşağılıyor Yahudi düşmanları.
Gerçek bir Rus'um bu yüzden.
Ne demeli? Neyi nasıl söylemeli?
Bir insan kaç kez ölebilir?
Bir halk katlettikten sonra da yine, yeniden mi katledilir?
Nazi Hitler'in mirasının Sovyet Rusya'nın mirasçısı eliyle…