Galatasaray-Bodrum FK maçından bir kare
Nasıl anlatsam, nereden başlasam… Biraz deniz, biraz uyku… Eskilerden bir anıyla Galatasaray'ın Bodrum'da yaşadığı konsantrasyon problemini örneklendirelim…
2003-2004 sezonuydu. Güngören Mimar Yahya Baş Stadı'nda İstanbulspor-Galatasaray maçında görevliydim. İlk yarıyı İstanbulspor önde bitirdi. Telefonum çaldı, Yılmaz Özdil ve İskender Baydar'ın ilginç bir sorusu vardı, ''Mustafa bu saha standardlardan küçük değil mi? Lütfen saha görevlisine sorar mısın?''
Oradan oraya koşturdum, zemin görevlisini buldum ve bu ilginç soruyu sordum. Dalga geçen de bir yanıt almıştım. ''Saha küçük olsa oynanır mı? 105x68 kardeşim'' dedi çimci abi…
Özdil ve Baydar pek inanmadılar ama öyleydi... İkisi de maçı televizyondan izliyor ve kamera açılarından zeminin küçük olduğunu düşünüyorlardı…
Dün bir ara aynı duyguyu yaşadım. Bodrum atağında ortayı kornere kafayla gönderen Torreira topu stadın dışına attı… Stat küçük, burada yayın yapmak da zordu. Yani hem oynayan hem de izleyenler biraz zorlandı... Yaz aylarının en kalabalık kasabası Bodrum'un küçücük stada sığması pek yakışık almamış ama olsun…
Her zaman üst düzey statlarda, büyük kitlelerin karşısında oynamaya alışkın bir takımı küçük bir sahada, seçkin (!) bir kalabalığın önünde hedefe konsantre etmek zordur. Rekorları alt üst eden Galatasaray ilk 45 dakikada sadece 3 şut attı ve ikili mücadelerin neredeyse tamamını kaybetti. İkinci yarı atılan ilk şut, (kafayla da olsa) ağlarla buluştu.
Okan Buruk'un kadro tercihi herkesi bir kez daha şaşırttı. Okan Hoca, cezalı Davinson Sanchez'in yerine 22 yaşındaki Metehan'ı tercih etmişti. Barış Alper'e dublaj yapsın diye defansın sağında görev yapan Metehan ilk yarı çok adam kaçırınca ikinci yarı yerini Batsuhayi'ye bıraktı.
Okan Buruk'un yadırganan tercihlerinden bir diğeri de bu maça kadar görev aldığı mücadelelelerde sağda oynayan Szalai'nin solda, Yunus Akgün'ün göbeğe yakın ikinci 10 numara gibi oynamasıydı… Ama bu ''Çoklu 10 Numara'' taktiği ilk yarı boyunca Osimhen'i istediği toplarla buluşturamadı. Sezonun çileği tek başına kaldı. Batsuhayi oyuna girene kadar.
Şimdilik sadece kaleye geçmeyen çok yönlü Barış Alper Yılmaz yine kilit oyuncuydu. Milli Takımda santrfor, Galatasaray'da sol bazen sağ bek oynayan Barış Alper, Okan Buruk'un aradığı ''Kanat Bek'' figürünün ta kendisiydi… Nerede lazımsa orada bu futbolcu. İsviçre çakısı gibi.
Duran toplarda kıdem problemi dikkat çekti… Daha isabetli daha etkili toplar kullanan Gabriel Sara yerine Mertens'in inisiyatif alması, ''Dur bakalım sen yokken biz vardık'' demek gibi… O etkili duran toplar Bodrum'da kış tatiline çıkmıştı sanki…
Sayılarla kimseyi sıkmayalım diyeceğim ama üstünde durulması gereken konular da var… Okan Buruk yönetiminde Galatasaray, 86. maçına çıktı ve 204’uncu puanını kazandı yani alınması gereken 258 puanın 204’unu istatistik sayfasına yazdırmış oldu… Çılgın bir istatistik… 1996-2000 Galatasaray’ını adım adım izlemiş bir gazeteci olarak bu iştah beni çok şaşırtıyor. O günleri yaşar gibiyim... Vasat bir oyunu unutturan kazanılan 3 puan oldu. Bu da nazar boncuğu olsun diyelim...
Yeni Hocası ile sahasında ilk maçına çıkan Bodrumspor'a bir parantez açalım ve stadından büyük top oynadıklarını belirterek tebrik edelim…
Mustafa Ersoy kimdir?
1967 yılında Adana'da doğdu.
1987 yılında başladığı gazetecilik yolculuğunda Sırasıyla Cumhuriyet, Sabah, Star, NTV Spor, Lig TV dolayısıyla beIN Sports'ta çalıştı.
Cumhuriyet, Sabah ve Star'da Galatasaray muhabirliği yaptı.
NTV ve Lig TV'de istihbarat şefliği, beIN Sports'da ise haber müdürlüğü görevinde bulundu. 2020 yılında kendi köşesine çekildi.
|