06 Kasım 2013

TOMA’dan su sıkıyorum, Gazi’nin gözleri kapalı!

Contemporary İstanbul sergisinin ön gösterimindeyim… Karşısında durduğum Bahadır Baruter’in x-ist Galerisi’nde sergilenen eseri.. Adı uykusuzluk…

\Girişten biraz yürü sağa dön hemen orada…

Ne orada?

Uykusuzluk…

11’i bir arada…

Hepsi yan yana oturmuş…

Karşısına geçip duruyorum…

Sadece ben değil…

Gelen giden uzunca bir süre karşısında duruyor.

Sonra sayısız yorum…

Kendi aralarında değil karşısında duranların da fikrini sorup tartışıyorlar…

Kimi “diğerlerinin yaptıklarını görmemek için gözünü kapatmış” diyor…

Kimi “onun yanında; şimdi ne diyecek diye diğerlerinin korkudan gözleri açılmış” yorumu yapıyor.

Contemporary İstanbul sergisinin ön gösterimindeyim…

Karşısında durduğum Bahadır Baruter’in x-ist Galerisi’nde sergilenen eseri..

Adı uykusuzluk…

Türkiye’nin 11 cumhurbaşkanını aynı tuvalde buluşturmuş…

Cumhurbaşkanlarının hepsinin “gözleri açık”…

Abartılı bir şekilde belirlenmiş gözler…

\Sadece Gazi Mustafa Kemal’in gözleri kapalı…

Gözler kapalı yorumlar açık…

Fiyatı 15 bin Euro…

Serginin en “politik” işlerinden…

Çağdaş sanatın en büyük beslenme araçlarından biri değil midir politika…

Olacak elbet…

Bu arada…

Karikatürist “Baruter” ve “uykusuzluk” kelimeleri beraber anılınca onun aynı ismi taşıyan 2003 yapımı efsane takvimi de gelir akla…

Dindardan tanrıtanımaza isyandan itaatsize pek çok kelimeyi tasvir ettiği meşhur takvimi…

Onu burada hatırlatayım istedim…

Bilmeyenler, görmek isteyenler bu takvimi Google’layabilir…

Bir diğer çalışma…

Bu yılın olmazsa olmazı…

“Gezi olayları”…

“Gezi Gazi”si adı…

Gazi Sansoy’un eseri…

Contemporary’yi takip edenlerin daha önceki yıllardan tanıdığı pop art ressam kendisi…

\Pop minyatür tarzda çalışmalar yapıyor son dönemde…

“Biz kimiz?” bu tarzın en bilinen “iş”lerinden…

Osmanlı döneminin insanlarını, savaşlarını, savaşçılarını, bugünün insan ve olaylarıyla birleştiriyor…

Sergideki eserinde; TOMA üzerinde bir kız yürüyen kalede ellerinde mızraklar olan askerlere su sıkıyor.

Etrafta filler, at üstünde ok atanlar, sirk insanları hatta örümcek adam…

Biraz ileride bir Fransız sanatçının Corda’nın bir çalışması…

Müslüman kadınlar…

Başı açıktan burkalıya…

Bana eseri anlatan yurtdışından gelen görevli “Müslüman kadının dönüşümü” diyor seriyi göstererek.

“Tercihi” diye fikrimi söylüyorum…

Fransa; katı laisizm, örtünme yasağı üzerine konuşmayı canım istemiyor yürüyorum…

Meraklısına bu eserin fiyatı 55 bin dolar…

Bu kadar değil elbet…

Pek çok sanatçının eseri var Contemporary İstanbul’da…

Konuk ülke de Rusya…

Ama algıda seçicilik işte…

Sergiden çıkarken…

Gözleri kapalı Gazi ile TOMA’dan su sıkan bikinili kız aklımda…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

Bir mesafe alınmamış olsa, İmralı’ya gitme konusu gündeme gelir miydi?

Türkiye ocak ayı sonundan itibaren görevi devir alacak Trump’ın yaratacağı belirsizlik, bölgede büyüyebilecek bir çatışma-savaş öncesi pozisyon alma çabasında gözüküyor. Elbette iktidarın bir yandan barış-birlikte yaşam için arayışları öte yanda kayyımdan tutuklamalara yaşanan sertlik görüntüleri “yeni bir mühendislik-algı çabası mı” şüphesini haklı olarak düşündürüyor

"
"