Tarih 11 Kasım. Yani yaklaşık bir ay önce. Ekrem İmamoğlu'nun hapis cezası ve siyasi yasak istenen davasının 8. duruşması. Savcı mütalaayı vermiş, hâkim savunmanın pek çok talebini reddetmiş, İmamoğlu'nun avukatları dahil herkesin karar duruşması olacağını bildiği 14 Aralık gününü ilan etmiş. Üstelik bugünkü yargının durumu da bilindiğinden 'siyasi yasak' geleceği bile neredeyse kesin.
İşte böyle bir günün sabahında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu üç günlük Almanya ziyareti için Türkiye'den ayrılıyor. Almanya'da daha önceki yurt dışı gezilerinde olduğu gibi bilim insanlarıyla görüşecek. Yani Almanya'da siyasetçilerle bir görüşmesi, erteleyemeyeceği bir randevusu yok. 15'inde başlasa çok büyük bir sorun olmayabilir. Sabah başlayan davaya öğleden sonra saat 16.00'ya kadar ara veriliyor. Bu sırada Ekrem İmamoğlu Twitter hesabından "İstanbulluyu iradesine sahip çıkmak üzere Saraçhane'ye" davet ediyor.
Bu sırada saat 14.00 sıralarında, İmamoğlu'nun çağrısına ilk gelen yanıtlardan biri İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e ait. Akşener, "Ankara'dan yola çıktım, Saraçhane'de görüşürüz” diyor. O sırada Almanya gezisine katılan meslektaşlar Kılıçdaroğlu'nun geri dönme ihtimalinden bahsediyor. Bu arada CHP Genel Başkanı iki video ile kararı, yasağı eleştiriyor. Karar açıklandıktan sonra uçakla İstanbul'a doğru yola çıkıyor. Bu sırada muhalefetteki her görüşten, partiden, liderden, destek mesajları geliyor. TİP gibi tabanını Saraçhane'ye çağıran sosyalistler, Komünist Parti, Sol Parti, hatta alana giden EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz. Sosyal medyada destek verenler… Altılı Masa'nın tüm liderleri, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal. HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, tutuklu eski eş başkan Selahattin Demirtaş…
Herkes adaletsizliğin bu yeni halkasına itiraz ediyor. Ardından alanı dolduran binlerce kişinin alkışlarıyla otobüsün üstüne İmamoğlu ve Akşener çıkıyor. CHP'den İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek de orada. CHP'li vekillerin, yöneticilerin hakkını yemeyeyim, mahkeme salonunda, alanda hep vardılar. Ancak otobüs üzerinden konuşan ve kitleleri etkileyen iki isim İmamoğlu ve Akşener idi. Meral Akşener'in, Erdoğan'ın aynı meydandan, okuduğu şiir üzerine hapse yollandığı, siyaset yasağı getirildiği için yaptığı konuşmayı hatırlattı:
"Saraçhane, ne çektiniz be! Bundan yıllar önce okuduğu bir şiirle mahkûm olan bir büyükşehir belediye başkanı vardı. (Alandaki yuhalama üzerine) Biz yuhlamayız, biz gereğini yaparız! O büyükşehir belediye başkanı, buradan sizlere seslenip demişti ki 'Bu şarkı burada bitmez.' Doğrudur, o şarkı orada bitmedi, bugün Meral Akşener olarak söz veriyorum, bu şarkı da burada bitmeyecek. İnsanlar korktuğu zaman zulüm yaparlar, haksızlık yaparlar.”
Akşener iyi bir hatip, kitleleri heyecanlandırıyor. Ve İmamoğlu'nun yanında duruyor. İmamoğlu'nun da hitabeti kuvvetli. Diyor ki:
"Aradan 3,5 sene geçmiş olabilir. Ama benim hâlâ gençliğim var gençliğim. Hâlâ umudumuz yüksek. Benim gibi, ceketini çıkartıp, kollarını sıvayacak Türk milleti var. Adalete susamış Türk milleti var. Yarın yine burada olacağız. Dertleşeceğiz. Başta CHP Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, kıymetli İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve 6'lı Masa'nın diğer siyasi parti liderleriyle birlikte olacağız. Demokrasi için mücadele edeceğiz. Bu ülkenin adalete, merhamete, vicdana, umuda ihtiyacı var. Umudunuz eksilmesin.”
Kim kazandı, kim kaybetti?
Konuşmaların detayları T24'te var. Ben madde madde bu haksız-hukuksuz, siyasi kararın ne getirebileceğine değineyim:
- İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki şansı arttı. Elbette sırada İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay yolu var. Bu tip davalarda İstinaf minimum bir yılda karar veriyor. Eğer zorlama ile seçimden önce birkaç ayda karar verilir ve Yargıtay aşaması da bu aralığa sıkıştırılırsa, İstanbul seçimlerinde olduğu gibi iktidar faturasını sandıkta öder.
- Kararın bugün açıklanacağı neredeyse kesin olmasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu'nun Almanya'ya gidişi ve sonra apor topar dönüşü, en hafif ifadeyle siyasi gaf. Bu geziyi planlayan ve uyarmayan ekip her kim ise Kılıçdaroğlu'na ciddi bir hasar verdi.
- Bu kararla kaybeden Tayyip Erdoğan ve iktidar. Muhalefete, uzun süredir aradığı hem de kendisinin daha önce deneyimlediği bir rüzgârı hediye etti. Haksız-hukuksuz siyasi yasağın getireceği mağduriyetin sandıktaki dönüşümünü en iyi kendisi biliyor olmalıydı.
- Altılı Masa'nın tüm liderlerinin katılımıyla aynı meydanda yapılacak miting çok önemli bir kırılma noktası olacaktır. Bazen sokaktaki, alandaki performans yazılı metinlerin önüne geçer.
- Meral Akşener çok önemli bir siyasi aktör. Çok hızlı refleksleri var. Bugünün siyasette en öne çıkan figürü oldu.
- İmamoğlu'nun -aday olmasa da- Türkiye için kalıcı bir siyasi aktör haline geldiğini de ekleyeyim.
- İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararı ertesi Saraçhane'de Haziran 2019'daki büyük galibiyeti hazırlayan ruh bugün itibariyle geri döndü. Tek farkla, artık alan tüm memleket.
Murat Sabuncu kimdir?
Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.
Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.
En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. Çıktıktan sonra sekiz ay gazeteyi yönetti.
T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.
Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.
|