25 Mart 2014

Mansur Yavaş'a 'eski dava arkadaşı istihbaratçılar' haber verdi

CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, beklenmedik bir basın toplantısı yaptı ve "Ankara dışından 100 silahlı provokatörün getirildiğini, seçim öncesi ve seçim günü kargaşa yaratılacağını" söyledi.

CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, beklenmedik bir basın toplantısı yaptı ve "Ankara dışından 100 silahlı provokatörün getirildiğini, seçim öncesi ve seçim günü kargaşa yaratılacağını" söyledi.

Meslektaşlar sordu: Haberi kimden aldınız?

Yavaş fazla detaya girmedi, ama "Devletin güvenlik birimlerinden bana ulaşan bilgiye göre" dedi.
Olayın perde arkasını almak için CHP içindeki haber kaynağımı aradım.

Kendisi bana şu bilgileri verdi:

"Bu bilgi, dün (24 Mart Pazartesi) akşamüstü saatlerinde Mansur Bey'e geldi.

Kaynak Mansur Bey'in eski dava arkadaşı istihbaratçılar. (Bilindiği gibi Yavaş MHP kökenli, M.S.)
Mansur Bey'e sadece 'seçim günü provokasyonu' değil, aynı zamanda kendisiyle ilgili tehditlerin olduğu da iletildi.

Hatta 'toplantılarınızın yer ve saat sıralamasını değiştirin' gibi önerilerde bulunuldu.

Mansur Yavaş durumu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na aktardı.

O da 'Bir basın toplantısı düzenleyip durumu kamuoyuna anlatın' dedi."

CHP'deki kaynağın anlattıkları bunlar. Bir de yine Ankara'daki bazı CHP'li adayların adlarının da anıldığını belirtti.

Burada Yavaş'ın basın toplantısında konuyla ilgili söylediği kritik bir bölümü almak istiyorum:

"Devletin güvenlik birimlerinden ulaşan bilgilere göre, bana ve ekibime yönelik ciddi bir saldırı planlandığı, seçimler öncesi kaos çıkarılmak için MHP tarafından yapılmış gibi CHP seçim bürolarına, CHP yapmış gibi MHP seçim bürolarına saldırılar yapılacağı, bu amaçla Ankara dışından 100′den fazla silahlı provokatörün Ankara’ya getirildiği, sandıkların açılması ve sayılması sırasında kargaşa oluşturma bilgisi ulaşılmıştır.”

Şimdi yine dün akşama, AK Parti Ankara adayı Melih Gökçek'in Ülke TV'de anlattıklarına dönmek istiyorum. Gökçek'in de "Milliyetçi Hareket"ten geldiğini ve MHP tabanıyla her zaman iyi ilişkiler kurmuş biri olduğunu hatırlatarak:

"Allah korusun, muhalefet partilerinin lider konumundaki şahıslarına suikast yapılmasından korkuyoruz. Kılıçdaroğlu'na, Bahçeli'ye, Mansur Yavaş'a veya İstanbul'da Mustafa Sarıgül'e olmasından korkuyorum. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Bir siyasi suikast yaparak Türkiye'yi kaos ortamına sürüklemek isteyecekler."

Benzer bir iddiayı P24 ile çıktığım ve Artı 1 TV'de yayınlanan seçim gezisinde Şanlıurfa'da Osman Baydemir'den duymuştum. Baydemir; bölgede aralarında zaman zaman gerginliklerin çıktığı HÜDA-Par'ın duvarına BDP'liler yazmış gibi, BDP duvarlarına da HÜDA-PAR'lılar yazmış gibi sloganlar yazıldığını anlatmıştı. Bir süre sonra her iki tarafı birbirine karşı geren bu sloganları yazanın 'derin bir görevli' olduğunu tespit ettiklerini söylemişti.

Batı'da MHP ile CHP'yi karşı karşıya getirmek, Doğu'da BDP ile HÜDA-PAR'ı kavga ettirmek için çalışan güçler.

Kasetleriyle; yasaklarıyla; bilgi edinilmesi engellenen fezlekeleri ve en kritiği suikast iddialarıyla Türkiye 30 Mart'a gidiyor...

 

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye’nin ‘eski Osmanlı havzasındaki’ hamleleri, Erdoğan iktidarının cami sembolizmi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Emevi Camii’nde namaz hedefi’ni en yakınındaki isimlerden MİT Başkanı İbrahim Kalın yerine getirdi. Üstelik Esad rejimini deviren HTŞ’nin lideri Colani’nin kullandığı araçta da yan koltukta fotoğraf verecekti. Camide namaz görüntüsü bu kez sınır dışında dünyanın yakından izlediği bir noktada gerçekleşmiş, ibadetten çok siyasi bir mesaj içermişti

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

"
"