07 Mart 2023

Kılıçdaroğlu Altılı Masa’yı ikinci kez kurdu, sıra Kürtler ve sol ile de yan yana gelmekte…

Kılıçdaroğlu, lider kumaşını ve eğer masadan yeterli desteği alırsa cumhurbaşkanı seçilmek için şansının olabileceğini de ortaya koydu.

Milli Görüş geleneğinin şu andaki kalbi sayılan genel merkez. Binanın üzerinde bayrak ve Atatürk posteri asılı. Mücahit Erbakan sloganları ile İzmir Marşı birbirine karışıyor. En çok duyulan "Birleşe birleşe kazanacağız". Binanın önünde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı açıklanıyor. Yanında milliyetçi, muhafazakar, merkez partilerin genel başkanları da var.

Perşembe gece yarısı başlayan, cuma doruğa çıkan Millet İttifakı adaylık krizinin mutlu sonla biten fotoğraf karesi bu. Ne mutlu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak sıtmadan noter-kumar masasına, şahsi hırstan kuyruklu yalanlara ağır bir ithama uğramış ittifak liderlerinin Meral Akşener’i masaya döndürmek için gösterdiği çaba önemle not edilmeli. Burada iki isme de özel bir atıf yapmak lazım: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş. Hem partilerini bırakıp aday olma çağrılarına yanıt vermedikleri için hem de Akşener’i geri döndürmek üzere ortaya koydukları performans için.

‘İki belediye başkanının cumhurbaşkanı yardımcılığı’ formülünün, alanda cumhurbaşkanı adayı ile seçim çalışması önerisinin yeni olmadığını, bunun Akşener’in ‘hiçbir şey almadan değil kendi isteğini ortaya koymuş bir lider olarak dönme görüntüsünü sağlamak için olduğunun’ herkes farkında. Ancak bunlar şu anda teferruat. Akşener’in, İyi Parti’nin, masada kalmış olması son derece önemli. Akşener’i "Kılıçdaroğlu kazanamayacak aday, kendi tabanı bile onu istemiyor" diyerek ikna eden her kimse, son üç günde muhalefetin değişik kesimlerinden CHP liderine gelen yoğun destek mesajlarıyla bu ön yargının nasıl yanlış çıktığının hesabını genel başkanına verecektir. Ancak muhalefetin tüm aktörleri son üç günde yaptıkları gibi bundan sonra da İyi Parti gündemi ile uğraşmak yerine Türkiye’nin ana gündemine sarılacaklardır. Akşener’in masadaki varlığı önemlidir. Toplantıdan sonra attığı "Milletimizin iradesiyle tarih yazacağız" tweeti, o tweet’te paylaştığı fotoğraflar da…

Bu arada iki belediye başkanının seçim sürecinde üstelenebilecekleri misyon ile ilgili daha önce çıkan haberler, yazılar. Biri benden. 25 Ağustos 2022. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Edirne ziyaretini izliyorum. Bir mola anında partinin genel başkanlarının olduğu masada oturuyorum. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa anketlerde adı öne çıkan iki belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın durumun ne olacağını konuşuyoruz. "Alanda genel başkanımız Kılıçdaroğlu ile birlikte çalışacaklar. Onun için 6 artı 2 formülü diyoruz" diye anlatıyorlar. T24’te bilgi bu başlıkla yayınlanıyor

Diğeri Koç Üniversitesi’nden Murat Somer’den. Medyascope yayınında bunu önermiş, Politikyol’da yazmıştı:

"Kılıçdaroğlu-İmamoğlu Ortak Bileti"

"Sayın Kılıçdaroğlu’nun ortak cumhurbaşkanı adayı, Sayın İmamoğlu’nun da yardımcısı olacağı formül. Bu ikili Türkiye’nin çok geniş bir yelpazesine hitap edebilir ve birbirini tamamlar. İmamoğlu’nun istifa etmesi gerekmeyeceği için İBB de seçim öncesi bırakılmamış olur. Hem iktidarın şantajına “Hayır” denilmiş olur, hem de cumhurbaşkanı yardımcısı olarak İmamoğlu’na yasak, cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu’na fezleke getirmek iktidar için çok daha zorlaşır."

Dün geçiş süreci de açıklandı. Daha önce 11 madde idi bu sürecin yol haritası. Liderler son şeklini verecekti. Cumartesi günü 5 lider bir noktaya gelmişti. Akşener’in daha önce birkaç maddeyle ilgili kimi itirazları vardı. Masaya döndükten sonra maddelerle ilgili kolaylaştırıcı bir tavır gösterdi, ancak 12. madde yani iki belediye başkanının cumhurbaşkanlığı yardımcılığına getirilmesi ile ilgili eklenen 12. maddeye de DEVA Partisi’nden itiraz geldi. Ancak ‘cumhurbaşkanının zamanını şeklini belirleyeceği şekilde göreve gelişi' diye bir madde ile bu konu belli bir uzlaşma noktasına çekildi. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Merkezi’nde yaptığı konuşmaya gelince..Yanında eşi Selvi Hanım, İmamoğlu ve Yavaş ile çıktı kürsüye. Şenyaşar Ailesi’nden madencilere, Gezi’de hapse girenlerden başörtüsü yüzünden iş verilmeyenlere, Sinan Ateş’e, ötekileştirilen ve haksızlığa uğrayan her kesime seslenen, dokunan bir konuşma yaptı. 'Halil İbrahim Sofrası' benzetmesiyle herkesin olacağı bir masayı tarif etti.

Kılıçdaroğlu konuşurken HDP eş genel başkanı Mithat Sancar Habertürk’te aday çıkarma konusunu tekrar düşüneceklerini açıklıyor, Kılıçdaroğlu’nu görüşmeye davet ediyordu. TİP Başkanı Erkan Baş sosyal medyadan kendini tebrik ediyordu. Masanın dağılmasını önleyen, muhafazakar, milliyetçi, sosyal demokratları bir arada tutan Kılıçdaroğlu’nun Kürtleri ve solcuları da kapsayan büyük bir uzlaşıyı da sağlaması beklenir.

Kemal Kılıçdaroğlu 6 Mart’ta, Altılı Masa'yı yeniden kurdu. Lider kumaşını ve eğer masadan yeterli desteği alırsa Cumhurbaşkanı seçilmek için şansının olabileceğini de ortaya koydu. 

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

Yazarın Diğer Yazıları

16 Mayıs’taki Kobani davası kararı, normalleşme olup olmayacağını ya da kapsama alanını işaret edecek

Bu davada alınacak kararlar elbette Türkiye’nin gideceği yöne dair de mesaj verecek. Uzun süredir militarist-milliyetçi bir dil belirlemiş iktidarın ‘normalleşme-yumuşama’ söyleminin kimleri kapsadığına dair belki de ilk önemli işaret olacak

Kürtler kimliklerinden vazgeçmeden ‘Türkiyeliliği’ destekliyor, Demirtaş simge sivil lider

Kürtler kimliklerinden vazgeçmiyor. Bu Kürt meselesinin her şeyden önce kimlik ve tanınma meselesi olduğuna işaret ediyor. Bir yandan kendini Kürt milliyetçisi olarak tanımlayan kesimlerde de bir yükseliş var. Kendini “Türkiyeli” olarak tanımlayan kesimlerdeki yükselişle birlikte değerlendirilmeli

Celal Başlangıç’a veda ederken Özel’e bir soru; hangi devlet?

Nedir devlet? Platon’un söylediği gibi ‘devlet denen mekanizma büyütülmüş insan’ mıdır? Devletin her koşul ve şartta kutsandığı mı yoksa bireyle ilişkisinin yeniden tarif edildiği, yüzleşmelerin yapıldığı bir süreç mi önemsenmeli?